ABD Başkanı Donald Trump, İran’ın nükleer tesislerini tamamen yok etmenin mümkün olmadığını ve İsrail’in derin hedefleri vurma kapasitesinin sınırlı olduğunu belirtirken, İran’ın askıya aldığı nükleer silah programını yeniden başlattığını iddia ederek Amerikan istihbarat topluluğunun bu konudaki değerlendirmelerini reddetti.

YDH- ABD Başkanı Donald Trump, Cuma günü gazetecilere yaptığı açıklamada, İsrail’in derin hedefleri vuracak kapasitesinin sınırlı olduğuna dikkat çekerek, “İran'ın tüm nükleer tesislerini yok etmek mümkün değil, hatta buna gerek de olmayabilir,” ifadelerini kullandı.
CBS News’a göre, ABD ve Avrupalı diplomatlar, İran’da rejim değişikliği, nükleer malzemelerin güvenliği ve askeri saldırıların bölgesel müttefiklerde yaratabileceği çevresel ve sağlık etkileri konusunda gizli görüşmeler yürütüyor.
Washington yönetiminin, İran’a karşı askeri seçenekleri değerlendirirken diplomatik zemini kaybetmemeye çalıştığı aktarıldı.
İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu ise bölgesel tansiyonu bilinçli biçimde yükseltirken işgal varlığı, İran’a yönelik önleyici bir saldırının giderek daha fazla zorunluluk haline geldiğini savunuyor.
Bununla birlikte, Trump, İran’ın nükleer silah üretmediğine dair Amerikan istihbarat topluluğunun resmi değerlendirmelerini açıkça reddederek Tahran’ın daha önce askıya aldığı nükleer silah programını yeniden başlattığını iddia etti.
Bu çıkış, Ulusal İstihbarat Direktörü Tulsi Gabbard’ın 25 Mart’ta Kongre’ye sunduğu rapora yönelik eleştirilerin ardından geldi.
Söz konusu raporda, İran’ın nükleer silah geliştirme yönünde aktif bir program yürütmediği yönündeki mevcut istihbarat konsensüsü tekrar edilmişti. Ancak Trump bu değerlendirmeyi kabul etmeyerek, “İstihbarat teşkilatımın ne dediği umurumda değil,” diyerek İran’ın silah geliştirmede son aşamaya geldiğini öne sürdü.
Trump’a bir gazeteci tarafından, “Kendi istihbarat kurumlarınız İran’ın nükleer silah yapmadığını söylüyor. Elinizde buna aykırı bir istihbarat mı var?” sorusu yöneltildi. Trump bu soruya, “O zaman benim istihbarat topluluğum yanılıyor. Kim söyledi bunu?” diye karşılık verdi.
Gazetecinin “Ulusal İstihbarat Direktörünüz Tulsi Gabbard,” yanıtı üzerine ise Trump, “O yanılıyor,” ifadelerini kullandı.
Cuma günü ilerleyen saatlerde bir sosyal medya paylaşımı yapan Gabbard, Başkan’a kısmen destek verir nitelikte açıklamalarda bulundu:
“Amerikan istihbaratı, İran’ın isterse haftalar ila aylar içerisinde nükleer silah üretebilecek seviyeye geldiğine işaret ediyor. Başkan Trump, bunun gerçekleşmesine izin verilemeyeceğini açıkça ifade etti ve ben de bu görüşe katılıyorum.”
Bununla birlikte Gabbard’ın açıklamaları, daha önce ifade ettiği “İran şu anda nükleer silah üretmiyor” yönündeki istihbarat değerlendirmeleriyle çelişmiyor zira halihazırda bilinen hiçbir ABD istihbarat raporu, İran’ın nükleer programını askeri amaçlarla silahlandırdığını doğrulamış değil.
El-Cezire’ye göre, ‘’Trump’ın açıklamaları da, İran’ın şu an için fiilen bir nükleer bomba üretmediği ancak teknik kapasite olarak buna yakın olduğu yönündeki değerlendirmelerle çelişmiyor’’.
Öte yandan, Amerikan Ulusal İstihbarat Topluluğu, İran’ın teslim edilebilir bir nükleer başlık üretmesi için hâlâ “birkaç yıl” gibi bir süreye ihtiyaç duyduğunu bildirdi. Buna karşın bazı eleştirmenler, sınırlı düzeyde de olsa bazı “kaba prototiplerin” üretilebileceğini öne sürüyor.
Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (UAEA) verileri ise İran’ın zenginleştirdiği ve depoladığı uranyum miktarındaki artışı doğrulasa da bu durumun tek başına nükleer silah anlamına gelmediğinin altını çiziyor. Ajans, nükleer programın “sivil enerji” çerçevesinde kaldığını belirtiyor.
Olası saldırının, gerekli tüm varlıklar konumlandırılır konumlandırılmaz gerçekleşeceği değerlendirmelerinin gölgesinde, Batı medyası tarafından öne sürülen tüm "iki hafta" anlatısı sadece başka bir sis perdesi gibi görünüyor. Ekipmanlar hala taşınıyor ve belirli personel tahliye önlemleri devam ediyor.
Dahası, ABD'nin sığınak delicilerinin Fordo tesisini delmek için muhtemelen yetersiz olduğuna dair son haberleri göz önünde bulundurarak, düşük verimli nükleer silahların kullanılması ihtimaline dikkat çekildi.
İddialara göre, bu modern savaş alanında taktik nükleer silahların normalleşmesinin başlangıcı olacak.