İsrail ordusundaki Kanadalılara savaş suçu incelemesi

img
İsrail ordusundaki Kanadalılara savaş suçu incelemesi YDH

Kanada Kraliyet Atlı Polisi’nin (RCMP), Gazze’deki eylemler nedeniyle İsrail ordusunda görev almış Kanada vatandaşlarına yönelik savaş suçları soruşturması başlattığı; bu durumun bazı İsrailli yedek askerlerde “kaygı” ve “seyahat endişesi” yarattığı bildirildi.




YDH- Times of Israel'de yer alan habere göre, Nati Hubberman, Mart ayında İsrail’in kuzey cephesindeki haftalar süren yedek askerlik görevinin ardından telefonunu geri aldığında, daha önce duymadığı bir web sitesi hakkında arkadaşlarından çok sayıda mesaj aldığını bildirdi. Hubberman, arkadaşlarının kendisine “Dikkat et, adın orada” diye mesaj attığını ifade etti. Söz konusu web sitesi, Kanadalı gazeteci Davide Mastracci tarafından Şubat ayında kurulan FindIDFSoldiers.net idi. Mastracci'nin, İsrail’i Gazze’de “planlı soykırım” yürütmekle suçladığı belirtildi.

Mastracci’nin, Maple adlı medya kuruluşunun editörü olduğu ve Kanada vatandaşı olup İsrail ordusunda görev yapan kişileri belirlemeyi hedeflediği bildirildi. Hubberman, bu durumun başlangıçta rahatsız edici ancak sınırlı bir etkisi olduğunu belirtti.

Haziran ayında Kanada Kraliyet Atlı Polisi (RCMP), İsrail’in Gazze’deki katliamlarıyla bağlantılı “soykırım, savaş suçları veya insanlığa karşı suçlar” gibi uluslararası suçlarla ilgili bir soruşturma başlattığını duyurdu. RCMP’nin soruşturmasının herhangi bir topluluğu hedef almadığı, ancak Kanada ile bağlantılı suçluları ortaya çıkarma amacı taşıdığı aktarıldı.

Önceki yıllarda RCMP’nin Ruanda ve eski Yugoslavya’daki yabancı çatışmalarla ilgili benzer soruşturmalar yürüttüğü kaydedildi. Ancak bu, Kanada makamlarının İsrailli askerlerin savaş suçlarıyla ilgili başlattığı ilk savaş suçu soruşturması oldu.

Hubberman ve diğer bazı Kanadalı İsraillilere göre, soruşturmanın hedefi Kanada vatandaşlığına sahip İsrail ordusundaki askerler. Hubberman, bunun kendisi ve diğerleri için “korkutucu” olduğunu, Kanada’ya seyahatlerinin güvenli olup olmayacağı konusunda “tereddüt” yaşadıklarını ifade etti. Bir diğer Kanadalı IDF yedek subayı “N.” takma adıyla, yasal sonuçlardan çekindiği için Kanada’ya gitmeme kararı aldı.

Times of Israel'e göre, bu soruşturmanın bugüne kadar benzeri görülmedi. Gazete, bu durumun diğer Kanada Yahudileri arasında “kaygı ve kafa karışıklığı” yarattığı bildirildi.

RCMP, 4 Haziran’da yaptığı açıklamada, yürütülen soruşturmanın “yapısal bir inceleme” olduğunu, istihbarat toplama amacı taşıdığını ve ceza soruşturması olmadığını belirtti. Açıklamada, soruşturmanın 2024 başında başladığı, şu ana kadar herhangi bir suçlama getirilmediği ve hiçbir topluluk veya grubun hedef alınmadığı ifade edildi.

Kanada yasaları kapsamında, savaş suçu ve insanlığa karşı suçlarla ilgili güvenilir iddiaların değerlendirilmesinin görevleri arasında olduğu belirtilirken, gelecekte suçlular tespit edilirse ceza soruşturması başlatılabileceği kaydedildi.

İsrail’in Kanada Büyükelçisi Iddo Moed, medyada yer alan haberlerden “şaşkın” ve “endişeli” olduğunu ifade etti. Kanada’daki önemli bir Yahudi örgütü olan Kanada İsrail ve Yahudi İşleri Merkezi (CIJA) de soruşturma haberlerini “çok kaygı verici” olarak nitelendirdi.

Kanada ve İsrail arasındaki ilişkilerde son aylarda gerilimlerin arttığı, Kanada’nın İsrail’e silah satışını durdurduğu ve Birleşmiş Milletler’de İsrail karşıtı oy kullandığı bildirildi.

Batı Şeria’daki İsrail ordusu askeri savcılığının eski başkanı Tuğgeneral Maurice Hirsch, soruşturmanın Kanada-İsrail ilişkileri açısından “ciddi endişeler” doğurduğunu belirtti. Hirsch, Kanada hükümetinin İsrail ile dostane ilişkiler sürdürürken aynı zamanda İsrailli askerleri savaş suçu işlemekle suçlama eğiliminde olduğunu ifade etti.

