ABD, Irak’ı İran’a olan bağımlılığını azaltmaya zorlamak için siyasi, ekonomik ve diplomatik baskılarını artırırken, İran’ın bölgedeki etkisini zayıflatmak ve gelecekteki nükleer müzakerelerde üstünlük sağlamak amacıyla sert yaptırım tehditleriyle Irak’taki stratejisini gözden geçiriyor.

YDH- El-Ahbar’ın bildirdiğine göre, ABD, Irak'a yönelik siyasi, istihbari ve ekonomik baskıyı derinleştirmenin yanı sıra Irak kamuoyunu "İran'a bağımlılığı azaltma veya İran'la ilişki kurma" konusunda etkilemeye çalışıyor.
Foreign Affairs dergisi tarafından yayınlanan bir rapor, Washington'un Irak'taki "İran etkisi" olarak tanımladığı düzeyi kalıcı olarak azaltmak için "mevcut andan" yararlanması gerektiğini belirtiyor.
Bu görev, geniş çaplı bir askeri harekatla değil, "sert" diplomasi ve istihbarat operasyonlarının yanı sıra İran'ı "hayati bir finansman kaynağından mahrum bırakacak ve ABD'ye İran'la gelecekte yapılacak müzakerelerde koz kazandıracak" yaptırım tehdidiyle yerine getirilmeli.
Amerikalı politika yapıcıların Irak'ın çökmesi ya da IŞİD'in eline geçmesi korkuları nedeniyle Washington'un geçtiğimiz on yıl boyunca Adil Abdülmehdi ve Muhammed Şiya el-Sudani gibi Irak başbakanlarını “desteklemesinin” ardından, “IŞİD'in artık Bağdat kapılarında olmadığını, İran'ın bölgedeki etkisinin azaldığını ve Irak'ın Arap dünyasıyla yeniden bütünleştiğini” belirterek görüşlerini gerekçelendiren makalenin yazarlarına göre ABD artık bu yaklaşımdan “vazgeçmeli”.
Washington ayrıca "Iraklı liderlerin İran'ın taleplerine boyun eğmemesini" sağlamak için "Iraklı politika yapıcılar için net kırmızı çizgiler" belirlemek de dahil olmak üzere ek adımlar atmak zorunda kalacak.
Ancak Amerikan dergisine göre, sadece "ABD'nin Irak'taki konumunu iyileştirmek" için değil, aynı zamanda İran'la gelecekte yapılacak nükleer görüşmelerde "üstünlük" elde etmek için de bu yaklaşımı sürdürmekten başka bir alternatif yok.
Dergi, söz konusu stratejinin son on yıldır İran'ın bölgesel faaliyetlerini görmezden gelen Washington için bir "rota değişikliği" anlamına geleceğini, zira "İran'ın vekiller ağını dağıtmanın ezici ve karmaşık bir operasyon gerektireceğini" belirtiyor.
Aynı bağlamda, Washington Enstitüsü tarafından yayınlanan bir rapor, 2011 yılında ABD savunma bütçesini belirleyen Ulusal Savunma Yetkilendirme Yasası'nın İran Merkez Bankası'na yaptırım uyguladığını, ancak İran'dan ham petrol alımını önemli ölçüde azaltan ülkelere ya da ABD'nin ulusal güvenlik çıkarlarının gerektirdiği durumlarda “muafiyetler” tanıdığını belirtiyor.
Raporda, Trump yönetiminin Ulusal Güvenlik Başkanlık Memorandumu'nda "Dışişleri Bakanı'nın, özellikle İran'a herhangi bir ekonomik ya da mali rahatlama sağlayan yaptırım muafiyetlerini değiştirmesi ya da iptal etmesi gerektiği" açıkça belirtilmiş olsa da, bu konunun Trump ekibinin bunu uygulayıp uygulayamayacağı ya da "ilk engelde tökezleyip tökezlemeyeceği" konusunda tartışmaya açık olduğu belirtiliyor.
Bu görüşe göre, Irak'ı "nihayet İran'a olan enerji bağımlılığından kurtulmaya" zorlamak için hiç bu kadar "mantıklı" bir zaman olmamıştı ve Irak'ın birkaç ay boyunca sıvı yakıt kullanmaya başlaması halinde, "yaz aylarında İran'a olan bağımlılık, en yüksek elektrik üretiminin %4'ünden daha azına düşebilir" ve bu da Irak'ın kendi hammaddelerine olan bağımlılığını artırarak İran'dan kaynak sıkıntısının Irak üzerindeki etkisini sınırlayacak.
Bu hedefe ulaşmak için Washington'un "muafiyetleri geri çekme tehdidinde bulunması" gerekiyor ki bu da Irak'ı ilk kez İran enerjisini ikame etmek için hızlı hareket etmeye, Suudi Arabistan'dan elektrik ithal etme planlarını hızlandırmaya ve "standart enerji üretim mavnalarını ve LNG ithalat gemilerini Irak kıyılarına getirmeye" teşvik edecek ki bu da "sadece Irak'ın çıkarları için değil ABD'nin ulusal güvenlik çıkarları için de" olumlu sonuçlar doğuracak.
Raporda ayrıca yaptırım muafiyetlerinin sona ermesine "Irak kamuoyuna yönelik olarak İran enerji kaynaklarının güvenilmezliğini, yüksek maliyetini ve bu kaynaklara olan bağımlılığın acilen azaltılması gerektiğini vurgulayan medya materyallerinde bir artış" eşlik etmesi gerektiği vurgulanıyor.