Suriye-Azerbaycan ilişkilerinde yeni ekonomik ve diplomatik dönem

img
Suriye-Azerbaycan ilişkilerinde yeni ekonomik ve diplomatik dönem YDH

Uzmanlar, Suriye-Azerbaycan iş birliğinin enerji ve ekonomi alanını aşarak, Azerbaycan’ın Suriye ve İsrail ile güçlü bağlarını kullanarak “Şam-Tel Aviv diyaloğu” için köprü görevi görebileceğini belirtti.




YDH- The Media Line’da yer alan analize göre, Suriye, on yılı aşkın süredir kriz halinde olan ekonomisini canlandırmak amacıyla yeni iş birliği yolları arıyor. Bu kapsamda Azerbaycan, özellikle enerji ve değerli metaller sektörlerinde “umut verici ve önemli bir partner” olarak öne çıkıyor.

Analize göre, iki ülke arasında doğal gaz tedarikine ilişkin bir mutabakat zaptının imzalanmasının ardından, “kopmuş bağları yeniden kuracak ve kapsamlı ekonomik ve siyasi iş birliği için yol açacak yeni bir dönemin” başlayabileceği tartışılıyor. Suriye-Azerbaycan ilişkilerinin, uzun süreli durağanlığın ardından son iki yılda önemli ilerleme kaydettiği bildirildi.

Doğal gaz anlaşması ve enerji sektörü

En kayda değer gelişmenin, Azerbaycan’dan Türkiye üzerinden Suriye’ye doğal gaz sevkiyatını kapsayan anlaşma olduğu ve bunun, Bakü’nün Ortadoğu genelinde enerji ihracatını genişletme planının bir parçası olduğu belirtildi.

The Media Line’a göre, Temmuz 2025’te duyurulan anlaşma kapsamında, “günlük yaklaşık 3,4 milyon metreküp gaz tedariki” öngörülüyor ve bu miktarın kademeli olarak yıllık 1–2 milyar metreküpe yükselmesi planlanıyor. Ek tedarikin, kullanılmayan elektrik santrallerinin yeniden çalışmasını sağlayacağı ve Suriye’nin enerji sektöründeki baskıyı hafifleteceği öne sürüldü.

Ekonomik çeşitlendirme stratejisi

Suriye hükümetinin, ekonomik ilişkilerini çeşitlendirme ve herhangi bir partnerle olan bağımlılığı azaltma yönünde yeni bir strateji izlediği bildirildi. Bunun ayrıca, “sert para üretiminde önemli bir kaynak olarak görülen altın ve değerli metaller sektörünü canlandırmayı amaçlayan daha geniş bir planın” parçası olduğu kaydedildi.

Bankacılık ve ekonomi uzmanı Dr. İbrahim Kuşci, The Media Line’a yaptığı açıklamada, Azerbaycan ile iş birliğinin, Suriye’nin “bölgesel ticaret ağına yeniden entegre olması için nadir bir fırsat sunduğunu” belirtti. Kuşci, “Dosya, net kurumsal mekanizmalar aracılığıyla yönetilirse, Suriye ihracatını canlandırabilir ve kaybedilen döviz rezervlerinin bir kısmını geri getirebilir; özellikle alışverişin ulusal para birimleri veya doğrudan takas anlaşmaları ile yapılması halinde, yaptırımların finansal transferler üzerindeki etkisi azaltılabilir.” dedi.

Kuşci ayrıca, Suriye bankacılık sektörünün bu açılımı, “elektronik ödeme sistemlerini modernize ederek ve dış bankacılık iletişim kanallarını açarak” desteklemesi gerektiğini belirtti ve “Suriye ekonomisinin sloganlara değil, pratik ortaklıklara ihtiyacı var; Azerbaycan bu açıdan uygun bir kapı.” ifadelerini kullandı.

Siyasi boyut ve bölgesel denge

The Media Line’da yer alan analize göre, Suriye-Azerbaycan iş birliğinin ekonomik boyutunun ötesinde “önemli siyasi sonuçlar” da taşıdığı belirtildi. Analistler, Bakü’nün Ortadoğu’daki etkisini genişletmek için geleneksel etki alanının ötesindeki ülkelerle dengeli ilişkiler kurmayı hedeflediğini, Şam’ın ise bu iş birliğini “bölgesel izolasyonunu sonlandırma ve ortaya çıkan jeopolitik düzen içinde rolünü yeniden kazanma fırsatı” olarak gördüğünü öne sürdü.

Uluslararası ilişkiler profesörü Dr. Samir el-Katip, The Media Line’a yaptığı açıklamada, “Azerbaycan ile ilişki, Suriye için hem siyasi hem de ekonomik bir pencere oluşturuyor. Azerbaycan, Türkiye, İran ve Rusya ile dengeli ilişkilere sahip bir Müslüman ülke olarak bölgedeki etkileşimlerde bir denge noktası.” ifadelerini kullandı.

El-Katip ayrıca, “Azerbaycan gazının Suriye’ye girişi, Suriye topraklarında bölgesel çıkarların çemberinin genişlemesi anlamına geliyor ve bu da Şam’a uluslararası ilişkilerde daha geniş bir hareket alanı sağlıyor; potansiyel güvenlik ve teknik iş birliğinin de zeminini hazırlıyor.” dedi.

