Körfez’den Lübnan’a Hizbullah'ı “silahsızlanma rüşveti”

img
Körfez’den Lübnan’a Hizbullah'ı “silahsızlanma rüşveti” YDH

Trump’ın Ortadoğu Özel Temsilcisi Tom Barrack, Katar ve Suudi Arabistan’ın Lübnan hükümetinin Hizbullah’ı silahsızlandırma planını desteklemek için Güney Lübnan’da “ekonomik katkıya” hazır olduklarını açıkladı.




YDH- Associated Press’in (AP) bildirdiğine göre, Suudi Arabistan ve Katar, İsrail sınırına yakın Güney Lübnan’da bir ekonomik bölgeye “yatırım” yapmaya hazır olduklarını ifade etti. Söz konusu bölgenin, silah bırakmaları halinde Hizbullah üyeleri ve destekçilerine istihdam yaratacağı öne sürüldü. Açıklama, ABD Başkanı Donald Trump’ın Ortadoğu Özel Temsilcisi Tom Barrack tarafından salı günü Beyrut’ta yapıldı.

Barrack, Lübnan’a gelmeden önce İsrail ve Suriye’ye giderek yetkililerle görüştüğünü ve Lübnan hükümetinin bu ay aldığı “yıl sonuna kadar Hizbullah’ı silahsızlandırma” kararının ardından gelişmeleri ele aldığını aktardı. Hizbullah liderliği ise bu kararı reddederek silahlarını bırakmayacaklarını açıkladı.

İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, pazartesi günü yaptığı açıklamada, Lübnan hükümetinin bu “önemli kararının” ardından İsrail güçlerinin Güney Lübnan’da tuttukları bölgelerden çekilmeye “başlayabileceğini” söyledi.

AP’ye göre, ABD destekli Lübnan ordusunun Hizbullah’ın silahsızlandırılmasına yönelik planının ağustos sonuna kadar hazır olması bekleniyor. Planın, 2 Eylül’de yapılacak hükümet toplantısında görüşülerek onaylanması planlanıyor.

Barrack, Lübnan Cumhurbaşkanı Jozef Aun ile görüşmesinin ardından gazetecilere yaptığı açıklamada, “Sisteme para girmesi lazım. Para Körfez’den gelecek. Katar ve Suudi Arabistan bu konuda ortak ve bunu Güney Lübnan için yapmaya hazırlar. Eğer Lübnan toplumunun bir kesiminden geçim kaynağını bırakmasını istiyorsak, onları desteklemeliyiz.” dedi.

Hizbullah üyelerine atıfta bulunan Barrack, “İran tarafından savaşmaları için maaş ödenen 40 bin kişi var. Ne yapacaksınız? Silahlarını alıp ‘haydi zeytin dikmeye gidin’ mi diyeceksiniz? Bu olmaz. Onlara yardımcı olmak zorundayız.” ifadelerini kullandı.

Barrack, “Hepimiz, Körfez, ABD, Lübnan birlikte hareket ederek bir ekonomik forum oluşturacağız ve geçim kaynağı sağlayacağız.” dedi. Bir gazetecinin ABD’nin Hizbullah konusunu neden doğrudan İran’la görüşmediği sorusuna ise “Sizce bu olmuyor mu? Hoşça kalın.” yanıtını verdi ve basın toplantısını aniden bitirdi.

Birleşmiş Milletler’in 1978’deki İsrail işgalinden bu yana Güney Lübnan’da konuşlandırdığı barış gücü UNIFIL hakkında da konuşan Barrack, ABD’nin bu gücü finanse etmek yerine Lübnan ordusunu desteklemeyi tercih ettiğini söyledi. Barrack, New York’taki BM oylamasıyla ilgili olarak da ABD’nin UNIFIL’in görev süresinin sadece bir yıl uzatılmasını desteklediğini belirtti.

Çatışmalar ve ateşkes süreci
7 Ekim 2023’teki Aksa Tufanı Operasyonu’ndan hemen bir gün sonra Hizbullah’ın sınır ötesi saldırılar başlatmasıyla İsrail ile Hizbullah arasında çatışmalar başladı. Çatışma Eylül 2024’te savaşa dönüştü ve Dünya Bankası verilerine göre Lübnan’da 11 milyar dolarlık yıkıma yol açarak 4 binden fazla kişinin ölümüne neden oldu.

Kasım ayında ABD arabuluculuğunda sağlanan ateşkesle savaş sona erdi. Hizbullah, ateşkesten sonra sınır bölgesindeki varlığını sonlandırdığını açıklarken, İsrail neredeyse her gün hava saldırıları düzenleyerek onlarca Hizbullah mensubunun ölümüne yol açtı.

Uluslararası Af Örgütü, salı günü yayımladığı raporda, Ekim 2024 ile Ocak 2025 arasında Güney Lübnan’da 10 binden fazla binanın “ağır hasar gördüğünü veya yıkıldığını” tespit ettiklerini açıkladı.

Ateşkesin ardından İsrail işgal güçleri sınır hattındaki bölgelerin çoğunda haftalarca kalmaya devam etti ve halen beş “stratejik noktayı” elinde tutuyor.

Af Örgütü’nün raporunda, İsrail güçlerinin, aktif çatışmalar bittikten sonra “zorunlu askeri gerekçe olmaksızın” buldozerler ve el yapımı patlayıcılarla sivil mülkleri yıkmasının uluslararası hukukun ihlali anlamına gelebileceği kaydedildi.

Basın toplantısında gerginlik
AP’nin aktardığına göre, Tom Barrack, ABD’li temsilci Morgan Ortagus ile birlikte düzenlenen ortak basın toplantısının başında gazetecilere seslenerek, “Uygarlığa uygun, nazik, hoşgörülü davranın.” diyerek sessiz olmaları uyarısında bulundu. Aksi halde toplantıyı erken bitireceğini söyledi.

Barrack, “Bu kaotik, hayvani bir hale gelirse, buradan gideriz. Sizce Morgan ve benim burada bu çılgınlığa katlanmamız ekonomik olarak faydalı mı?” ifadelerini kullandı.

Gazeteciler Barrack’ın sözlerine yanıt vermedi ancak Lübnan Basın Sendikası, yapılan muameleye tepki göstererek Barrack ve ABD Dışişleri Bakanlığı’ndan özür talep etti. Açıklamada, özür dilenmemesi halinde Barrack’ın ziyaretlerinin ve temaslarının boykot edilebileceği uyarısı yapıldı.

Cumhurbaşkanlığı Sarayı da yaptığı yazılı açıklamada, “misafirlerimizden birinin” sözlerinden üzüntü duyulduğunu belirtti ve sarayda haberleri takip eden gazetecilere teşekkür etti.