ABD, geçmişte destek verdiği radikal unsurlarla bağları olan eski militan Ahmed el-Hayes’in Suriye’nin kuzeyinde resmi bir göreve getirilmesini eleştirirken, HTŞ’nin bu atamasının insan hakları ihlalleriyle lekelenmiş sicili ve bölgesel istikrar üzerindeki etkileri nedeniyle ciddi bir hata olduğunu vurguladı.

YDH- Washington, Suriye’deki rejimin eski IŞİD lideri Ahmed el-Hayes’i kuzey Suriye’deki bir bölük komutanı olarak atamasını eleştirdi.
Suriye’de faaliyet gösteren Heyet Tahrir eş-Şam örgütünün ‘savunma bakanlığı’, bu ayın başlarında Hayes’i, Deyr ez-Zor, Haseke ve Rakka'da faaliyet gösteren 86. Bölük komutanı olarak atamıştı.
Bu bölgeler, kuzeydoğu Suriye’deki Kürt yönetiminin denetimindeki alanları da kapsıyor.
Ebu Hatem Şakra olarak da bilinen Hayes, uluslararası kınama çeken Ahrar el-Şam'ın bir yan kuruluşu olan Ahrar el-Şarkiya adlı isyancı milis grubunun lideriydi.
Ahrar el-Şarkiya, Deyr ez-Zor vilayetinden Şeytat kabilesinden birçok savaşçıdan oluşuyor ve eski IŞİD üyelerini de içeriyor.
Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Tammy Bruce, yaptığı bir basın toplantısında, “Geçici yönetimin, uzun bir insan hakları ihlalleri geçmişi ve IŞİD’e karşı mücadelemizi zayıflatma geçmişi olan bu kişiyi resmi bir pozisyona atama kararı ciddi bir hatadır. Bu atamayı desteklemiyoruz.” dedi.
Açıklama, "Ahrar el-Şarkiya, kuzeydoğu Suriye'de birçok sivil öldürmüş, sağlık çalışanlarına saldırmış, ayrıca kaçırmalar, işkenceler ve sivillerin özel mülklerinin zorla alınması gibi faaliyetlerde bulunmuştur," diye devam etti.
Bakan, yaptığı açıklamada, "Ahrar el-Şarkiya'nın, 2019 Ekim ayında Kürt siyasetçi Hevrin Halef ve korumalarının yasa dışı öldürülmesi gibi ciddi insan hakları ihlalleri geçmişi bulunmaktadır," dedi.
Ayrıca, Ahrar el-Şarkiya'nın "Halep dışında, 2018'den itibaren yüzlerce kişinin idam edilmesinin yaşandığı büyük bir hapishane kompleksi" bulundurduklarını ifade etti.
Hayes'in, bu hapishaneyi yönettiğini ve hapishanenin suç faaliyetlerini desteklediğini belirten Bakan, örgütün "Halep hapishanesini, İdlib ve Halep illerindeki tanınmış iş insanları ve muhalefet figürlerine yönelik geniş çaplı fidye kaçırma operasyonları düzenlemek için kullandığını" bildirdi.
ABD, 2021 yılında Hayes’e yaptırım uygulamış, kendisini ciddi insan hakları ihlalleri yapmakla suçlamıştı. Bu ihlaller arasında Ezidi kadın ve çocukların kaçırılması ve IŞİD ile bağlantılar yer alıyordu.
Suriye Demokratik Güçleri (SDG) sözcüsü Ferhat Şami, Hayes’in terfi etmesinin “kabul edilemez bir adım” olduğunu ve devlet kurumlarını lekeleyeceğini söyleyerek militanın yargılanmasını talep etti.
PYD öncülüğünde kurulan özerk yönetimin Kadın Koordinasyon Kurulu Başkanı Adalet Ömer, "Bir siyasi kurbanı öldüren ve cesedini tahrip eden birine nasıl resmi bir görev verilebilir?" dedi ve ekledi:
"Suriye yargısı, Suriye çatışmasının mağdurlarına adalet sağlamak için sorumluluklarını yerine getirmeli ve savaş suçları için sorumluları yargılamalı."
SDG, Mart ayında HTŞ ile bir anlaşma imzalayarak federal kurumlara entegrasyon sağlamak üzere bir anlaşma yapmıştı.
Aralık ayında Colani’nin ‘iktidara gelmesinin’ ardından, Batı Suriye'deki Alevi dini azınlığından kadınları köleleştirmek amacıyla kaçırmaların bir dalgası patlak verdi.
Bu hafta, Humus’ta, Suriye güvenlik güçlerinin de dahil olduğu, genç bir Alevi kadını, Mira Celal Tabat'ı kaçırma ve zorla evlendirme iddialarına ilişkin raporlar çıktı.
ABD ise, Suriye'de şimdi yeni bir adla yöneten HTŞ rejimine, Nusra Cephesi'ne ve IŞİD'e geçmişte verdiği desteğe rağmen atamayı eleştiriyor.
ABD, 2014'te kuzeybatı Irak'taki Musul şehrinin IŞİD'e teslim olmasına yardım etti.