İsrail medyası: Netanyahu korkunç ve yalancı birisi

img
İsrail medyası: Netanyahu korkunç ve yalancı birisi YDH

Netanyahu'nun “yalancı” ve “korkunç” biri olduğunu söyleyen Maariv gazetesi yazarı, onun çelişkili konuşmalarını ve özellikle esir takası sırasında bir “başarısızlık” ortaya çıktığında suçu sürekli başka yönlere çekmesini ayrıntılarıyla anlattı.




YDH- Maariv gazetesi yazarı, İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu'yu esir anlaşmasının yedinci parti değişimi üzerine yaptığı açıklamalar nedeniyle sert bir şekilde eleştirdi. Netanyahu'nun müzakere ekibini değiştirdiğini ve süreci olumsuz etkilediğini iddia eden Caspit, başbakanı suçtan kaçmak ve başkalarını karalamakla suçladı.

Maariv yazarı Ben Caspit, Benjamin Netanyahu'nun, İsrail ile Hamas arasındaki esir anlaşmasının yedinci parti değişimine ilişkin açıklamalarının ardından, "İsrail Başbakanı korkunç bir insan. Bunu açıkça söylemekten başka çare yok. Gerçekten korkunç bir adam" dedi.

Filistinli direniş grupları bugün Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'un doğusunda yer alan Beni Süheyla'da dört esirin cesedini Uluslararası Kızılhaç'a teslim etti.

İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, takas öncesi, İsrail rejimi, Gazze'ye yönelik savaş boyunca İsrail bombardımanı sonucu öldürülen dört esirin cesetlerini teslim almaya hazırlanırken bir video kaydı yayınladı ve bu günü “korkunç ve kederli bir gün” olarak nitelendirdi.

Caspit'in “Netanyahu'nun saldırı köpekleri” olarak nitelendirdiği diğer güvenlik yetkililerinin yanı sıra Şin Bet Başkanı Ronen Bar'ın da aralarında bulunduğu üst düzey yetkililer de bir açıklama yayınladı. Açıklamada, Netanyahu'nun, müzakere ekibinin yapısını değiştirerek müzakerenin dinamiklerini değiştirdiğini iddia edildi.

İddialar Caspit'in de teyit ettiği üzere “bilgili bir kaynağa”, yani Benjamin Netanyahu'nun kendisine dayandırılıyor.

Caspit şöyle dedi: “Bu, burada yaşadığımız en üzücü günlerden birinin arifesinde söylemeyi, yayınlamayı ve yaymayı seçtiği şeydir. Ve geçtiğimiz bir buçuk yıl boyunca, 7 Ekim’den bu yana suçtan kaçmaktan, başkalarını karalamaktan, bölmekten, kışkırtmaktan, nifak tohumları ekmekten ve hesap vermekten kaçarken yoluna çıkabilecek herkesi ya da her şeyi karalamaktan başka bir şey yapmayan bu adam yüzünden pek çok üzücü gün yaşadık.”

Caspit, Netanyahu'nun iddialarının aksine, Hamas'ın haftalar önce, başbakanın müzakere ekibini değiştirmesinden çok önce, esirlerin serbest bırakılmasının iki aşamasının birleştirilmesini önerdiğini de ekledi. Bu hamlenin Netanyahu'nun Mossad Başkanı Dedi Barnea ve Şin Bet Başkanı Ronen Bar'ı görevden alma kararıyla hiçbir ilgisini olmadığı vurgulandı.

'Halk hangi Netanyahu'ya inanmalı?

Netanyahu'yu eleştirmeye devam eden Caspit, onun hesap vermekten kaçındığını, askeri operasyonlar “başarılı” göründüğünde Hamas'ın sözde yenilgisi, Hizbullah'ın geri çekilmesi ve üst düzey liderlerin hedef alınmasıyla “övünerek” spot ışıklarını üzerine çektiğini söyledi. Ancak “aksilikler” ortaya çıktığında suçu hızla başka yöne çekerek askeri ve istihbarat yetkililerini günah keçisi ilan ettiğini ileri sürdü.

Caspit “Ama işte Netanyahu bu. Övülecek bir şey varsa, o Netanyahu'ya aittir. Başarısızlık olduğunda ise başkasınındır.”

Netanyahu geçen hafta Knesset'te yaptığı konuşmada esir anlaşmasının kendi fikri olduğunu, baskı ve ABD desteğiyle Hamas'a kabul ettirildiğini iddia etti. Ancak Netanyahu kısa bir süre önce önceki müzakere çabalarının etkisiz olduğunu öne sürerek bunları sadece “al-ver” olarak değerlendirdi.

Caspit, bu tutarsızlığın, “Kamuoyu hangi Netanyahu'ya inanmalı?” sorusunu gündeme getirdiğini söyledi.

Netanyahu'nun bizzat atadığı güvenlik yetkilileri de Netanyahu'nun saldırılarına maruz kaldığı belirtildi. Caspit'e göre, Netanyahu onların yetkilerini belirledi, müzakerelerin her aşamasını kontrol etti ve anlaşmanın her maddesini bizzat onayladı. Ancak şimdi “siyasi çıkarları” gerektirdiği için onların çabalarını reddetmeye çok istekli.

Caspit’e göre, “Netanyahu anlatıyı şekillendirmek için manevralar yaparken gerçek değişmiyor; hayatlar hâlâ tehlikede ve esirler tutsak kalmaya devam ediyor.”

Caspit, “Eğer başbakan gerçekten ‘al-ver’ ile ilgileniyorsa, belki de siyasi hayatta kalmaya daha az ve hâlâ kurtarılmayı bekleyenlere daha çok odaklanmalıdır” dedi.