Colani’yi "İslamcı ama reform yanlısı" bir “tek boynuzlu” olarak tanımlayan Haham Abraham Cooper, İsrail-ABD-Suriye diyaloğunun “bölgesel dengeyi” değiştirebileceğini söyledi.

YDH- Amerikan haber ajansı The Media Line, Yahudi insan hakları örgütü Simon Wiesenthal Merkezi'nden Haham Abraham Cooper’ın, Şam'a yaptığı “beklenmedik” ziyaret ve HTŞ rejimi lideri Ebu Muhammed el-Colani (Ahmed eş-Şaraa) hakkındaki izlenimlerine yer verdi.
Cooper, Trump dönemi Beyaz Saray danışmanı Evanjelik papaz Johnnie Moore ile birlikte Suriye'ye giderek Colani ile bir araya gelmişti.
Cooper, bu ziyareti şu sözlerle anlattı:
"Brooklyn'de Suriyeli Yahudilerle büyüdüm. Aileleri ya Esed'in babası döneminde kaçmıştı ya da zorla sürülmüştü. En çılgın hayallerimde bile bir gün Şam sokaklarında yürüyeceğimi düşünmezdim."
Suriye için “kritik” bir zaman
Hahamın ziyaretinin, Suriye için “kritik bir döneme” denk geldiğini söyleyen The Media Line “Acak bu kritik an, Cooper'ın Birleşmiş Milletler dışında Suriye Dışişleri Bakanı ile görüşmesi, ardından Şam'a davet edilmesi ve nihayetinde ülkenin yeni başkanıyla iki saatlik bir görüşme yapmasıyla şaşırtıcı bir dizi olayla kesişti” dedi.
"O bir tek boynuzlu"
Cooper, Colani hakkında şu ifadeyi kullandı:
"O bir tek boynuzlu. Açıkça İslamcı, ama aynı zamanda eşiyle halka açık yerlerde dolaşan, İsrail ile çatışmayı azaltmaya çalışan ve tartışmayı kesmeden fikir ayrılıklarını konuşabilen bir lider."
Görüşmenin, “ideolojik bağlılıklarıyla şekillen” ancak bir yandan da “pragmatik davranabilen” bir lider izlenimi bıraktığı kaydedildi.
DNA temelli insani proje önerisi
Cooper, Ukrayna ve Irak'ta Rahip Patrick Desbois'in çalışmalarını örnek alarak, kayıp yakınlarının kalıntılarını tanımlamalarına yardımcı olacak “DNA temelli bir insani proje” önerdi. Bu girişimin, “geçmişin şiddetinden etkilenenleri iyileştireceğini ve rejimin kurbanlara ve ailelerine yönelik tutumunda bir değişim sinyali olacağını” iddia etti.
Ayrıca, İsraillilerle su ve tarım gibi temel ihtiyaçlar konusunda “işbirliği” yapılmasını “tavsiye” etti: "Bu bir sinyal. Ve Suriye'deki herkese işlerin değişmeye başlayabileceğini göstermenin bir yolu."
"Biz diplomat değiliz"
Cooper, Suriye'yi ziyareti sırasında herhangi bir hükümeti temsil etmediğini iddia etti:
"Biz diplomat değiliz. Bir devlet adına konuşmuyoruz. Ancak bazen bizim gibi inanç önderleri, ivme yaratabilir ve kapıları açabilir."
Yine de ziyaretin “siyasi etkilerinin” açık olduğunu söyleyen The Media Line’na göre, “Colani’nin İsrail'le diyaloğa açık olması veya en azından onu düşman listesinden çıkarmayı düşünmesi, geçmişteki söylemlerden önemli bir sapmaydı.”
Cooper, İbranice "kabdehu v’chashdehu" ("saygı göster ve şüphe duy") ifadesini bir “rehber ilke” olarak aktardı:
"Doğrulamak gerekir. Ancak daha iyi bir gelecek ihtimali varsa, bu yolu denemek Suriye ve İsrail halklarına borcumuz."
