İsrail zindanlarında insanlık dışı muameleler

img
İsrail zindanlarında insanlık dışı muameleler YDH

İsrail hapishanelerinden ve gözaltı merkezlerinden serbest bırakılan Filistinli tutukluların yeni ifadeleri, İsrail'in Gazze Şeridi'nde devam eden soykırımının bir parçası olarak binlerce sivilin insanlık dışı ve aşağılayıcı muameleye ve ağır işkenceye maruz kaldığını doğruluyor.




YDH- Press TV’nin bildirdiğine göre, İsrail hapishanesindeki Filistinli bir tutuklunun üzücü ifadesi şöyle: "Kadın erkek hepimize kıyafetlerimizi çıkarmamızı ve yürümeye devam etmemizi emrettiler, sadece ileriye bakmamızı söylediler."

"Tankların arasında çıplak yürüyordum, iç çamaşırı bile giymemiştim. Bir İsrail askeri yüzüme tükürdü. Tepki vermemek için kendimi zorladım, tepki verirsem vücudumdaki her kemiği kıracaklarını biliyordum."

Birleşmiş Milletler Uluslararası Bağımsız Soruşturma Komisyonu'nun yakın tarihli bir raporunda yer alan Gazze Şeridi'nden Filistinli bir mahkumun ifadesi, İsrail hapishanelerinde çürüyen kadın ve erkek Filistinlilere yönelik korkunç istismarı gözler önüne seriyor.

Raporda, İsrail güçlerinin Filistinli kadınların peçelerini ve kıyafetlerini alenen çıkarması, erkek akrabalarının ve yakın aile üyelerinin gözü önünde cinsel tacize maruz bırakılması da dahil olmak üzere birçok cinsel istismar vakası kaydedildi.

BM organı, İsrail'in kuşatma altındaki kıyı bölgesinde Filistinlilere karşı yürüttüğü soykırım savaşının artık onları aşağılamak ve küçük düşürmek amacıyla cinsel şiddet biçimini aldığını belirtti.

Gazze'nin çeşitli yerlerine cinsiyetçi ve aşağılayıcı grafitiler çizildi. Filistinliler iç çamaşırlarıyla aşağılayıcı eylemlerde bulunmaya zorlandı.

Gazze'de kadınlara psikososyal destek sağlayan bir STK'da çalışan Filistinli bir kadın, "Peçelerin çıkarılması emrine gelince, kadınlar utanç ile istismar ve muhtemelen ölüm arasında seçim yapmak zorunda kalıyor" dedi.

"Peçenizi çıkarmaya zorlanmak kadınlar üzerinde derin bir psikolojik etki yaratıyor ve daha önce hiç görmedikleri bir savaştan kaynaklanan kayıp ve kederle birleşiyor." diye ekledi.

Raporda, Gazze Şehri'nin ana karayolu olan Selahaddin Caddesi'nde kadınlara yönelik çeşitli cinsel istismar ve taciz vakaları ayrıntılı olarak yer aldı.

Gazze'den bir kadın hakları savunucusu, "22 Ekim ve 28 Aralık 2023 tarihleri arasında Selahaddin Caddesi'ndeki bir kontrol noktasında durdurulan ve tahliye edilen kadınların cinsel şiddet ve tacize maruz kaldığına dair çok sayıda ifade var" dedi.

"Bunlar arasında erkek askerler tarafından toplum içinde iç çamaşırlarına kadar soyulmak ve askerlerin vücutlarına dokunmasına maruz kalmak da vardı." diye devam etti.

Filistinli erkekler, kadınları cinsel istismardan koruyamadıkları için alaya alınıp ve taciz edildiler. Rapora göre, hamile Filistinli kadınların bile kötü muameleye maruz kaldığı vakalar yaşandı.

BM komisyonu raporunda, "Derme çatma bir kontrol noktasında, kadın, erkek, kız ve erkek çocuklardan silah zoruyla soyunmaları, kıyafetleriyle bir top oluşturmaları ve kıyafetlerini İsrail güçlerine atmaları istendi" denildi.

Rapor şöyle devam etti: "Onlara kimlik belgelerini havaya kaldırmaları ve soyunmuş halde yürümeye devam etmeleri söylendi. Erkekler yürürken tamamen çıplaktı, kadınlar ise iç çamaşırlarıyla."

