Kudüslü Ahmed Manasra, 10 yıl boyunca yasadışı olarak İsrail toplama kamplarında rehin alındı ve çeşitli fiziksel ve psikolojik işkencelere maruz kaldı.

YDH- İsrail işgal güçleri, Kudüslü rehine Ahmed Manasra'yı bugün (Perşembe), 10 yıllık rehineliğin ardından Nakab çölündeki Nafha toplama kampından serbest bıraktı.
Manasra'nın 'cezasını' tamamlamasının ardından serbest bırakılması, en ağır hasta rehinelerden biri olarak kabul edildiği için sağlık ve psikolojik durumuna ilişkin endişelerin ortasında gerçekleşti.
El-Meyadin muhabirinin aktardığı ayrıntılara göre, işgal güçleri rehine Manasra'yı ailesinin serbest bırakılmasını beklediği toplama kampının kapısından kasıtlı olarak uzak bir yere bıraktı.
Serbest bırakıldıktan sonra Bi'rseba'da yaşayan bir kişiyle görüştüğünü ve ailesini arayarak serbest bırakıldığını haber verdiğini kaydetti.
Aile, Bi'rseba bölgesinden gelen bir telefonla Ahmed'in yanlarında olduğunu, işgal güçlerinin onu kasıtlı olarak kampın kapısından uzak bir bölgede serbest bıraktığını öğrenince şaşkınlığa uğradı.
Serbest bırakılan reine Manasra'nın avukatı el-Meyadin'e “toplama kampından çıktığında psikolojik durumunun son derece zor olduğunu” söyledi.
Serbest bırakılan rehinenin avukatı, “2021'den mevcut savaşın başlangıcına kadar devam eden işkence ve hücre hapsine maruz kaldığını” belirterek, “savaş sırasında reinelerin maruz kaldığı tüm istismar yöntemlerine ve politikalarına maruz kaldığını” sözlerine ekledi.
İsrail istihbaratının Manasra ailesini “oğullarının serbest bırakılmasını kutlamamaları konusunda uyardığı” da bildirildi.
Manasra 2015 yılında 13 yaşındayken kuzeniyle birlikte Kudüs'te bir intihar saldırısı gerçekleştirdiği gerekçesiyle rehin alınmıştı.
Kuzeni Hasan Manasra İsrail güçleri tarafından öldürülmüş, Ahmed ise ağır yaralanmıştı.
Rehin alındığı gün, Ahmed Manasra ciddi şekilde dövüldü ve bunun sonucunda kafatası kırıldı ve kafatasının içinde kan birikti.
Ayrıca uyku ve dinlenmeden mahrum bırakma, saatlerce sorgulama ve diğer rehinelerden tecrit edilmenin yanı sıra ziyaret ve gerekli tıbbi tedavinin reddedilmesi de dahil olmak üzere sert fiziksel ve psikolojik sorgulamalara maruz bırakıldı.
Geçtiğimiz birkaç yıl içinde, rehin tutulmuş çocuk olarak yaşadıklarının bir sonucu olarak bozulan zihinsel ve fiziksel sağlığı nedeniyle serbest bırakılmasını sağlamak için küresel bir kampanya başlatıldı.
Bu kampanyaya, serbest bırakılması ve kendisine uygulanan kısıtlamaların hafifletilmesi için verilen dilekçeleri reddeden İsrail ‘mahkemelerindeki’ bir dizi duruşma eşlik etti.