Moon of Alabama Amerika’nın Venezuela’da başlattığı darbe girişimine ilişkin bir analize yer verdi.
ABD yönetimi dün Venezüela’nın sağ kanat ‘muhalefet lideri’ Juan Guaido’yu ülkenin devlet başkanı olarak tanıdı.
Güney Amerika’nın sağ kanatın yönetimde bulunduğu bir dizi ülkesi bu hamleye katıldı. Küba, Bolivya ve Meksika ise katılmayı reddetti.
Rusya, Çin, İran ve Türkiye, Nicolas Maduro’nun seçilmiş hükümetini desteklemeye devam ederek darbe girişimine karşı seslerini yükselttiler.
Avrupa Birliği’nin ortak bir fikri yok; neoliberal Fransa darbe yanlısı, İspanya ise karşıtı.
Venezüela şimdi bütün yıl boyunca süreceği anlaşılan çatışmaya hazırlanmalı ve bunun mümkün olduğunca kısa sürmesini sağlamak için her şeyi yapmalı.
ABD’nin Venezüela’nın meşru hükümetine karşı uzun süredir planladığı hamle sadece bir başlangıç. Bu plan, ortalığı kızıştırmaya öncülük edip sızma misyonuna çevirecek şekilde tasarımlandı -Burada duramayız!- işe el koyacağız.
Burada, dünyadaki en büyük petrol rezervleri, yani 300 milyar varilden fazla petrol mevzu bahis.
ABD maşası Guaido, Venezüela’nın petrol yasalarını değiştirerek ABD lehine çevirmeye söz veriyor. Bolivarcı hükümet ise petrolü yoksulları desteklemek için kullanıyor.
ABD’nin Venezüela hükümetine karşı rejim değişikliği operasyonu için oyun planı Senatör Marc Rubiotarafından Başkan Yardımcısı Mike Pence’in desteğiyle yazdı:
“Amerika’nın Bay Guaido’yu Venezüela’nın meşru başkanı olarak tanıması, sembolik bir önlemden çok daha fazlası ve Bay Maduro için yeni zorluklar sunuyor. Trump yönetimini böylesi bir adım atmaya iten Florida’nın Cumhuriyetçi senatörü Marco Rubio, bu fikri, tutkulu biçimde teşvik etti.
Rubio, Senato’da 15 Ocak’ta yaptığı konuşmada, Guaido’yu başkan olarak atamanın Venezüela’nın ABD’de dondurulmuş halde bulunan milyonlarca dolarlık varlığının muhalefet milletvekillerinin kullanımına sunmayı sağlayacağını, onların da bunu yeni seçimlerin fonlanması ve insani destek için kullanabileceğini söyledi.”
Venezüela’nın ABD ve Britanya’nın ‘dondurduğu’, yahut pratikte çaldığı paranın hakiki miktarı birkaç milyar dolar, öyle birkaç milyon değil.
ABD’nin hoşlanmadığı hükümetlerin sahibi olduğu paranın böylesine dondurulması pek bilindik. ABD’nin uzun süredir diğer bir sürü yaptırımlarla birlikte yürüttüğü ekonomik savaş, Venezüela ekonomisinin toparlanmasını neredeyse imkansız kılıyor.
Şimdi ABD Venezüela’ya akması gereken bütün paraya el koyacakken, Venezüela da ABD’ye bütün petrol ihracatını durdurmalı.
Bazılarının sahibinin Venezüela olduğu bir dizi Amerikan rafinerisi belli bir özel düzeyde Venezüela petrolüne dayalı ve yakında başları derde girebilir. Bu da Washington’daki havayı değiştirmeye yardımcı olabilir Çin de daha fazla Venezüela petrolü satın almakla ilgilenebilir.
Venezüela’daki muhalefet dondurulmuş paralara erişim sağlayarak muhtemelen silah alacak ve hükümet ve destekçilerine karşı iç savaşta paralı askerlerden ordu yaratacaklar.
Suriye’de olduğu gibi ABD özel güçleri ve CIA ile çalışan bazı özel güvenlikçiler de yardıma hazır olacaklar. Böylesine bir savaşın tedarik hattı büyük olasılıkla Kolombiya’dan geçecek. Eğer 2011’de Suriye’de olduğu gibi karada savaş planlandıysa, büyük olasılıkla sınıra yakın şehirlerde başlayacaktır.
Fakat askeri çatışmanın başlatılmasından önce ABD ve Venezüela muhalefeti diğer yolları deneyecek.
ABD’nin açıklamasının ardından Maduro Caracas’taki bütün Amerikalı diplomatların ülkeyi 72 saat içerisinde terk etmesi çağrısında bulundu.
ABD artık Maduro’yu tanımadığından bu çağrıyı reddetti. ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo ‘ilişkilerin geçiş başkanı Guaido üzerinden yürütüleceğini’ duyurdu.
Bu reddiye büyük olasılıkla planlandı ve elçilik baskını gibi bir sert reaksiyonu provoke etmesi düşünüldü.
Normal bir süreç altında Venezüela hükümeti Amerikalı diplomatlar yasal olarak korundukları elçilik dışına adım attıklarında onları tutuklayabilirdi.