Bilinmeyen maddeler enjekte edildi

Cenevre merkezli insan hakları grubu Euro-Med Human Rights Monitor'a göre, İsrail güçleri tarafından hapsedilen 23 yaşındaki Gazze sakini Samir Abdullah, "Bilinmeyen bir madde enjekte edilmesini reddettiğim için dövüldüm ve elektrik şokuna maruz kaldım" dedi.

Samir Abdullah, "İnsanların sağlıklarında ciddi düşüşler olduğunu gördüm; hatta bazıları hastalandı ve tıbbi bakım verilmedi. Bazı mahkumlara ordu tarafından bilinmeyen iğneler de yapıldı." dedi.

Kısa bir süre önce İsrail hapishanesinden serbest bırakılan Abdullah, elektrik şokuna maruz kaldığını söyleyerek yaşadıklarını anlatmaya devam etti:

"Tuvalette bana ayrılan süreyi aştığım için görevlilerden biri tarafından elektrik şoku verildi. Etkileri vücudumda hâlâ görülebiliyor. Tuvalette dört dakikadan fazla kalırsanız elektriğe maruz kalırdınız."

Filistinli genç adam ayrıca köpeklerin saldırısına uğradığını, hücre hapsinde tutulduğunu ve neredeyse iki hafta boyunca yemek verilmediğini söyledi.

Gazze'de gözaltında tutulan Filistinlilerin şok edici ifadelerini yayınlayan Cenevre merkezli insan hakları örgütü, rejimin Filistinlilere yönelik taciz ve işkencelerinin arttığına işaret etti.

Euro-Med Monitor'un haberine göre, "Bu istismar o kadar arttı ki, hayatta kalabilecek kadar şanslı kurbanlar için artık cinsel şiddet, bilinmeyen maddelerin zorla enjekte edilmesi ve vücutlarında kasıtlı olarak yara izi bırakılması ve işaretlenmesi söz konusu."

Euro-Med Monitor'un bildirdiğine göre, İsrail ordusu 11 Haziran'da Gazze'nin kuzeyindeki Zikim bölgesinden serbest bırakılan Filistinli tutuklulara ateş açtı. Tutuklular yerleşim bölgelerine dönmek için yüzlerce metre koşmak zorunda kaldılar.

Euro-Med, "Yorgunluk nedeniyle, gözaltında tutuldukları süre boyunca işkence ve kötü muameleye maruz kalırken gelişen mevcut sağlık sorunlarını daha da kötüleştiren içler acısı bir durumda geldiler." dedi.

Olayın ardından 33 Filistinli tutuklu Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahya'da bulunan Kemal Advan Hastanesi'ne kaldırıldı.

Yaşlı Filistinlilere işkence

Apartheid rejimi yaşlıları bile ayırmadı. İsrail güçleri yüzlerce yaşlı insanı hapsetti. 65 yaşındaki Filistinli bir adam, Cibaliya mülteci kampındaki evinden tutuklandığını, işkenceye maruz kaldığını ve korkunç koşullarda hapsedildiğini söyledi.

"İsrail ordusu geçen ay Cibaliya kampına baskın düzenledi. Hepimizi zorla dışarı çıkardılar ve 21 Mayıs 2024 tarihinde bilinmeyen bir yere götürdüler. Başından beri gözlerimiz bağlıydı ve nereye gittiğimize dair hiçbir fikrimiz yoktu," dedi 65 yaşındaki adam.

Yaşadığı travmayı atlatmaya çalışan adam, 20 yıl gibi gelen yaklaşık 20 gün boyunca gözaltında tutulduklarını belirtti.

"Her gün taciz, dayak ve aşağılama vardı. Yatma vakti yaklaştıkça kapılar takırdıyor ve hoparlörlerden uğursuz müzikler yükseliyordu. Yiyecek o kadar azdı ki, bir somun ekmek ve biraz peynir zar zor alınabiliyordu. Tuvaleti kullanmak zor ve aşağılayıcı bir deneyimdi" dedi.

Yaşlı görgü tanığı şöyle devam etti: "65 yaşında olduğumu dikkate almadılar ve oradaki en yaşlı kişi ben değildim. Orada 70 yaşın üzerinde biri vardı. Kışla gibi görünen bir yerdeydik. İşgal ordusu, bir gözaltı merkezi gibi görünen bu alana gelen çok sayıda insanı bilinmeyen yerlere sınır dışı etmekle meşguldü."

Eski tutuklular, rejim güçlerinin sağır ve dilsiz bir gence işkence ederek onu konuşmaya zorlamasının korkunç ayrıntılarını anlattı.

