HTŞ rejimi krizlerle boğuşuyor

img
HTŞ rejimi krizlerle boğuşuyor YDH

Suriye'de HTŞ rejiminin lideri Colani, iç ve dış sorunlarla boğuşuyor. Avrupa'nın desteğini kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya olan Colani, bir yandan da ülkedeki yabancı Selefi grupların yükselişine engel olmaya çalışıyor.




YDH - Suriye'de kendini cumhurbaşkanı ilan eden Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) lideri Ebu Muhammed el-Colani (şimdiki adıyla Ahmed eş-Şaraa), hem iç hem de dış politikada karmaşık sorunlarla karşı karşıya.

Bu durum, hem Colani'nin iktidarını hem de Suriye'nin istikrarını tehdit ediyor.

Colani hükümeti ile başta Avrupa Birliği (AB) olmak üzere uluslararası toplum arasındaki olumlu ilişkiler, Suriye sahilindeki katliamlar ve Colani'nin anayasa bildirgesi ile yetkilerini genişletmesi sonucu bozuldu.

Ülkenin kuzeydoğusunda, Türkiye destekli Suriye Milli Ordusu ile Suriye Demokratik Güçleri (SDG) arasındaki çatışmalar sürerken, İsrail'in güneydeki politikaları ve Süveyda'daki iç karışıklıklar da devam ediyor.

Colani'ye güven azalıyor

Brüksel'deki bağış konferansı, Avrupa'nın Colani rejimine olan güveninin azaldığını ortaya koydu.

Mali taahhütler düşerken, yardımların doğrudan hükümete değil, bağımsız kuruluşlar aracılığıyla dağıtılması kararlaştırıldı.

Yardımların büyük bölümünün Ürdün, Türkiye ve Lübnan gibi Suriyeli mültecilere ev sahipliği yapan ülkelere aktarılacağı belirtildi.

Lübnan, Suriye sahilindeki olaylardan kaçan yeni mülteci akınlarıyla karşı karşıya ve bu durum, mülteci krizinin süreceğini gösteriyor.

Lübnan geçici bir durak olarak görülse de, Avrupa pek çok Suriyeli için nihai hedef. Kıbrıs açıklarında Suriyeli mültecileri taşıyan bir teknenin batması, bu durumu bir kez daha gözler önüne serdi.

Bu olay, Avrupa'nın mülteci akınını durdurma ve geri dönüşleri teşvik etme çabalarını zora sokabilir.

İç krizler derinleşiyor

Suriye halkı, ekonomik zorluklar ve iktidardaki farklı gruplar arasındaki çekişmelerle mücadele ediyor. Bazı grupların radikal ajandaları, durumu daha da karmaşık hale getiriyor.

Colani'nin bu gruplar üzerindeki kontrolü sınırlı veya Suriye'nin çeşitliliğini koruma vaatleriyle çelişiyor. Bu durum, Sünniler de dahil olmak üzere tüm Suriyeliler için bir tehdit oluşturuyor ve halkın radikal grupların eylemlerine karşı tepkisini artırıyor.

Suriye sahilindeki Alevi katliamları, ülkedeki durumu belgeleyen önemli gelişmelerden. Bölgede, Çeçenler, Uygurlar ve Türkistanlılar gibi Suriyeli olmayan unsurların da bulunduğu radikal grupların varlığı devam ediyor.

Bu grupların bölgedeki bazı merkezlerde ısrarla kalması, HTŞ rejimini önlemler almaya itti. Grupların bölgeden çıkarılması çabaları ise başarısız oldu.

Sivil Barış Komitesi, Kardaha'da hayatın normale dönmesi ve katliamların tekrarlanmaması için yerel yetkililerle bir anlaşma yapıldığını duyurdu.

Anlaşma, radikal grupların hareketlerini bildirmek için bir acil durum hattı kurulmasını, güvenlik önlemlerinin artırılmasını ve bu grupların bölgeden uzaklaştırılmasını içeriyor.

HTŞ'nin "şeriat sorumlusu" Yahya el-Fargali'nin (Mısırlı), Suriye sahilinde demografik değişiklik yapılması ve bölge halkının tehcire tabi tutularak Selefi cihatçıların yerleştirilmesi çağrısında bulunan bildirisi tepkileri beraberinde getirdi.

Diğer yandan başkent Şam'da, özellikle Hristiyan mahallelerinde misyonerlik faaliyetlerinin yoğunlaşması dikkat çekiyor.

Yüksek sesli hoparlörlerle dualar ve ilahiler yayınlanırken, yönetimin bu duruma sessiz kalması tepki çekiyor.