The American Conservative dergisi, Trump’ın İran’la anlaşmaya yaklaştığı bir dönemde İsrail’in saldırı planlarının bu süreci sabote edebileceğini yazdı.

YDH- The American Conservative dergisi, İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu’nun İran’a yönelik politikalarının, eski ABD Başkanı Donald Trump’ın “sabrını zorladığını” yazdı. Dergiye göre, Trump, İsrail’in Tahran’daki nükleer tesislere yönelik olası bir askeri saldırısını “uygun bulmadığını” ifade etti.
Trump, Netanyahu ile aralarında yaşandığı bildirilen gergin görüşmeye dair kendisine yöneltilen bir soruya, başbakana “doğrudan bir uyarı yapmadığını” ancak İran’ın nükleer programının savaşla değil, “diplomatik bir anlaşmayla” çözülmesi gerektiğini söyledi.
Trump şu ifadeyi kullandı: “İranlılarla çok iyi görüşmeler yapıyoruz ve ben şu anda bir saldırının uygun olmadığını söyledim. Eğer bir anlaşma yapabilirsek, çok sayıda hayat kurtulur.”
Dergi, ABD’nin İran’la beşinci tur nükleer müzakereleri tamamladığını ve Trump’ın 2018’de çekildiği 2015 tarihli JCPOA anlaşmasının yerine yeni bir düzenleme için çalışmaların sürdüğünü aktardı. Haberde, Trump’ın bu sürecin İsrail tarafından sabote edilmesinden “endişe” duyduğu vurgulandı.
The American Conservative, İsrail’in geçmişte olduğu gibi İran’a saldırı tehdidini yeniden gündeme getirdiğini ve İsrailli yetkililerin, ABD’nin desteği olmaksızın da bu saldırıyı gerçekleştirebileceklerini öne sürdüklerini bildirdi. Kaynak olarak New York Times’a yer verildi.
Dergi ayrıca, İran’ın JCPOA’dan çekilme sonrası uranyum zenginleştirme faaliyetlerini artırdığını, ancak bu adımların barışçıl enerji üretimi amaçlı olduğunu savunduğunu yazdı. Buna karşılık İsrail ve ABD’deki bazı çevreler, İran’ın nükleer silaha yalnızca “birkaç gün” mesafede olduğunu iddia ediyor.
Emekli Albay Douglas Macgregor, dergiye yaptığı açıklamada, Netanyahu’nun asıl hedefinin İran’la savaşı başlatmak olduğunu öne sürdü. Macgregor, Netanyahu’nun ABD Kongresi üzerindeki etkisini kullanarak, İran’ın olası bir karşı saldırısına karşı Amerikan askeri desteğini garanti altına almak istediğini belirtti.
Dergi, Netanyahu’nun medya üzerinde etkili olan Amerikalı müttefiklerine de dikkat çekti. Bunların arasında, “Demokrasileri Savunma Vakfı” (Foundation for the Defense of Democracies) ile bağlantılı siyasi isimler ve İran’ın nükleer tesislerine saldırıyı “kaçınılmaz” veya “tek seçenek” olarak gören emekli Amerikan askerleri bulunduğu ifade edildi.
Washington’daki Stimson Center’dan Barbara Slavin, The American Conservative’a yaptığı açıklamada, İsrail’in ABD desteği olmadan İran’la savaşa giremeyeceğini belirtti. “İsrail, İran’ın programını yavaşlatabilir; ancak ciddi zarar verebilmesi ve misillemelere karşı kendini savunabilmesi için ABD’nin desteği şart,” dedi.
Uluslararası Politika Merkezi'nden Sina Toossi de İran’ın 2024’te İsrail’e yönelik iki büyük füze saldırısında, ABD’nin oynadığı savunma rolünü hatırlattı. Nisan ayında bir İran generalinin, Ekim’de ise Hizbullah lideri Hasan Nasrullah’ın suikastla öldürülmesine karşılık olarak İran’ın yüzlerce füze ve İHA ile gerçekleştirdiği misillemelerde, ABD ve müttefiklerinin çoğunu etkisiz hale getirdiği, ancak onlarca füzenin Demir Kubbe savunmasını aşmayı başardığı belirtildi.
Toossi, “İsrail’in ABD desteği olmadan İran’a savaş açabileceği düşüncesi, tehlikeli bir yanılsamadır,” dedi. İran’ın büyük çaplı, gelişmiş hava savunmalarını aşabilen saldırılar düzenleme kapasitesini açıkça ortaya koyduğunu vurguladı.
Toossi ayrıca, Netanyahu’nun ve çevresindeki isimlerin Trump’ın diplomatik çabalarını baltalamaya çalıştığını savundu. “Bu baskı kampanyası, yıllardır çatışma ve tecrit stratejisiyle ilerleyen İsrail sertlik yanlılarının çabalarını koruma girişimidir,” dedi.
Dergi, perde arkasındaki diplomasi trafiğine de dikkat çekti. 2005’te İsrail için Amerikan vatandaşlığından feragat eden ve bugün Stratejik İşler Bakanı olarak görev yapan Ron Dermer’in, Mossad Başkanı ile birlikte, ABD temsilcisi Steve Witkoff ve CIA Direktörü John Ratcliffe ile yoğun görüşmeler yürüttüğü bildirildi.
Witkoff’un, İran’ın sivil nükleer programdaki ısrarı karşısında Körfez ve Orta Doğu ülkelerini kapsayan uluslararası bir zenginleştirme konsorsiyumu önerisi üzerinde çalıştığı da aktarıldı.
Son olarak dergi, Trump’ın diplomatik çözüm arayışında olduğunu ve Netanyahu’nun bu sürece müdahalesinin Trump’ın tepkisini çekebileceğini belirtti. Barbara Slavin’e göre Trump’ın açıklamaları net: “Trump bir anlaşma istiyor ve bir uzlaşmanın yakın olduğunu düşünüyor. Bibi şimdi harekete geçerse, Trump’ın öfkesini göze almış olur.”