"Gözaltında dilsiz bir kişi vardı. Günlerce onu dövmeyi ve işkence etmeyi bırakmadılar, dilsiz olmasına rağmen sözlü sorulara cevap vermesini istediler." dediler.

UNRWA raporu ifşaatları

Daha önce de Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım Kuruluşu (UNRWA) tarafından hazırlanan bir raporun sızdırılan taslağında Siyonist rejim güçlerinin benzer işkence ve cinsel istismar olayları anlatılmıştı.

39 yaşındaki kıdemli hemşire Muhammed el-Hamlavi, bir kadın subayın iki askere kendisini kaldırmalarını ve rektumunu yere sabitlenmiş metal bir çubuğa bastırmalarını emrettiği korkunç bir işkenceyi anlatmıştı.

Çubuğun yaklaşık beş saniye boyunca rektumuna girerek kanamasına ve "dayanılmaz bir acı" çekmesine neden olduğunu söylemişti.

El-Hamlavi ayrıca elektrikle bağlanmış bir sandalyede otururken elektrik şokuna maruz kaldığını ve bunun da birkaç gün boyunca idrar yapamamasına neden olduğunu anlatmıştı.

Raporda bir tutuklunun "elektrikli sopanın anüsüne sokulması sonrası öldüğü" belirtilmişti.

Filistinli mahkumlar, gözlerinin bağlanması, ellerinin kelepçelenmesi ve iç çamaşırları dışında çırılçıplak soyulmaları da dahil olmak üzere maruz kaldıkları insanlık dışı koşulları dile getirmişlerdi.

Mahkumların askeri kamyonlara tıkıştırılarak Sde Teiman gözaltı kampına götürüldüğü ve burada açık kenarlı hangarlarda tutuldukları belirtilmişti. Günde 18 saate kadar kelepçeli olarak oturmaya zorlandıkları bildirilmişti.

Yorgunluktan uyuyakalan tutukluların işgal güçleri tarafından cezalandırılıp dövüldüğü aktarılmıştı.

New York Times'ın geçtiğimiz günlerde bildirdiğine göre, geçtiğimiz Ekim ayından bu yana Sde Teiman gözaltı kampında tutulan 4 bin tutukludan 35'i hayatını kaybetti.

Söz konusu raporda şu ifadeler yer almıştı: "Rapor edilen kötü muamele yöntemleri arasında fiziksel dayak, uzun süreler boyunca stres pozisyonuna zorlama, tutuklulara ve ailelerine zarar verme tehditleri, köpek saldırıları, hayvan gibi davranmaya zorlama veya üzerine işetme gibi kişisel onura hakaret ve aşağılama, yüksek sesli müzik ve gürültü kullanımı, su, yiyecek, uyku ve tuvaletten mahrum bırakma, dinlerini uygulama hakkından mahrum bırakma ve açık yaralara ve sürtünme yaralanmalarına neden olan sıkı kilitli kelepçelerin uzun süreli kullanımı yer almaktadır."

Yaygın cinsel saldırı iddialarına da yer verilen raporda, kadın tutukluların gözleri bağlıyken elle taciz edildikleri, bazı erkek tutukluların ise cinsel organlarından yaralandıkları belirtilmişti.

Eski bir mahkum ellerinin ve gözlerinin bağlandığını ve 42 gün boyunca metal bir kafeste tutulduğunu anlatmış, sorgulamalar sırasında kendisine elektrik şoku verildiğini ve kendisini tırmalayan ve ısıran ordu köpekleri tarafından üzerine salındığını söylemişti.

BM'nin Filistinliler için oluşturduğu bu kuruluşun söz konusu raporunda şu bilgiler de yer almıştı: "Tesis dışındaki bir yerde, birkaç kişi kafeslere zorla sokulduklarını ve köpeklerin saldırısına uğradıklarını, aralarında bir çocuğun da bulunduğu bazı kişilerin serbest bırakıldıklarında köpek ısırığı yaraları gösterdiklerini bildirdi. Darplar arasında metal çubuklar, silah dipçikleri ve botlarla kafaya, omuzlara, böbreklere, boyuna, sırta ve bacaklara uygulanan künt kuvvet travması yer almakta olup, kaburgaların kırılmasına, omuzların ayrılmasına ve kalıcı yaralanmalara neden olmuştur."



Makaleler

Güncel