İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Başkanı Ali Laricani, ülkesinin Lübnan dahil hiçbir ülkenin iç işlerine karışma niyetinde olmadığını belirtti. Laricani, asıl müdahalenin binlerce kilometre uzaktan Lübnan’a plan ve takvim sunanlar tarafından yapıldığını söyledi.
YDH - İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Başkanı Ali Laricani, ülkesinin Lübnan’ın iç işlerine karışma gibi bir niyetinin olmadığını, asıl müdahalenin “binlerce kilometre öteden plan ve takvim verenler” tarafından yapıldığını ifade etti.
Lübnan’ın başkenti Beyrut’ta Meclis Başkanı Nebih Berri ile görüşmesinin ardından basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Laricani, İran’ın bölge politikası ve Lübnan’daki gelişmelere ilişkin değerlendirmeler yaptı.
Laricani, Lübnan’ın kendi geleceğine karar verebilecek kapasitede olduğunu vurguladı.
“İran’ın tutumunu değiştirmeye çalışmayın”
İran’ın Lübnan’a müdahale etme niyetinde olduğu yönündeki bir soruya yanıt veren Laricani, ülkesinin bu konudaki tutumunun net olduğunu belirtti.
Laricani, “İran’ın resmi tutumunu değiştirmeye çalışmayın. Ben ülkemin ulusal güvenliğinden sorumluyum. Dolayısıyla açıkça söylüyorum, İran’ın Lübnan dahil hiçbir ülkenin iç işlerine karışma gibi bir niyeti yoktur,” diye konuştu.
Lübnan’daki iç meselelerin Lübnanlılar tarafından çözülmesi gerektiğini ifade eden Laricani, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Lübnan hükümeti, farklı gruplarla görüşüp bir sonuca varsın. Ulaştıkları her sonucu kabul ederiz. Bizden yardım isterlerse yardım ederiz. Lübnan’ın iç işlerine müdahale edenler, size binlerce kilometre öteden plan sunan ve eylem için takvim belirleyenlerdir. Biz size ne bir plan verdik ne de bir takvim sunduk.”
“Direniş, ulusal bir sermayedir”
Laricani, direnişin Lübnan ve İslam dünyası için önemine dikkat çekerek, “Dost ile düşmanı karıştırmayın. Direniş, sizin ve tüm İslam ülkelerinin ulusal sermayesidir. Propagandayla dost ile düşmanın yerini değiştirmek istiyorlar,” dedi.
Laricani, “Düşmanınız size saldıran İsrail’dir. Dostunuz ise İsrail’e karşı direnenlerdir,” ifadelerini kullandı.
Hizbullah’ın İsrail karşısındaki caydırıcı rolüne de değinen Laricani, “Bir zamanlar İsrail’in Beyrut’u bir günde aldığını hatırlıyor musunuz? O gün Hizbullah yoktu. Ama bugün, İsrail daha da saldırganlaşmışken Hizbullah onun önünü kesiyor,” diye konuştu.
“Bölge ülkeleri bağımsız ve güçlü olmalı”
İran’ın bölgeye yönelik politikasını özetleyen Laricani, şunları kaydetti:
“İran İslam Cumhuriyeti’nin politikası, bölge ülkelerinin bağımsız ve güçlü olmasıdır. Bölge ülkelerinin teslim olmasını isteyen bazı ülkelerin aksine, biz ülkelerle dostane işbirliğini vurguluyoruz, zamanlaması belirlenmiş talimatları değil. Lübnan’da samimi diyaloglar yoluyla iyi kararlar alınabileceğine inanıyoruz.”
“Direniş ekseni emirle kurulmadı”
Laricani, direniş ekseninin dış talimatlarla ortaya çıkmadığını, aksine yabancı müdahalelere karşı doğal bir tepki olarak doğduğunu belirtti.
Laricani, “Direniş ekseni, yabancıların emriyle kurulmadı. Direnişin tarihine bakarsanız, her zaman yabancı akımlara karşı ortaya çıktığını görürsünüz. Lübnan’da İsrail Beyrut’u işgal ettiğinde Hizbullah kuruldu. Irak, Amerika tarafından işgal edildiğinde direniş hareketi ortaya çıktı. Yemen bombalandığında direniş doğdu. Direniş emirle kurulmadı ki emirle ortadan kalksın; direniş köklü bir akımdır ve kalplere hükmeder,” dedi.
Laricani, Lübnan’ın yeniden imarı konusunda ise talep gelmesi halinde her türlü yardımı yapacaklarını sözlerine ekledi.
