İsrail medyasına göre, Lübnan ile ateşkes anlaşmasının onaylanması duyurusu sonrasında, Siyonist rejim başbakanı Netanyahu'ya hem destek veren hem de muhalif olan geniş bir siyasi kesim, hayal kırıklığı ve öfke yaşadı.
YDH- Siyonist rejim başbakanı Netanyahu'nun Lübnan ile ateşkesi kabul etmesi, İsrail’de hem destekçileri hem de muhalifleri arasında büyük bir öfkeye yol açtı. İşgal rejimindeki uzmanlar bu anlaşmayı Netanyahu'nun hedeflerine ulaşamadan teslim olduğunun belgesi olarak değerlendirdi.
Yine işgal basınına göre herkes, Lübnan'a karşı yürütülen savaşın hedeflerine ulaşamadığını “fark etti.” Bu hedefler, Hizbullah'ı yok etmek ve yerleşimcileri güvenli bir şekilde geri getirmekti. Ancak işler sıfır noktasına geri döndü. İsrail, "sükûnet karşılığında sükûnet" talep etti ve şiddetli bir savaştan sonra 1701 kararının hükümlerine geri dönüldü.
Konuya ilişkin Şlomi Belediye Başkanı Gabi Naaman memnuniyetsizliğini şu ifadelerle dile getirdi: "Halkımız çok öfkeli ve bilgisi dışında alınan kararlardan dolayı büyük bir rahatsızlık duyuyor. Kuzeydeki sakinlere, misafir muamelesi yapar gibi, 'Çantalarınızı alın ve evlerinize dönün' denmesi kabul edilemez. Biz böyle davranmayacağız ve arkamızdan işler çevrilmesine hiçbir şekilde razı olmayacağız. Ordunun geri çekilmesinden ve Lübnanlıların yeniden sınıra kadar gelmesinden endişe duyuyoruz."
Siyonist Knesset üyesi Mirav Cohen ise şu ifadeleri kullandı: "Burada, işlerin eski haline dönmeyeceğini garanti altına alacak stratejik bir başarı yok. En temel mesele şu ki, bu anlaşma Hizbullah'ın meşruiyetini zayıflatmak yerine daha da artırdı. Bu durumu askeri operasyonlarla eşzamanlı olarak kullanmalı, diplomatik çabalar göstermeli ve tüm dünyayı 1559 sayılı karar doğrultusunda Hizbullah'ı tasfiye etmek için harekete geçirmeliydik. Yapmamız gereken tam olarak buydu."
Anlaşmadan memnuniyetsizliğini dile getiren İsrail News 24 kanalının siyasi muhabiri Nadav Elimelech ise şunları söyledi: "Son derece şaşırtıcı ve hayret verici olan şey, tutumların tamamen değişmiş olmasıdır. Sürekli olarak en büyük güçle saldırılar düzenlenmesini ve mutlak zaferden bahsedilmesini savunanlar şimdi anlaşmanın önemini vurgulayarak lehine konuşuyorlar. Öte yandan, Lübnan ile meselenin çözülmesi gerektiğini düşünenler ise şimdi bu anlaşmanın kötü olduğunu ve savaşmaya devam etmemiz gerektiğini söylüyorlar."