Kanada hükümeti İsrail askerleri hakkında soruşturma başlatırsa, bu durumun savaş suçu şikayetlerinin yapıldığı diğer ülkeler listesine katılacağı belirtildi. Ocak ayı itibarıyla İsrail askerlerine yönelik en az 12 yasal şikayetin Brezilya, Sri Lanka, Tayland, Belçika, Hollanda, İsviçre, Sırbistan, İsveç, İrlanda ve Kıbrıs gibi ülkelerde açıldığı bildirildi.

Diğer ülkelerdeki çoğu soruşturmanın sonuçsuz kaldığı ve tutuklama yapılmadığı iddia edilen haberde, ancak bu girişimlerin “diplomatik kaygılara yol açtığı” kaydedildi. RCMP soruşturmasının ise Kanada ile ilgili bağlantılara odaklandığı ifade edildi.

Times of Israel'e göre, bu, Kanada vatandaşlarına karşı işlenen suçları veya Kanada vatandaşlarının İsrail’in Gazze’de işlediği savaş suçlarının kapsayabilir.

Hind Receb Vakfı’nın, yurt dışında IDF askerlerini takip edip açık kaynaklardan bilgi toplayarak yabancı hükümetlere şikayette bulunduğu belirtildi.

İsrailli bir bakan, Filistin yanlısı bir insan hakları örgütü olan Hind Receb Vakfı'nın kurucusu olan Diyab Ebu Cehcah’a, grubun, Gazze'de savaş suçu işledikleri gerekçesiyle İsrailli askerler aleyhine dünyanın dört bir yanındaki mahkemelerde suç duyurusunda bulunmasının ardından ölüm tehdidinde bulunmuştu.

İsrail Diaspora Bakanı Amichai Chikli, X hesabında yayınlanan bir gönderide Diyab Ebu Cehcah'a hitaben "İnsan hakları aktivistimize merhaba. Çağrı cihazınızı izleyin" yazmıştı.

Ocak ayında, Brezilya'da bir İsrail askerine, Gazze'de bir binanın yıkımına karıştığı gerekçesiyle savaş suçları şüphesiyle soruşturma açıldı. Hind Receb Vakfı (HRF), askerin Brezilya'dan kaçmaması için tutuklanmasını talep etti. Fakat İsrail makamlarının yardımıyla ülkeden kaçtı. Benzer şekilde, Hind Receb Vakfı’nın Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne yaptığı şikayet sonrası bir diğer İsrailli asker Kıbrıs’tan kaçırıldı.

İsrail hükümetinin RCMP soruşturması konusunda büyük ölçüde sessiz kaldığını söyleyen Times of Israel'e göre, “İsrail Dışişleri Bakanlığı ise etkilenmiş askerleri açıkça desteklemekte tereddüt etti.”

İsrail ordusu yetkilileri, askerleri mümkün olduğunca “desteklemeye çalıştıklarını” ancak yurt dışı konularının öncelikle Dışişleri Bakanlığı’nın sorumluluğunda olduğunu ifade etti. Dışişleri Bakanlığı ise bu tür konuların tamamen İsrail ordusunun sorumluluğunda olduğunu belirtti.

Ocak ayında Haaretz gazetesinin, Askeri Savcı, Dışişleri Bakanlığı, Ulusal Güvenlik Konseyi ve Şin Bet’in askerlerin yurt dışındaki “hukuki tehditlerini” değerlendirmek üzere ortak bir masa kurduğunu bildirmesi dikkat çekti.

Haberde, İsrail ordusunda görev yapmış ve daha sonra ülkelerine dönen “yalnız askerler”in desteklenmediğine yönelik eleştiriler dile getirildi.

İsrail ordusunda görev almış Kanada vatandaşı Daniel Hirsch, “İsrail neredeyse her gün yalnız askerleri över, ancak görevleri bittikten ve ülkelerine döndüklerinde tamamen kendi başlarınalar,” dedi. Hirsch, bu askerlerin geri döndüklerinde muhatap bulmakta zorlandıklarını belirterek, “Kimi arayacaklar? Komutanlarını mı? Onlar sadece 22 yaşında. Bu süreci yürütecek hiçbir imkânları yok,” ifadelerini kullandı.

N. ise İsrail makamlarından destek göremediği için hukuki danışmanlık aradığını, Dışişleri Bakanlığı’na başvurduğunu ancak yanıt alamadığını belirtti. “Kimse ilgilenmiyor. Bir asker tutuklanana kadar hiçbir resmi kurum harekete geçmez.” dedi.

Hubberman’ın babası, RCMP ile çalışan bir avukat olarak, soruşturmayı yürüten kurumun bugüne kadar tutuklama yapmadığını ve sürecin büyük ölçüde “siyasi bir gösteri” olduğunu iddia etti.