Yeni bir araştırma, Beşşar Esed yönetiminin sona ermesinin ardından Colani yönetimindeki HTŞ rejimi medyasının “İsrail’e odaklanmasının önemli ölçüde azaldığını” ortaya koyarak, “ton ve bölgesel hizalanmada stratejik bir değişime” işaret ediyor.

YDH- Kudüs merkezli Yahudi Halkı Politika Enstitüsü (JPPI) tarafından yapılan yeni bir araştırma, Aralık 2023'te Beşşar Esed yönetimine son verilmesinden bu yana HTŞ rejimine ait devlet medyasında İsrail ile ilgili içerik miktarında “önemli bir düşüş” olduğunu gösterdi.
Araştırmanın, HTŞ rejimi lideri Colani yönetimindeki hükümetin medya politikasında bir değişime işaret ettiği belirtildi.
JPPI'ye bağlı Diane ve Guilford Glazer Bilgi ve Danışmanlık Merkezi tarafından pazartesi günü yayınlanan rapora göre, büyük “Suriye yayın organlarındaki İsrail’le ilgili makale sayısı keskin bir şekilde azaldı.”
Resmi devlet haber ajansı SANA ile rejim yanlısı gazeteler es-Savra ve el-Hürriye'nin (eski adıyla Tişrin) yüzlerce haberini ve köşe yazısını inceleyen analistlerin, 2024'ün ilk beş ayını, Esad'ın hâlâ iktidarda olduğu 2023'ün aynı dönemiyle karşılaştırdıkları kaydedildi.
Beşşar Esed döneminde, SANA'nın haberlerinin %43'ünde İsrail’e atıflar yer alırken, bu oranın, Colani yönetiminde %7'ye kadar düştüğü belirtildi.
Shlomi Bereznik ve Eli Kannai liderliğindeki araştırma ekibinin, yayın içeriğindeki sıklığı ve tonu ölçmek için yapay zeka tabanlı araçlar kullandığı bildirildi. Bulguların, ocak ayından bu yana rejim medyasında İsrail’den yalnızca “sınırlı” şekilde bahsedilmesiyle, haber kapsamının hacminde “çarpıcı bir azalmaya” işaret ettiği kaydedildi.
Es-Savra ve el-Hürriye'de değişen editoryal ton
Es-Savra'da, Esed'in iktidardaki son yılında köşe yazılarının yaklaşık %25'i İsrail’i ele alıyordu ve bunların %95'inden fazlası "son derece olumsuz" olarak tanımlanıyordu. Buna karşılık, bu yıl gazetenin yorumlarının yalnızca %5'i bu konuyu işledi. Bunların %65'i hâlâ keskin bir şekilde olumsuzdu, ancak %18'i "tarafsız" olarak derecelendirildi; bu ton daha önce nadiren görülüyordu.
Eleştirilerin yoğunluğu yüksek kalsa da el-Hürriye de tonda benzer eğilimler gösterdi. Bu yıl İsrail’i tartışan köşe yazılarının yaklaşık %78'i hâlâ "son derece olumsuz" olarak kabul edilirken, geri kalanı eşit olarak "olumsuz" ve "kısmen olumsuz" sınıflandırmaları arasında paylaşıldı.
Haber kapsamındaki düşüş ve dil yumuşaması daha geniş jeopolitik yeniden yapılanmanın işareti olabilir
JPPI Glazer Merkezi Direktörü Yaakov Katz, medya tonunun büyük ölçüde düşmanca kalmakla birlikte, haber kapsamındaki “düşüş ve dildeki hafif yumuşamanın” daha geniş bir jeopolitik yeniden yapılanmanın sinyali olabileceğini belirtti.
Katz, "Ton hâlâ düşmanca, ancak hacimdeki ve nüanstaki değişim daha derin bir şeyi gösteriyor" dedi.
Katz şöyle devam etti: "Yeni Suriye hükümeti, Batı'ya doğru kayışını açıkça gösteriyor. Eş-Şaraa'nın Riyad'da ABD Başkanı Donald Trump ile görüşmesi ve ABD'nin Suriye'ye yönelik yaptırımları kaldırma kararı bu eğilimin bir parçası."
Retorikteki “küçük ayarlamaların” bile daha büyük etkileri olabileceğini söyleyen Katz, "Henüz normalleşme değil, ama bir açılım." dedi.
Beşşar Esed döneminde, Suriye medyasında İsrail sıklıkla bölgeye hâkim olmaya ve Suriye'nin egemenliğini baltalamaya çalışan “sömürgeci bir güç” olarak tasvir ediliyordu. Bu çerçevelendirmenin “bir kısmı” devam etse de araştırmacılar, “komplo teorileriyle dolu anlatıların azaldığını ve İsrail’i tamamen dışarıda bırakan içeriğin belirgin şekilde arttığını” kaydetti.
Araştırma ayrıca, bölgesel bir karşılaştırmaya dikkat çekerek, HTŞ rejimi medyasının artık “Arap dünyasında İsrail’e en az odaklananlar arasında” yer aldığını vurguladı. Buna karşılık, Mısır medyasına yönelik benzer bir JPPI değerlendirmesi, köşe yazılarının %30'unun hâlâ bu konuyu ele aldığını tespit etti.