ABD'nin rolü ve Trump faktörü
The Media Line, Cooper’ın, İsrail'in Suriye ile ilişkilerini “kademeli olarak” artırmayı düşünmesi gerektiğine inandığını bildirdi: "Diyaloğa girmemek hata olur. İsrail'in zaten sınırlı bir etkileşime başladığını biliyorum, ancak bunu biraz daha ilerletmek mantıklı."
“Anahtar oyuncunun” ise ABD Başkanı Donald Trump olduğunu iddia etti:
"Yerel trenden ekspres trene geçmek istiyorsanız, bunu sağlayabilecek tek kişi Başkan Trump."
İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu'nun Trump'tan Suriye ile diyaloğu kolaylaştırmasını istediği yönündeki haberlere de değinen Cooper, Trump, Netanyahu ve Colani arasında yapılacak üçlü bir toplantının “oyunun kurallarını değiştirebileceğini” öne sürdü.
"Suriye, İbrahim Anlaşmaları'na dahil olabilir mi?"
Cooper, Suriye'nin İbrahim Anlaşmaları'na dahil olup olamayacağı sorusuna “temkinli” yaklaştı ancak fikri tamamen reddetmedi:
"Bu şu an onun [eş-Şara'nın] önceliği değil. Ancak o ve Bibi, Trump'la birlikte Beyaz Saray'da bir odada buluşursa, kim bilir?"
Colani’nin kontrolü ne kadar güçlü?
The Media Line, Colani’nin, ülkesi üzerindeki kontrolünün ne kadar güçlü olduğuna dair “ciddi endişeler” olduğunu söyledi. Suriye hâlâ parçalanmış durumda; yeniden canlanan IŞİD hücreleri, İran ve Rusya'nın etkisi ve ülke geneline yayılmış silahlı gruplar mevcut. Cooper, "Bu hükümetin Suriye'nin tamamını ne kadar kontrol edebileceğini bilmiyoruz" diyerek bu belirsizliği kabul etti.
Şam'da Kipa ile dolaşmak
The Media Line, bu belirsizliğin Cooper'ın kipa takarak Şam'da dolaşmasını engellemediğini kaydetti.
Cooper şöyle dedi: "Hükümetten güvenlik ekibimiz vardı, kendi ekibimizi de kiralamıştık. Her köşede AK-47'li adamlar ve yedek şarjörler görüyordunuz. Ancak insanlar okula gidiyor, alışveriş yapıyordu. Hayat devam ediyordu."
Cooper ve Moore, Suriye'nin dört bir yanından gelen 15 üst düzey Hristiyan liderle de bir araya geldi. Cooper, Hristiyan toplumunun "hâlâ çok endişeli" olduğunu ve "cevaplardan çok soruları" bulunduğunu belirtti. Onlara nasıl davranıldığının, ülkenin geleceği için önemli bir turnusol testi olacağını savundu:
"Bir ülkenin dini azınlıklara nasıl davrandığı, onun sağlığını ve geleceğini değerlendirmek için iyi bir yoldur."
Kayıplar ve İsrail Casusu Eli Cohen
Cooper, DNA projesine dönerek Suriye'nin geçmişinin “insani maliyetine” dikkat çekti. Ayrıca, İsrail ajanı Eli Cohen'in kalıntıları konusunu da gündeme getirdi.
Reuters’in bundan yaklaşık bir ay önce yaptığı bir habere göre, HTŞ rejimi, İsrailli casus Eli Cohen’e ait bazı eşyaları İsrail’e teslim etmeyi kabul etti Bu karar, İsrail’le olan “gerilimi azaltma” ve ABD Başkanı Donald Trump’a “iyi niyet gösterme” çabalarının bir parçası olarak alındı.
İsrail, Cohen’e ait belgeler, fotoğraflar ve kişisel eşyalardan oluşan bir koleksiyonu “başarıyla” ele geçirdiklerini iddia etmişti. Mossad, bu malzemelere ulaşmak için “ismi belirtilmeyen bir yabancı istihbarat servisiyle iş birliği yaptığını” açıkladı.
