İsrail'in Gazze'ye karşı savaşı devam ederken, yedek askerler üzerindeki baskı, azalan moral ve ultra-Ortodoksların askere alınması gibi tartışmalı konular işgal devleti içindeki endişeleri artırıyor.

YDH- Financial Times'ın (FT) bugünkü haberine göre, İsrail bu hafta Gazze'ye yönelik saldırılarına devam ederken, İsrail ordusundaki binlerce yedek asker ki, bunların arasında uzun süredir üniformalı olanlar da var, yakında savaşa dönme ihtimaliyle karşı karşıya.
İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu ve yeni atanan Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir, Hamas'ın daha fazla İsrailli esiri serbest bırakmayı kabul etmemesi halinde İsrail'in Gazze'ye “yoğun bir kara saldırısı” başlatabileceği tehdidinde bulundu.
Gazete, ancak İsrail ordusunun uzun süreli savaşları sürdürme kapasitesi konusunda “endişelerin” arttığını bildirdi.
FT, “İsrail'in” düzenli orduyu tamamlayan yedek askerleri üzerindeki baskıyı sınırlamak için genellikle sadece günler ya da haftalar süren kısa ve belirleyici savaşlara girdiğini belirtti.
Gazeteye göre, görünürde net bir çözüm yokken, “hem askeri analistler hem de yedek askerler, kişisel ve profesyonel yaşamları süresiz olarak kesintiye uğradığı için artan yıpranma” konusunda uyarıda bulunuyorlar.
Haberde, Netanyahu hükümetinin savaşı ele alış biçiminin, özellikle de Filistin direnişinin elinde kalan esirlerin serbest bırakılması için müzakere edilmiş bir anlaşma yapılması yönündeki iç baskılara rağmen çatışmaları durdurmayı reddetmesinin de “hoşnutsuzluğu” artırdığı bildirildi.
Haaretz'de savunma analisti ve sivil-asker ilişkileri uzmanı olan Amos Harel, “[Savaşın başlamasından bu yana] ilk kez bazı yedek askerlerin göreve gitmeme ihtimali olabilir” dedi.
Harel şöyle devam etti: “Eğer savaşın arkasında bir uzlaşma olmazsa bu daha büyük bir sorun haline gelebilir.”
İsrail ordusunun rakamlarına göre, savaşın başlangıcından bu yana 800'den fazla asker öldürüldü ve yaklaşık 6 bin asker yaralandı. Bazı analistler travma sonrası stres bozukluğu (PTSD) gibi ruh sağlığı sorunları da hesaba katıldığında gerçek sayının daha yüksek olduğunu savunuyor.
Askeri yetkililer, sınırları güçlendirmek ve tampon bölgeleri süresiz olarak korumak için ordunun özellikle zırhlı ve piyade tugaylarında 10 bin ek askere ihtiyacı olduğunu vurguluyor.
Gazeteye göre, ancak İsrail ordusunu genişletmek büyük bir engelle karşı karşıya: Ultra-Ortodoks (Haredi) Yahudi erkeklerin uzun süredir askerlik hizmetinden muaf tutulması.
İsrail nüfusunun yaklaşık %14'ünü oluşturan ultra-Ortodoks topluluğu, işgal devletinin kuruluşundan bu yana zorunlu askerlikten muaf tutuluyor ki, bu politika savaştan önce de muhalefete yol açmıştı. İsrail Yüksek Mahkemesi bu muafiyetin anayasaya aykırı olduğuna karar verdi ve Yahudi İsraillilerin büyük çoğunluğu Haredi erkeklerin askere alınmasını destekliyor.
Buna rağmen, iktidardaki koalisyonu ultra-Ortodoks partilere dayanan Netanyahu, hükümetinin Haredi nüfusunu zorunlu askerliğe tabi tutma niyetinde olmadığını açıkça belirtti.
Resmi rakamlar, geçtiğimiz yıl ultra Ortodoks erkeklere verilen 10 binden fazla askerlik bildiriminden sadece birkaç yüz tanesinin askere alındığını gösteriyor.
Dahası, geçtiğimiz kasım ayında “Yedek Asker Eşleri Forumu” tarafından yapılan bir ankete katılanların %80'i, hem “kişisel zorlukları” hem de ultra-Ortodoksların askere alınmamasından kaynaklanan “hayal kırıklığını” gerekçe göstererek askere gitme motivasyonlarında “düşüş”olduğunu bildirdi.
Financial Times'ın görüştüğü bazı yedek subaylar, birliklerinden açıkça istifa edenlerin nadiren görüldüğünü, ancak kişisel nedenlerle eğitimlere ya da operasyonel çağrılara katılmama eğiliminin giderek arttığını söyledi.
Aylardır Gazze sınırı yakınlarında görev yapan bir yedek subay, bazı yedek birliklerdeki katılım oranlarının “yarıdan aza” düştüğünü belirtti. Savunma analisti Harel de bu tahmini destekliyor ve savaşın gidişatına ilişkin daha geniş çaplı tartışmaların hoşnutsuzluğu daha da artırabileceği uyarısında bulunuyor.