Aksa Tufanı: 'Gaz'a vurulan darbe

img
Aksa Tufanı: 'Gaz'a vurulan darbe YDH

Aksa Tufanı ile sadece İsrail rejimine değil, Akdeniz'deki gaza göz dikmiş Batı dünyasına da darbe vurulduğu anlaşılıyor.




YDH- Global Research sitesinde yer alan "Israel Gas-Oil and Trouble in the Levant" başlıklı makaleye göre, Aralık 2010'da Doğu Akdeniz'de keşfedilen büyük gaz rezervlerine el koyup bölgenin en büyük gaz ihracatçısı olmak isteyen İsrail rejimi Aksa Tufanı ile bu açıdan da ağır bir darbe aldı.

Makalenin yazarı Felicity Arbuthnot, bölgede bulunan devasa gaz rezervinin Huston-Texas ve Avustralya merkezli şirketlerin iştihasını kabarttığını ve bunların "mutabakat zaptı" imzaladıklarını belirtti. 

Gaz ve petrolün keşfedildiği dönemde yapılan inceleme tahminlere göre iyimser bir bakışla 16,7 trilyon küp gaz ve 600 milyon varil petrol halihazırda Filistin ve Lübnan sahillerinde bulunmakta. Bu tahminlerin üst sınırı ise 122 trilyon küp gaz ve 1,7 milyar varil petrol olarak belirtilmekte.

Akdeniz'in bu kısmında keşfedilen gaz ve petrolün bölge ülkelerine ve bölge dışına onlarca yıl boyunca kapasitesi azalmaksızın ihraç edilebileceği öngörülüyor.

Arbuthnot, yazısında, üretilecek gazın Türkiye üzerinden naklini öngören planların Türkiye ile İsrail rejimi arasındaki ihtilaf sebebiyle bir süre dondurulduğunu; ancak iki ülke arasındaki ilişkinin normalleşmesiyle birlikte yeniden gündeme alındığını dile getirdi.

Bilindiği üzere Türkiye ile İsrail rejimi arasındaki ilişki İsrail rejimi Gazze'ye insani yardım taşıyan Mavi Marmara filosuna saldırıp 10 Türk vatandaşını katlettiğinde bozulmuş ve Türkiye ilişkilerin normal hale gelebilmesi için "Özür, tazminat ve Gazze'ye yönelik ambargonun kaldırılması" şartlarını ileri sürmüştü.

İsrail rejimi resmi olarak özür dilememiş, Benyamin Netanyahu meydana gelen olaydan üzüntü duyduğunu şifahen bildirmiş, Mavi Marmara Anlaşması olarak bilinen anlaşma kapsamında tazminat olarak değil bir tür yardım şeklinde kabul edilmek şartıyla 20 milyon dolar ödemeyi kabul etmiş ama Gazze'ye yönelik ambargoyu kaldırmamıştı.

Türkiye ileri sürdüğü şartlar tam olarak sağlanmadığı halde İsrail rejimi ile ilişkileri normalleştirmişti.

Uzmanlar Türkiye'nin bu tavrını Filistin gazının "İsrail gazı" adı altında Avrupa'ya pazarlanmasında Türkiye rotasının kullanılma ihtimaline bağlıyor.