Bir Suriye güvenlik kaynağı, HTŞ rejimi lideri Colani’nin bir danışmanı ve iki taraf arasındaki arka kapı diplomasisine aşina bir kişi, Cohen’e ait arşivin aslında Colani tarafından dolaylı bir “iyi niyet göstergesi” olarak İsrail’e sunulduğunu belirtti.
Cooper "Onun kalıntılarını eve getirmek istiyoruz." dedi.
Cooper ve Moore, kayıp ve öldürülen Amerikalı gazeteciler (Austin Tice, Steven Sotloff ve James Foley) konusunu da gündeme getirdiklerini doğruladı:
"Cevaplar alamadık. Ancak bilen kişileri tanıyor olmalılar. Bu konu listenin en üstünde kalmaya devam etmeli."
ABD'nin politikası ve yaptırımların kaldırılması
Cooper, Trump'ın danışmanlarının neredeyse tamamının karşı çıkmasına rağmen yaptırımları kaldırma kararını “övgüyle” karşıladı:
"Oraya gitmemizin tek nedeni, Başkan Trump'ın tüm danışmanlarının tavsiyesine karşı çıkarak yaptırımları kaldırmasıydı."
ABD'nin rolünün “kritik” olduğunu vurguladı: "ABD bir rol oynamazsa, Suriye Rusya, İran, Türkiye, Çin ve Doha gibi güçlerin piyonu haline gelir. Ancak ABD devreye girerse denklem değişir."
"Gerçek barışı halklar yapar"
The Media Line’a göre, Cooper, Colani’nin geçmişi ve ideolojisi konusunda “temkinli” olsa da “diyaloğun ahlaki ve stratejik bir zorunluluk olduğuna” inanıyor. Cooper şöyle dedi: "Bakın, kim olduğunu inkar etmiyor. O bir İslamcı, ancak farklı bir yaklaşım da sergiliyor. Toplumu yeniden inşa etmekten ve dini gruplara saygı duymaktan açıkça bahsediyor. Eğitim sektörüne kimi atayacağını göreceğiz. Müfredatta bir değişiklik olup olmayacağını göreceğiz. Bu bize bir şeyler anlatacak."
“Gerçek barışın” halklar tarafından yapıldığını söyleyen haham şöyle devam etti: "Anlaşmaları hükümetler imzalar. Ancak barışı halklar yapar. Su altyapısını paylaşmak veya kayıpları tespit etmek gibi halktan halka projeler gerçektir. Bunlar güven inşa eder."
"Şans varsa değerlendirmeliyiz"
Cooper, ziyaretini “siyasi bir onay olarak değil, bir başlangıç olarak” görüyor: "Gözlerimiz açık. Ayaklarımız yere sağlam basıyor. Ancak bir şans varsa, değerlendirmeliyiz."
Suriye'deki bu değişimin, İran ve müttefiklerine karşı verilen “daha büyük mücadelede” "bir kuklanın devre dışı kalması" anlamına gelip gelmediği sorulduğunda Cooper, ölçülü bir yanıt verdi: "Bu yavaş bir dans. Ancak evet, İsrail'in çıkarları açısından suları daha agresif bir şekilde test etmek mantıklı. Burada gerçek bir şey olup olmadığını görmek için."
Cooper, İsrailli analist Ehud Yaari'yi övdü. Yaari, Washington Yakın Doğu Politikaları Enstitüsü'nde yayınlanan bir makalede Colani ile “diyaloğu” savunmuştu. Cooper, "Bu makalenin bir kopyasını Suriye Dışişleri Bakanı'na verdim" dedi.
"Kaybedecek çok az şeyimiz var"
Cooper'a göre, Suriye, eski Suriye değil. Ancak tamamen yeni bir şey de değil. Bu nedenle “diyalog”, her zamankinden daha önemli.
Cooper, sözlerini şöyle bitirdi: "Kaybedecek çok az şeyimiz olabilir. Ve kazanacak çok şeyimiz."