Uçağa bindirilip ülkeden çıkartılabilirler. Fakat anlaşılan ABD bu çatışmayı planladı ve diplomatlar uzun süre elçilikte kalmaya hazırlandılar.
Venezüela’nın yapabileceği en iyi şey basitçe elçiliği tecrit etmek. Bu tecrit, yanıltma harekatlarını önleyecek şekilde çok iyi korunmalı.
Hiçbir ziyaretçi içeriye sokulmamalı. Elçiliğin bütün iletişim hatları kesilmeli (bu halde bile uydu iletişimi olacak) ve elektrik ve su da rasyona bağlanmalı.
İnsani yardım ancak özel talep üzerine verilmeli. Bu işi ‘kitabına uygun yapmak’ önemli ki ABD bu konuyu kullanarak meseleyi tırmandıramasın.
‘Muhalefet lideri’ Juan Guaido ihanet halindedir. Kendisi, ekibi ve destekçileri bulunup hapse konulmalı. Münasip koşullarda ancak sıkı askeri koruma altında tutulmalılar.
Daha geniş bir savaş başlatmadan önce muhalefet sokaklarda dayanılmaz bir kaos yaratmaya çalışacak.
2016’da başarısızlıkla sonuçlanan şiddet gösterilerinde olduğu gibi, muhalefete bağlı göstericiler silahlandırılacaklar. Polis saldırıya uğrayacak ve iki taraftan da insanlar ölecekler.
Bütün bunları makul bir düzeyde tutmak silah ve şiddet yanlılarını ayıracak önlemler almak en iyi yol. Polis bunu başarabilmek için sahada iyi bir istihbarata ihtiyaç duyacak.
ABD kendi pozisyonu için olumsuz sonuçları olacağını olmadıkça bu darbeyi görmeye hazırlanmış görünüyor. İçeride yasadışı rejim değişikliği girişimi sözde ‘sosyalist’ demokratların bile desteğine sahip.
ABD propaganda aygıtı, ana akım medya ve çeşitli sosyal medyada ‘bot’ hesap üzerinden kampanyaları devrede. ABD’deki özel sosyal medya şirketleri – facebook, Instagram ve Twitter Maduro’nun resmi hesabını ‘tanınmayan’ olarak yeniden tanımladılar.
‘Onaylanmış’ bir mavi tık yok artık. Amerika’nın sesi Guaido’nun kendisini etrafında birkaç yüz kişiden oluşan bir kalabalık olduğu halde başkan ilan ederkenki videosunu gösterdi.
Ardından başka bir noktada onu destekleyenlerin sayısının çok olduğu izlenimi yaratacak kalabalık görüntülere geçildi. Amerikan şehirlerinde Maduro karşıtı reklamlarla dolaşan kamyonlar belirdi ve bir dizi propaganda hesabından görüntü ve diğer sahte iddialar devreye sokuldu.
Bu ani lokasyon değişikliğinin sevimli bir versiyonu bir tweet hesabında çıktı: “@emojupiter isimli hesap 19 Ocak’ta Paris’te küçük bir apartmanda moda çalıştığını belirtip ‘Hayat güzel’ derken, 24 Ocak tarihli tweet’inde bu kez ‘Venezüela’da yaşadığını basit insani ihtiyaçları bulamadığını, bir parça ekmek için saatlerce kuyruklarda beklediğini’ yazarken görüldü.
Venezüela hükümeti böylesine bir çatışmayı nasıl kazanacağına dair Suriye ve Rusya ile danışmalı. Maduro’nun atmak zorunda olduğu en önemli adım sahadaki desteğini artırmak.
Chavez yönetimi altında ve şimdi de Maduro’nun yönetimindeki Bolivarcı hareket hala çok geniş desteğe sahip olsa da petrol fiyatlarındaki düşüşten sonra yaşanan ekonomik kırılmaya bağlı olarak yoksul kesimden biraz destek yitirildi.
Bu duruma bir ölçüde ABD yaptırımları neden oldu ancak büyük ölçüde ekonomi politikalarının yanlış yönetimi ve yolsuzluktan kaynaklandı. Rusya ve Çin’in getirdiği milyarlarca kredi ve yatırım iyi kullanılmadı.
İyi hazırlanmış bir yolsuzluk karşıtı kampanya halkın desteğinin artmasına yardım edecek ve Çin ile Rusya’nın meşru hükümetin arkasında durması için güven sunacaktır.
Bir başka adım muhalefetin makul kesimleriyle erkenden diyalog kurmak olmalı. Pek çok insan Maduro hükümetini sevmiyor olsa bile yine pek çoğu çok bariz olan Amerikan destekli müdahaleyi doğru bulmayacaktır. Bu insanlar kazanılabilir. Katolik kilisesinden onlarla görüşmeler için arabuluculuk yapması istenebilir.
Venezüela ordusu seçilmiş başkanını destekleme sözü verdi. Bunu şiddetin artırılmasına yönelik girişimlere karşı harekete geçmek için kullanmalı. Suriye’deki çatışmadan çıkan ders, uzatılmış bir çatışmanın, kuluçkaya yatmış savaşı erkenden, keskin ve kararlı bir reaksiyonla bitirmekten çok daha fazla kayıplara ve hasara sebep olacağıdır.