Lübnan basını, İsrail’in ana hedeflerinde başarısız olduğunun netleştiği müzakere sürecine ilişkin, ABD arabuluculuğunda 60 günlük ateşkesin içeriğini bildiriyor.
YDH- Lübnanlı gazeteci Hasan İllaik, bugün erken saatlerde X hesabında bir post paylaştı.
İllaik'e göre, İsrail işgal rejiminin ateşkes niyetini ABD'ye iletmesi, kara operasyonlarının zirveye ulaştığı bir zamanda gerçekleşti.
İşgalci güç, kritik bir kararla karşı karşıyaydı: ya çatışmayı durduracak ya da daha da tırmandıracaktı.
İllaik, ‘’ateşkes anlaşmasının Çarşamba sabahı yürürlüğe gireceğini, Cumhurbaşkanı Nebih Berri'nin duruma ilişkin açıklamasının ardından yerinden edilmiş kişilerin de aynı gün geri döneceğini’’ açıkladı.
Lübnanlı gazeteci günümüzdeki ateşkes anlaşmasının 2006 yılında çıkarılan 1701 sayılı Kararda belirtilen hükümlerin daha ‘hafifletilmiş’ bir yorumu olarak görülebileceğini öne sürdü.
ABD arabuluculuğunda işleyen 60 günlük ateşkesin içeriği ise şöyle;
- Anlaşma Litani Nehri'nin güneyindeki bölgeyle sınırlı.
- Lübnan ordusunun geçişlerde konuşlandırılmasından bahsedilmesi dışında (Lübnan ordusunun mevcut olduğu belirtiliyor) nehrin kuzeyindeki bölgelerden hiç bahsedilmiyor. Lübnan İslami Direnişi – Hizbullah'ın silahsızlandırılması ya da Litani Nehri'nin güneyi dışındaki cephaneliğinin dağıtılmasına yönelik bir anlaşmaya dair daha önce söylenen hiçbir şey ne açıkça ne de dolaylı olarak anlaşmada yer alıyor.
- Anlaşma, güney Lübnan'daki güvenlik otoritesiyle ilgili olarak uluslararası güçlerin (UNIFIL) herhangi bir rolünden bahsetmiyor, bunun yerine konuyu Lübnan ordusuyla sınırlıyor.
- Anlaşmanın ihlal edildiğine dair şikayetleri alan beş üyeli komite, Nisan 1996 Anlaşması İzleme Komitesi'nin değiştirilmiş bir versiyonu ve 2006'dan sonra kurulan üçlü komitenin genişletilmiş bir versiyonu.
- İsrail medyasında anlaşmayla ilgili olarak yayınlanan ve Lübnan medyasında ‘mutlak gerçek’ olarak kabul edilen şeylerin çoğu anlaşmanın son versiyonuna dahil edilmedi.
İllaik şu yorumda bulundu:
‘’Güneyin evlatları ile Bekaa'dan, banliyölerden, Beyrut'tan, dağlardan ve kuzeyden gelen yoldaşlarının efsanevi direnişi düşmanı savaşı durdurmayı seçmeye itti; bu kararlı direniş, İsrail'in ateşkes anlaşmasındaki eşiğinin son haftalarda daha önce belirtilenden daha düşük olmasını sağladı.’’
Lübnanlı gazetecinin ateşkese ilişkin analizi şu sözleriyle son buldu:
‘’Yarın sabah Nebih Berri evlatlarına ve kardeşlerine güneye, Bekaa'ya ve civar bölgelere barış ve güvenlik içinde hareket etmeleri talimatını verecek.
Yıkıntılarımızı ve hatıralarımızı toplayacak, ölülerimizi cennete defnedecek ve enkazı temizleyeceğiz.
Her seferinde bir şehit vererek evlerimizi yeniden inşa edeceğiz.
Savaşan ruhlarımız “Tanrı'nın Çin Seddi” olarak burada kalacaklar; çocuklarımızın kahkahalarına çit olacaklar.
Hayallerimiz defnedilmeyecek ve kuşkusuz silahlarımız da toprağa verilmeyecek.’’