Lübnan Şii Meclisi: Teslim olmayacağız

img
Lübnan Şii Meclisi: Teslim olmayacağız YDH

Lübnan Yüksek Şii Meclisi Başkan Yardımcısı Şeyh Ali Hatib, Lübnan hükümetine ve siyasi otoritelere sert bir mesaj gönderdi. Hatib, mali abluka ve medya baskısıyla ülkenin teslimiyete zorlandığını belirterek, "Filistin'de olanları görürken boynumuzu kasaplara teslim etmeyeceğiz," dedi.




YDH - Lübnan Yüksek Şii Meclisi Başkan Yardımcısı Şeyh Ali Hatib, Lübnan hükümetine ve siyasi otoritelere yönelik sert ifadeler içeren bir mesaj yayımladı.

Hatib, ülkenin teslimiyete zorlandığını savunarak, "1982 yılında düşman Lübnan'ı işgal etti ve başkenti Beyrut'u ele geçirdi ama biz teslim olmadık. Direndik ve düşmanı silah zoruyla çıkardık," diye konuştu.

Hatib, bazı kesimlerin "gerçekçilik" adı altında teslimiyeti savunduğunu ve "utanç anlaşması" olarak nitelediği 17 Mayıs Anlaşması'nı imzaladığını hatırlattı.

"1982 senaryosunu yeniden deniyorlar"

Günümüzde aynı senaryonun tekrarlandığını belirten Hatib, "Bugün aynı senaryoyu tekrarlıyorlar. Mali abluka, medya yoluyla korkutma ve felaket tehditleriyle baskı kuruyorlar. İstedikleri, bu saflara veya art niyetlilere ya da her ikisine birden teslim olmamız ve beyaz bayrak çekmemizdir," ifadelerini kullandı.

Bu kıyaslamanın geçersiz olduğunu vurgulayan Hatib, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Düşman, bırakın Lübnan'ın başkentini işgal etmeyi, sınırı bile geçemedi. Lübnanlılar, direnişçi evlatlarının kahramanlıklarını ve fedakârlıklarını kendi gözleriyle gördü. Direnişin tabanı hayal kırıklığına uğramadı, bilakis direnişin ve direnişçilerin eşi benzeri görülmemiş savunmasıyla övünüyorlar. Desteklerinde kararlılar. Ne düşman ne de onun maşaları, direnişten vazgeçip silaha sarılma konusundaki inançlarını değiştiremedi."

Hatib, hükümetin halkın değil, dış güçlerin emirlerini yerine getiren bir araç haline geldiğini savundu.

Hükümetin, fedakârlıklar yapan, şehitler veren, malı mülkü ve geçim kaynakları yok edilen halka baskı uyguladığını belirten Hatib, "Ne sığınacak bir ev temin etti, ne yıkılanı yeniden inşa edecek para, ne de hasar gören evini onaracak imkân sağladı," dedi.

"Hangi otorite kendi halkını kuşatır?"

Hükümetin tutumunu sorgulayan Şeyh Ali Hatib, "Allah aşkına söyleyin, bu nasıl bir otoritedir ki halkını kuşatmada dış güçlerle işbirliği yapıyor ve onlara mali, medyatik, yaşamsal ve ekonomik baskılar uyguluyor? Bu, ülkesinin egemenliği için kendini feda eden halkına karşı milli bir otoritenin görevi midir?" diye sordu.

Geçmişe dönmeyeceklerini vurgulayan Hatib, "Güneyi kaos ve istikrarsızlık sahnesine çevirdiğiniz geçmişe bin kere hayır, dönmeyeceğiz. Bizi öldürmesi ve yurdumuzdan sürmesi için düşmanı çağıranları, kin besleyenleri ve komplocuları gördük. Burası başkalarının yurdu olmadan önce bizim yurdumuzdur," dedi.

"Sayın Cumhurbaşkanı, devlet nerede?"

Bakanlar kurulunun "silahların toplanması" gündemine tepki gösteren Hatib, bu durumun dışarıdan gelen emirlere boyun eğildiği anlamına geldiğini ve hükümete güvenilemeyeceğini belirtti.

Mesajında doğrudan cumhurbaşkanına da seslenen Hatib, şunları kaydetti:

"Sayın Cumhurbaşkanı, siz direnişin tabanına devlete güvenmeleri gerektiğini söylediniz ve onların korunmasını devletin sağlayacağını belirttiniz. Ama bize devletin nerede olduğunu söylemediniz. Bahsedilen devleti en temel gereksinimlerde bile bulamadık. Ne bir çatışmayı durdurdu, ne bir saldırıyı önledi, ne bir savaşı bitirdi, ne bir esiri geri getirdi, ne yıkılmış bir konut inşa etti, ne hasarlı bir evi onardı, ne de yıkılmış köyüne dönen bir vatandaşı korudu."

Hatib, cumhurbaşkanına hitaben, "Boynumuzu kasaplara teslim etmeyeceğiz. Filistin'de, etrafımızda neler olup bittiğini ve içerideki kin besleyenlerin bize ne vaat ettiğini görüyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı, bu taban devletin inşasını uzun süre bekledi ama nafile. Bu taban size güvendi ve hâlâ güveniyor. Ancak devletler sadece samimi niyetlerle kurulmaz," yorumunu yaptı.

Mesajını, "Halkın silahını elinden almak, ordunun silahlanmasını engellemek ve bakanlar kurulundan silahları toplamasını isteyenlere, 'Bu işler böyle yürümez ey Sa'd' ve devletlerin çıkarları böyle korunmaz diyoruz," sözleriyle tamamlayan Hatib, ulusal onuru arkasında alan ortak ve kararlı bir duruş sergilenmesi gerektiğini belirtti.



Makaleler

Güncel