İsrail ordusunda travma başvuruları %1000 arttı

img
İsrail ordusunda travma başvuruları %1000 arttı YDH

İsrail medyası, savaş öncesi yılda 270 olan travma kaynaklı yardım talebinin 3.000’e çıktığını, savaşın uzamasının ise intihar riskini artırdığını bildirdi.




YDH- The Jerusalem Post'ta yer alan habere göre, İsrail işgal ordusuna bağlı yedek askerler için Savaş Psikolojisi Birimi'nin başkanı Yarbay Uzi Behor, travma nedeniyle tedavi talep eden yedek askerlerin sayısında “büyük bir artış” yaşandığını belirtti.

Behor, savaş öncesi yılda yaklaşık 270 olan başvuru sayısının, savaşın başlamasıyla birlikte 3.000’e yükseldiğini ve bunun “%1000’i aşan bir artış” anlamına geldiğini kaydetti.

Behor, biriminin aktif görevdeki askerlerden değil, terhis edilmiş ya da yedek statüsündeki sivilleşmiş askerlerden sorumlu olduğunu vurguladı. Bu yönüyle dünyadaki örneklerden farklı bir görev üstlendiklerini belirtti. 1982’deki Lübnan Savaşı’ndan bu yana, ağır travma yaşayan eski askerlerin tedavisinden sorumlu olduklarını ifade etti.

Behor, kendilerine başvuranlara bürokratik bir süreç olmadan hızlıca ön değerlendirme yapıldığını ve ardından kişiye özel tedavi süreci başlatıldığını belirtti. “Savaşla birlikte tedavi taleplerinde büyük bir artış oldu. Ancak biz bu duruma hazırlıklıydık.” dedi.

Yarbay Behor, birimlerinin yalnızca travma tedavisi sunduğunu, maddi destek haklarının ise Savunma Bakanlığı tarafından yürütüldüğünü belirtti.

Behor’a göre, askerlerin başvurduğu ortalama tedavi süresi genellikle 12 ila 15 seans arasında değişiyor. Daha uzun süreli ihtiyaçlarda ise tedavi süresinin bir yıla ya da daha fazlasına uzatılabiliyor. Öte yandan birimin sunduğu tedavi kalıcı değil; bu nedenle ömür boyu sürecek vakalarda, dosyalar Savunma Bakanlığı’na yönlendiriliyor.

Söz konusu tedavilerin yalnızca muharip askerlerle sınırlı bulunmadığı; muharebe destek unsurlarında görev yapan sağlıkçılar, şoförler gibi askerlerin de kapsam dahilinde olduğu kaydedildi.

The Jerusalem Post’a göre ayrıca, 7 Ekim Aksa Tufanı Operasyonu’ndan etkilenmiş masa başı personeline yönelik özel bir uygulama da bulunuyor.

Geçmişte travma sonrası tedaviye başvurmak için ortalama sürenin 10 yıl olduğunu belirten Behor, bugün bu sürenin bir ila iki haftaya kadar düştüğünü ifade etti. Bazı askerlerin, hâlâ savaş bölgesindeyken terhis sonrası için randevu talep ettiklerini de söyledi.

Geçmişte bazı komutanların tedaviye gitmeyi değersizleştirdiğini belirten Behor, son yıllarda bu konuda yürütülen farkındalık kampanyalarının etkisiyle artık tedavinin askerlik hizmetinin “doğal bir parçası” olarak kabul gördüğünü aktardı.

Birimde şu anda ülke genelinde görev yapabilecek 800’e kadar yedek terapist bulunduğu belirtildi.

Giderek uzayan savaşın intihar oranlarını “artırdığına” dikkat çeken Behor, “Son derece karmaşık bir durumla karşı karşıyayız. Savaş sürerken tedaviyi yürütmek, aşırı stres belirtilerine karşı tetikte olmak ve intihar riskini azaltmak zorundayız.” dedi.

Behor ayrıca, Gazze’de 300 günün üzerinde görev yaptıktan sonra masa başı göreve geçmek isteyen Givati Tugayı askerlerinin askeri mahkemeye sevk edilmesine ilişkin tartışmaları da değerlendirdi. Özel dosyaya dair konuşamayacağını belirten Behor, “Komutanlar da mükemmel değil. Biz de yüzde yüz doğru davranamayabiliriz. Komutanlar ve askerler artık tükenmişliği konuşuyor, tedaviye teşvik ediyor ve bizzat örnek oluyor.” dedi.

Geçmişte askerlerin psikolojik destek aldıklarını dile getirmeye çekindiklerini belirten Behor, artık bunun tamamen değiştiğini ve yalnızca savaşın yükünden değil, İsrail toplumu ve ordu içinde yaşanan sosyal dönüşümden kaynaklandığını söyledi. “Her gün arayanlar oluyor. Sürekli nasıl daha iyi olabiliriz diye soruyoruz. Her vaka yeniden gözden geçirilmeli.” dedi.

 

İlgili Haberler


Makaleler

Güncel