Irak Medya Kalkınma Merkezi Başkanı Adnan es-Serac, ABD'nin siyasi ve ekonomik baskı araçlarını kullanarak Irak seçimlerine doğrudan müdahale ettiğini belirtti. Serac, Washington'un amacının, İsrail'in güvenliğini merkeze alan bölgesel planını uygulayacak bir başbakanı göreve getirmek olduğunu söyledi.
YDH - Irak Medya Kalkınma Merkezi Başkanı Adnan es-Serac, Amerika Birleşik Devletleri'nin siyasi ve ekonomik baskılar yoluyla Irak'taki seçim süreçlerine doğrudan müdahale ettiğini açıkladı.
El-Alem kanalında programa katılan Serac, Washington'un nihai hedefinin, İsrail'in güvenliğiyle bağlantılı bölgesel bir planı hayata geçirecek ve kendi çıkarlarına hizmet edecek bir başbakanı dayatmak olduğunu ifade etti.
"ABD'nin müdahalesi yeni değil"
Adnan es-Serac, ABD'nin Irak seçimlerine müdahalesinin ilk seçimlerden bu yana devam ettiğini belirtti.
Anayasa ve ulusal meclis temelinde kurulan sistemle yapılan altıncı seçim dönemine kadar Washington'un bu konuda açık bir rol oynadığını söyleyen Serac, "2010 yılında kurulan seçim sistemleri üzerinden de bu müdahale devam etti. O dönemde alıcı cihazlarda büyük sorunlar yaşandı ve zamanla, ABD’nin istemediği adayların oylarını azaltma veya desteklediklerinin oylarını artırma yönünde sonuçları değiştirmede rolü olduğu ortaya çıktı" diye konuştu.
"Ekonomik baskı araçları devrede"
Serac, Seçim Komisyonunun çalışmalarının gelişmesi ve denetim mekanizmalarının artmasıyla seçim sürecinin daha iyi kontrol edilebilir hâle geldiğini ancak ABD'nin baskılarını farklı kanallardan sürdürdüğünü dile getirdi.
Bu baskı araçlarını sıralayan Serac, "Irak dinarının dolar karşısındaki durumu, Amerika’nın Irak’a ait dolarları Amerikan Merkez Bankasında tutması, petrol meselesi ve Stratejik Çerçeve Anlaşması kapsamındaki diğer uygulamalar, ABD'nin Iraklı siyasi yetkililer üzerinde baskı kurma çabasının parçalarıdır" dedi.
Mevcut seçimlerin bölgesel koşullar nedeniyle daha karmaşık bir hâl aldığını belirten Serac, Gazze'deki olaylar ve Siyonist saldırıların ardından ABD'nin “Yeni Ortadoğu Projesi”ni yeniden gündeme getirdiğini söyledi.
Serac'a göre bu projenin amacı, İsrail'in güvenliğini sağlamlaştırmak ve bölgesel planını uygulamak. Bu kapsamda Lübnan'a Hizbullah'ı silahsızlandırmak, Irak'a da aynı amaçla özel temsilciler göndermek ve Suriye ile İran'da benzer girişimlerde bulunmak öngörülüyor.
ABD'nin belirli bir adayı destekleyip desteklemediği sorusuna yanıt veren Serac, Washington'un belirli bir çerçeve koymadığını ancak Irak'ın iç işlerine iki aşamalı bir müdahale stratejisi izlediğini belirtti. İlk aşamanın seçimlerden önce gerçekleştiğini ve bu dönemde bazı konularda görüş bildirdiğini ifade eden Serac, başbakanın kim olacağının henüz netleşmediğini söyledi.
Serac, Irak'ta başbakanın isminin, meclisin oluşumu ve siyasi güçlerin sandalye sayısının belirlenmesinden sonra netleşeceğini vurguladı.
Irak'ta "en büyük ittifakın" tek bir seçim zaferiyle değil, ittifaklarla şekillendiğini hatırlatan Serac, "Meclisin yarısından bir fazlasını elde etmek için yaklaşık 169 oya ihtiyaç var. Hiçbir siyasi güç bu sayıya tek başına ulaşamaz. Bu nedenle bir koalisyon kurulması zorunludur" ifadelerini kullandı.
Washington'un yeni hükümetten beklentileri
Serac, ABD'nin bu aşamada siyasi güçlere “buradayız” mesajı vermek istediğini ve eski Başkan Donald Trump'ın Irak'a gönderdiği özel temsilcinin altı şart belirlediğini aktardı.
Bu şartlar arasında silahlardan arındırılmış bir Irak, İran'dan uzak bir siyaset ve ABD ile ortaklık temelinde ilişkiler bulunuyor.
Bu şartların seçimlere katılan tüm siyasi aktörlere bir mesaj niteliği taşıdığını vurgulayan Serac, seçimlerin ardından Washington'un yeni hükümetten bu şartların yerine getirilmesini isteyeceğini, aksi takdirde Amerikan yaptırımlarının devreye gireceğini de sözlerine ekledi.
Para Körfez ülkelerinden geliyor
ABD'nin siyasi finansman konusunda da etkili olup olmadığı sorusuna Serac, "Siyasette paranın işin içinde olduğu neredeyse kesin. Ancak ABD bu parayı doğrudan vermiyor, bunun yerine müttefiki olan Körfez ülkelerini ve diğer bazı dost ülkeleri para akışı sağlamaya teşvik ediyor" yanıtını verdi.
Paranın büyük kısmının Fars Körfezi ülkelerinden geldiğini belirten Serac, bu ülkeler tarafından desteklenen siyasi grupların büyük miktarda para harcadığını söyledi.
Serac, Irak'ta bir parlamento sandalyesinin maliyetinin 1,5 milyar Irak dinarını aşabildiğinin konuşulduğunu da aktardı.