İsrail ile Mısır arasında 2040’a kadar uzatılan milyarlarca dolarlık gaz anlaşması, iki ülkenin enerji ortaklığını derinleştirirken, elde edilen gelirlerin İsrail’in savunma harcamalarına yönlendirildiği açıklamaları dikkat çekiyor.

YDH- İsrailli siyasi analist ve oryantalist Eddie Cohen, Mısır ile İsrail arasında imzalanan gaz anlaşmasının iptal edilebileceği yönündeki haberleri yorumladı. İsrail’in i24NEWS kanalında yayımlanan Daily Debate programına katılan Cohen, “Mısır ile gaz anlaşması hiçbir şekilde iptal edilmedi” dedi. Ardından dikkat çeken sözler ekledi: “Mısır’ın gaz parasıyla F-35 satın alıyoruz.” Böylece, İsrail’in Mısır’a yaptığı gaz ihracatından elde ettiği gelirlerin, savunma bütçesini desteklemede oynadığı belirleyici role işaret etti.
Cohen, bu gelirlerin yalnızca bütçe açığını kapatmadığını, İsrail’in en gelişmiş askeri alımlarına da doğrudan kaynak oluşturduğunu söyledi. “Bu anlaşma bize, silahlarımıza ve füzelerimize fon sağlıyor,” diyen Cohen, F-35 savaş uçaklarının da bu kapsamda finanse edildiğini belirtti. 2040’a kadar uzatılan ve genişletilen anlaşmaya dikkat çeken Cohen, “Bu anlaşmadan uzun vadede yaklaşık 140 milyar dolar elde edeceğiz” ifadesini kullandı.
Analistin açıklamaları, İsrail medyasında son dönemde çıkan “Mısır’ın 1979 barış anlaşmasını ihlal ettiği” yönündeki suçlamaların ardından gündeme gelen iptal tartışmalarına bir yanıt niteliği taşıyordu. Cohen ise bu iddiaların ekonomik anlaşmaları etkilemediğini vurguladı. Ona göre iki ülke arasındaki ilişkiler, özellikle enerji alanında, normal ve istikrarlı bir seyir izliyor.
Cohen’in değerlendirmeleri, Bloomberg’in yayımladığı güncel raporlarla da örtüşüyor. Rapora göre İsrail, Ocak ayından itibaren Mısır’a günlük gaz ihracatını %25 artıracak. Böylece günlük 1 milyar kübik feet olan miktar 1,25 milyara çıkarılacak. Bloomberg, bu artışın, özellikle Leviathan sahasındaki ana üreticiler Noble Energy ve Delek Drilling ile yapılan yeni anlaşma çerçevesinde Mısır’ın üstlendiği yükümlülüklerden kaynaklandığını aktarıyor.
Mısır ise bu gazı yalnızca kendi ihtiyacını karşılamak için değil, aynı zamanda İdku ve Damietta’daki terminallerden sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) olarak yeniden ihraç etmek için kullanıyor. Bu durum, ülkeyi Avrupa pazarına açıyor ve Mısır’ı bölgesel enerji denkleminde önemli bir oyuncu haline getiriyor.
Öte yandan, İsrail basınında çıkan farklı haberlerde Başbakan Benyamin Netanyahu’nun anlaşmayı askıya almayı gündeme getirdiği iddia edildi. Israel Hayom gazetesine göre Netanyahu, Mısır’ın Sina’daki askeri takviyelerini “barış anlaşmasının ihlali” olarak nitelendirerek, anlaşmanın kendi onayı olmadan sürdürülmemesini istedi. Habere göre Netanyahu, nihai kararı vermeden önce Enerji Bakanı Eli Cohen ile konuyu görüşecek.
Mısır Devlet Enformasyon Servisi Başkanı Diya Raşvan ise bu iddialara sert yanıt verdi. Televizyonda yaptığı açıklamada, “Netanyahu’ya tavsiye ediyorum; ekonomik sonuçlarına katlanabilecekse gaz anlaşmasını iptal etsin” dedi. Raşvan, anlaşmanın her iki taraf için de ekonomik açıdan büyük önem taşıdığını, ancak dengenin “daha çok İsrail lehine” olduğunu vurguladı.
Sahanın yüzde 45,3’lük hissesine sahip NewMed Energy (eski adıyla Delek Drilling), 2040’a kadar Mısır’a toplam 130 milyar metreküp gaz tedarik edileceğini açıkladı. Anlaşma, yüz milyonlarca şekel tutarında vergi ve telif gelirinin İsrail devlet hazinesine aktarılmasını öngörüyor.
“Bu, Doğu Akdeniz’de bugüne dek gerçekleşen en stratejik ihracat anlaşmasıdır ve Mısır’ın bölgenin en önemli enerji merkezi konumunu pekiştiriyor,” diyen NewMed CEO’su Yossi Abu, anlaşmanın güçlü bölgesel ortaklıkların ürünü olduğunu vurguladı. Abu, bu işbirliğinin yeni ihracat fırsatlarının önünü açacağını ve enerji sektörünün bölgesel işbirliğinde bir dayanak noktası olduğunu kanıtladığını belirtti.
NewMed ise anlaşmanın, Leviathan’ın genişletilmesinin önünü açacağını ve 2064’e kadar iç pazara gaz arzının güvence altına alınmasını sağlayacağını bildirdi.
Son yıllarda hem İsrail hem de Mısır, büyük açık deniz keşiflerinin ardından gaz ihracatçısı konumuna yükseldi. Ortak Veriler Girişimi (JODI) verilerine göre, İsrail gazı Mısır’ın tüketiminin yüzde 15–20’sini karşılıyor.
İsrail ile Mısır arasında imzalanan ve uzun vadeli enerji gelirleri üzerine kurulu gaz anlaşması, bölgesel jeopolitiğin ekonomik damarını oluşturuyor.
Bu anlaşmanın zamanlaması, Gazze’de insani felaketin yaşandığı ve Sünni dünyanın, Hamas’ın silahsızlandırılması yönünde artan baskılarının gündeme geldiği bir döneme denk geliyor.
Dolayısıyla mesele yalnızca enerji ticareti değil, aynı zamanda siyasi normalleşmenin altyapısıdır.
Sünni Arap dünyasının merkezinde yer alan Mısır’ın İsrail’le bu denli stratejik bir anlaşma imzalaması, Körfez ülkeleri için de bir emsal teşkil ediyor.
Zira Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn ve Fas’ın imzaladığı İbrahim Anlaşmaları, bu yeni ekonomik ortaklık zemininde güç kazanıyor.
Cohen’in açıkça dile getirdiği “F-35’leri Mısır’ın gaz parasıyla alıyoruz” ifadesi, enerji gelirinin doğrudan güvenlik doktrinine dönüştürüldüğünü kanıtlıyor.
Sünni dünyanın siyasi merkezleri, İsrail’le ilişkilerde askeri değil ekonomik ortaklık üzerinden meşruiyet zemini yaratmaya çalışırken kimi zaman sert söylemler dile getirilse de, sahadaki gerçek politikalar enerji, güvenlik ve diplomasi üçgeninde İsrail’le uyumlu ilerliyor. Böylece Sünni dünyanın İsrail’le “barış” adı altında geliştirdiği ilişkiler, aslında Filistin direnişini yalnızlaştırma sonucunu doğuruyor.