ABD, SDG kontrolündeki bölgelerde üslerini güçlendiriyor

img
ABD, SDG kontrolündeki bölgelerde üslerini güçlendiriyor YDH

ABD, son günlerde Suriye ve Irak’ın kuzeyinde askeri varlığını dikkat çekici biçimde artırdı. Haseke ve Harir üslerindeki yoğun sevkiyatlar, Washington’ın SDG kontrolündeki bölgelerdeki mevzilerini güçlendirdiğini ve bölgedeki uzun vadeli stratejik planlarına hazırlık yaptığını gösteriyor.




YDH- Son 24 saatte Suriye ve Irak’ın kuzey bölgelerinde olağandışı Amerikan askerî faaliyetleri gözlendi. ABD, Suriye Demokratik Güçleri (SDG) kontrolündeki alanlarda üslerini takviye ederken, bölgedeki sevkiyatın niteliği Washington’ın uzun vadeli stratejik planlarına işaret ediyor.

ABD öncülüğündeki koalisyonun operasyonlarını sürdürdüğü kuzeydoğu Suriye’de, Pazartesi akşamı bir Amerikan askeri nakliye uçağı Haseke’nin kuzeyindeki Rımani kenti yakınlarında bulunan Harab el-Cir Üssü’ne iki helikopter eşliğinde indi.

Savunma sistemleri, ağır silahlar ve lojistik teçhizat taşıyan uçağın, SDG kontrolündeki bölgelerdeki Amerikan üslerinin güçlendirilmesi amacıyla gönderildiği bildirildi.

Eşzamanlı olarak, Kuzey Irak’taki Harir Üssü’nde de yoğun bir askerî hareketlilik yaşandı. Yerel kaynaklar, sabahın erken saatlerinden itibaren Chinook tipi helikopterlerin üsse yedi-sekiz ardışık uçuş gerçekleştirdiğini aktardı.

Genellikle asker ve teçhizat taşımacılığında kullanılan bu helikopterlerin olağandışı bir faaliyet yürüttüğü, bir grup Amerikan askerinin Harir Üssü ile Suriye’nin kuzeydoğusundaki koalisyon karargâhı arasında hareket ettiği bildirildi.

Harab el-Cir Üssü’ne konuşlandırılan hava savunma sistemleri ve ağır ekipman, Washington’ın Suriye’deki askerî misyonunda niteliksel bir değişimin habercisi olarak değerlendiriliyor.

Savunma sistemlerinin düzenli olarak bölgeye sevk edilmesi, ABD’nin SDG denetimindeki alanlarda savunma ve lojistik kapasitesini kalıcı biçimde güçlendirdiğini gösteriyor.

Bu sevkiyatlar, yalnızca güvenlik tedbiri değil; aynı zamanda ABD’nin doğu Suriye’de uzun vadeli bir siyasi varlık kurma niyetinin somut göstergesi olarak yorumlanıyor. Washington, bu bölgeyi bölgesel rakiplerine karşı stratejik bir nüfuz alanı olarak konumlandırıyor.

Öte yandan, ABD hava savunma sistemlerinin Suriye’nin kuzeydoğusundaki üslere taşınması, Gazze savaşı sonrasında şekillenebilecek yeni bölgesel senaryolara hazırlık olarak değerlendiriliyor.

Bu adım, Direniş Ekseni ile İsrail arasındaki olası bir çatışma tırmanışına karşı önleyici bir savunma stratejisinin parçası olabilir.

Rumilan, Harab el-Cir ve Şeddadi üslerinin coğrafi konumları —Irak’tan İsrail’e yönelmesi muhtemel füze veya insansız hava araçlarının rotası üzerinde bulunmaları— dikkate alındığında, Washington’ın bu hamlesi İsrail işgal varlığının çıkarlarını korumaya yönelik yeni bir caydırıcılık adımı olarak öne çıkıyor.