Lübnan'da Direnişe Vefa İttifakı, hükümete İsrail'in saldırılarına karşı tüm gücünü kullanma çağrısı yaparken, "duygusal çıkışların" iç krize yol açacağı uyarısında bulundu. İttifak ayrıca hükümeti, İsrail'in yıktığı bölgelerin yeniden imarı için bütçede kaynak ayırmamakla ve seçim yasasını değiştirme girişimlerine zemin hazırlamakla suçladı.
YDH - Hizbullah'ın Lübnan meclisindeki grubu Direnişe Vefa İttifakı, yetkililere İsrail'in ülkeye yönelik saldırılarına karşı "azami gayret göstermeleri" çağrısında bulunarak, duygusal tepkilerle hareket etmenin "gereksiz iç krizlere" yol açacağı uyarısı yaptı.
Milletvekili Muhammed Raad başkanlığında yapılan haftalık toplantının ardından yayımlanan bildiride, İsrail'in saldırılarının Lübnan'ın egemenliğini ihlal ettiği ve varlığını tehdit ettiği belirtildi.
Bildiride, "İsrail’in Lübnan topraklarına yönelik devam eden saldırıları ve sivillere karşı işlediği cinayetler, ülkenin egemenliğini ihlal ediyor, ulusal onuru hedef alıyor, devletin itibarını zedeliyor ve varlığını tehdit ediyor," denildi.
İttifak, bu durumun devletin tüm kurumlarının harekete geçmesini gerektirdiğini vurgulayarak, Lübnanlı yetkililerin tüm güçlerini bu saldırılara karşı ortaya koyması gerektiğini ifade etti.
Açıklamada, "Kamuoyunu yanlış hesaplardan doğan tali meselelerle ve iç krize yol açacak duygusal çıkışlarla meşgul etmeyin," ifadesi kullanıldı.
"Hükümet sorumluluklarından kaçıyor"
İttifak, genel bütçe görüşmelerine de değinerek, hükümeti İsrail'in yıktığı bölgelerin yeniden imarı için kaynak ayırmaktan kaçınmakla suçladı.
Açıklamada, "Bu durum, hükümetin kendi bakanlar kurulu bildirisinde taahhüt ettiği yükümlülüklerini yerine getirmediğini açıkça ortaya koyuyor," denildi.
Yeniden imar konusunun Meclis gündemine taşınacağı ve bütçenin temel maddelerinden biri haline getirilmesi için çalışılacağı belirtildi.
İttifak, bütçeye yaklaşımını, "Vatandaşların yükünü hafifletecek, yolsuzluk ve israf kapılarını kapatacak, devlet kurumlarının gerçek reformlar yapmadaki başarısızlığının bedelini halka yüklemeyecek bir anlayışla yaklaşacağız," sözleriyle özetledi.
Seçim yasasını değiştirme girişimleri
Yaklaşan seçimlere ilişkin de değerlendirmelerde bulunan ittifak, mevcut seçim yasasını aşmak için sürekli yeni yollar arandığını belirtti.
Bu girişimlerin, "yasanın daha fazla değişikliğe ihtiyaç duyduğu bahanesiyle" yapıldığı, ancak asıl niyetin yurtdışında yaşayan Lübnanlıların oy kullanmasındaki sorunlardan faydalanmak olduğu ifade edildi.
Bildiride, bu durumun adaylar arasında fırsat eşitsizliği yarattığı, seçmenlerin iradesini özgürce ortaya koymasını engellediği ve yabancı müdahalelere zemin hazırladığı kaydedildi.
İttifak, sorunun sadece yurtdışındaki seçmenler için ayrılan altı sandalyeyle sınırlı kalmayıp, 128 sandalyenin tamamına yayılmak istendiğini belirterek, "Böylece Meclis’in siyasi dengelerini kökten değiştirme amacı güdülüyor. Bu da, seçimleri iki tehlikeli seçenekten birine sürükleme niyetini ortaya koyuyor: Ya 128 milletvekilinin tamamını yurtdışındaki seçmenler belirleyecek ya da seçimler ertelenecek," değerlendirmesini yaptı.
Direnişe Vefa İttifakı, seçimlerin ertelenmeden ve mevcut yasaya göre yapılmasında kararlı olduklarını vurgulayarak hükümete gerekli adımları atma çağrısı yaptı.
Gazze ve bölgesel gelişmeler
Bölgesel gelişmelere de yer verilen bildiride, ABD yönetimi Filistin'e ve bölgeye yönelik saldırıları körüklemekle suçlandı.
Açıklamada, "Başkan Donald Trump, küresel Siyonizmin emellerini gerçekleştirmek için sömürgeci bir saldırı başlatmış durumda. Sızdırılan plana göre, Gazze Şeridi tamamen tasfiye edilmek isteniyor ve yabancı bir yöneticinin başkanlığında bir idare konulması dayatılıyor," ifadeleri kullanıldı.
ABD'nin bölgeye askeri yığınak yaptığı ve İran'a yönelik savaş tehditlerini artırdığı belirtilen bildiride, asıl amacın "direniş eksenini tümden yok etmek" olduğu savunuldu.
İttifak, bu saldırıların direniş cephesini yıldıramayacağını ve önceki kampanyalar gibi başarısız olacağını belirtti.
Açıklamada son olarak, Gazze'ye uygulanan ablukayı kırmak için yola çıkan uluslararası dayanışma filosunda yer alan aktivistler selamlanırken, İsrail'in eylemleri "zorbalık" olarak nitelendirildi ve uluslararası hukukun ağır ihlali olduğu kaydedildi.