Zorluklar ve ekonomik engeller

Analize göre, resmi iyimserliğe rağmen, “Batı yaptırımları Suriye’nin doğrudan finansal işlemlerini kısıtlamaya devam ediyor” ve ülke, Azerbaycan gazını almak ve dağıtmak için gerekli altyapıyı yeniden inşa etmekte zorlanıyor. Ayrıca, Suriye’nin metal ve altın sektörlerinde kalite ve rekabet açısından önemli boşluklar bulunduğu belirtildi.

Ekonomistlere göre, Suriye ile uluslararası altın fiyatları arasındaki fark ve yüksek yerel üretim maliyetleri, Suriye mücevherlerinin Azerbaycan ve diğer yabancı pazarlarda rekabetini engelleyebilir. Bu nedenle, değerli metaller sektörünü denetleyecek bağımsız bir otorite oluşturulmasının “piyasayı düzenlemek, kaçakçılığı önlemek ve resmi üretimi teşvik etmek için elzem” olduğu öne sürüldü.

Tarihi ve diplomatik çerçeve

Suriye ile Azerbaycan arasındaki diplomatik ilişkiler, Bakü’nün Sovyetler Birliği’nden bağımsızlığını kazanmasının ardından 1992’de kuruldu. 1990’larda eğitim, kültür ve turizm alanlarında sınırlı iş birliği sağlanırken, resmi ziyaretler de zaman zaman gerçekleştirildi. Ancak son on yılda, özellikle Suriye’nin Dağlık Karabağ konusundaki tutumu ve Ermenistan ile yakın ilişkileri nedeniyle ilişkilerin soğuduğu bildirildi.

Haber göre, son yıllarda “bölgesel değişimlerle” birlikte, Suriye ve Azerbaycan arasında yeni yakınlaşma işaretleri ortaya çıktı. Bakü’nün özellikle enerji ve altyapı sektörlerinde Suriye’nin yeniden inşasına katkı sağlamak istediği, Şam’ın ise Azerbaycan yatırımlarını kolaylaştırmaya ve teknik uzmanlığı paylaşmaya istekli olduğu belirtildi. Analistler, bu ısınan ilişkilerin “daha çok ekonomik pragmatizm temelli, geçmiş siyasi ittifaklardan bağımsız bir sessiz diplomatik yeniden hizalanma” olarak değerlendirilebileceğini ifade etti.

Geleceğe dönük potansiyel iş birliği

Gözlemcilere göre, Suriye-Azerbaycan iş birliği “esnek ve şeffaf bir şekilde yönetilirse, bölgesel ekonomik entegrasyon için bir model haline gelebilir.” Azerbaycan’ın enerji kaynakları ve altyapı, liman ve lojistik konusundaki deneyimi, Suriye’nin Akdeniz üzerindeki stratejik konumuyla birleştiğinde, Ortadoğu’yu Avrupa’ya bağlayan enerji ve ticaret rotalarının geçiş noktası olma potansiyelini artırıyor. İş birliği, tarım, teknoloji ve liman geliştirme alanlarına da genişleyebilir.

Adilhan Gadilishiev, Avrasya Entegrasyon Enstitüsü’nden bir analist, The Media Line’a yaptığı açıklamada, Suriye ile Azerbaycan arasındaki ilişkilerin, eski Cumhurbaşkanı Beşşar Esed döneminde zayıfladığını söyledi.

Gadilishiev, Suriye’nin İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi olmasına rağmen, Karabağ çatışması sırasında Azerbaycan’ı desteklemediğini, aksine Esed yönetiminin Ermenistan ile ilişkilerini güçlendirdiğini iddia etti. Gadilishiev, bu sorunların artık geride kaldığını ve “her iki taraf için yeni fırsatlar ortaya çıktığını” söyledi.

Gadilishiev ayrıca, Azerbaycan’ın, rejim değişikliğinin ardından Suriye halkını ve hükümetini tebrik eden ilk ülkeler arasında olduğunu belirtti ve Bakü’nün “Suriye’nin toprak bütünlüğü ve ulusal egemenliğine bağlılığını sürekli teyit ettiğini” belirtti.

Azerbaycan uzmanları, Suriye ile bağların şimdi “Bakü’nün Ortadoğu politikasının önemli bir unsuru” olduğunu belirtti. Analistlere göre, “Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in direktifleri doğrultusunda Azerbaycan heyetleri Suriye’yi ziyaret ederek ülkenin yeniden inşası, kalkınması ve iyileşme çabalarına destek verdiklerini” ifade etti.

Uzmanlar, “Bakü, Şam’dan son derece olumlu mesajlar aldı” dedi ve “Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in kişisel etkisi, diğer ülkelerin Azerbaycan ile yeni ortaklık modelleri kurmasının yolunu açtı” ifadelerini kullandı. Suriye, Ortadoğu’nun kilit ülkelerinden biri olarak değerlendiriliyor ve Azerbaycan’ın bu ülkeyle ilişkilerini geliştirmesi, “yeniden şekillenen Ortadoğu açısından son derece önemli” olarak yorumlandı.

Gadilishiev ayrıca, Azerbaycan’ın “arabuluculuk deneyimini” kullanarak, İsrail ve Suriye ile güçlü bağlarını “Şam-Tel Aviv diyaloğu” için köprü olarak değerlendirebileceğini belirtti. Uzman, bunun yalnızca iki ülke ilişkilerini iyileştirmekle kalmayacağını, aynı zamanda “bölge genelinde daha geniş ve kalıcı bir barışa katkı sağlayabileceğini” öne sürdü.