HTŞ ve SDG'den bayram sonrası ikinci toplantı

img
HTŞ ve SDG'den bayram sonrası ikinci toplantı YDH

Suriye'nin kuzeydoğusundaki kaynaklara göre, HTŞ rejimi ve Suriye Demokratik Güçleri arasındaki ikinci müzakere turu, Ramazan Bayramı'nı takip eden hafta yapılacak. Müzakerelerde, devlet kurumlarının SDG bölgelerine dönüşü, petrol kuyuları ve SDG'nin orduya entegrasyonu ele alınacak.




YDH - Suriye'nin kuzeydoğusundaki kaynaklar, el-Ahbar gazetesine Suriye'deki Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) rejimi ile Suriye Demokratik Güçleri (SDG) arasındaki ikinci tur müzakerelerin, Ramazan Bayramı sonrasında başlayacağını aktardı.

Kaynaklar, bu turun, SDG kontrolündeki bölgelere devlet kurumlarının dönüşü, petrol kuyularına erişim, SDG'nin orduya entegrasyonu ve silahlarının durumu gibi konulara odaklanacağını belirtti.

Aynı kaynaklar, "Washington'ın, gelecekte herhangi bir çatışmayı engelleyecek bir mekanizma ile anlaşmanın uygulanması için taraflara baskı yaptığını" ifade etti.

Ayrıca, "Amerikalılar, Amerikan askerlerinin Suriye'den tamamen çekilmesinin önünü açacak anlaşmanın başarısını garanti altına almak adına Türkiye'nin taleplerini dikkate almaya çalışıyor," dediler.

Müzakerelerin tamamlanması hazırlıkları sürerken HTŞ rejimi, SDG ile varılan anlaşmadan faydalanmak için harekete geçiyor.

Suriye Petrol Bakanlığı'nın, petrol sahalarını Özerk Yönetim'den devralmak ve üretimi denetlemek üzere komiteler kurma niyetini açıklaması bu durumu gösteriyor.

Bakanlık Halkla İlişkiler Sorumlusu Ahmed Süleyman, yaptığı açıklamada "Sahaların devralınmasından sonraki aşama, durumlarını incelemek ve kapsamlı raporlar hazırlamak üzere teknik ekiplerin oluşturulmasını içeriyor," dedi.

Medyaya yansıyan haberlere göre Petrol Bakanlığı kaynakları, "HTŞ ve SDG'nin petrol üretimini paylaşmak için prensipte anlaştığını" ve "SDG'nin üretimin üçte birini alacağını, döviz sağlamak için petrolün bir kısmının satılacağını" öngörüyor.

HTŞ, ABD ile görüşme iddialarını yalanladı

HTŞ rejimi ile SDG arasında, rejim lideri Ebu Muhammed el-Colani (şimdiki adıyla Ahmed eş-Şaraa) ile SDG Genel Komutanı Mazlum Abdi arasında 10 Mart'ta Haseke'deki Amerikan üssü Şeddadi'de imzalanan anlaşmanın ilk uygulama toplantılarının başlamasından günler sonra HTŞ Amerikalı yetkililerle herhangi bir yan görüşme yapıllmadığını iddia etti.

Yalanlama, rejimin SDG ile müzakere komitesi başkanı Hüseyin Selame'den geldi.

Bu açıklama, Deyr ez-Zor Vliayet Meclisi Başkanı Hamza el-Muhaymid'in görüşmelerin yapıldığını doğrulaması ve Türkiye gazetesine yaptığı açıklamada, "Suriye'de devam eden siyasi geçişin Amerikan tarafından kapsamlı bir şekilde tanınmasına doğru atılmış bir adım" olarak nitelendirmesinin ardından geldi.

ABD'nin HTŞ'den talepleri

ABD, Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tammy Bruce aracılığıyla HTŞ rejimine taleplerini iletti.

Bruce, Beyaz Saray'ın "nihayetinde Suriye'nin komşularıyla barış içinde yaşadığını, insan haklarına saygı duyduğunu ve teröristlerin topraklarını güvenli bir sığınak olarak kullanmasını engellediğini görmek istediğini" söyledi.

Bruce, "Washington'ın, etkili, duyarlı ve temsili ulusal kurumlar inşa edebilecek kapsayıcı ve yetkin bir sivil hükümetin kurulmasını istediğini" belirterek, "yerel grupların katılımının ve geniş toplumsal desteğin Suriye ve bölgede istikrarın sağlanması için gerekli olduğunu" vurguladı.

Bunun yanı sıra Amerikan yönetiminin "Suriye makamlarının bir dizi konudaki eylemlerini izlediğini ve ABD'nin Suriye'ye yönelik gelecekteki politikasını değerlendirip düşündüğünü" ekledi.

Bruce, ABD'nin "anayasa bildirgesiyle ilgili gelişmeleri de takip ettiğini ve Colani'nin gücü tek elde toplaması ile ilgili dile getirilen endişeleri fark ettiğini" belirtti.

Yeni siyasi ittifak

Bunun yanı sıra HTŞ ile SDG arasındaki müzakerelerdeki gelişmelerle eş zamanlı olarak, SDG'nin siyasi kolu Suriye Demokratik Meclisi, ülkedeki bir dizi siyasi akımın katılımıyla Suriye Eşit Yurttaşlık İttifakı (Temasuk) adında bir siyasi ittifak kurdu.

İttifak, Şam'da düzenlenen kuruluş konferansında "merkezi olmayan bir Suriye" talep etti, "2254 sayılı kararın ruhuna dayanan genel bir Suriye konferansı" çağrısında bulundu ve "Suriye'nin toprak ve halk bütünlüğünün, ülkedeki siyasi hayata karşı tarafsız olacak tek bir devlet ve tek bir milli ordu gölgesinde güçlendirilmesi" gerektiğini vurguladı.

Kuruluş bildirisinde, "sivil barışın korunması, eski Cumhurbaşkanı Beşşar el-Esed hükümetinin zulümlerinin inkar edilmesinin suç sayılması, geçiş dönemi adaletine yönelik açık ve şeffaf bir yol haritası belirlenmesi ve Kürt sorununun demokratik, ulusal ve adil bir şekilde çözülmesi" gerektiği belirtildi.

Diğer yandan HTŞ ile SDG arasındaki anlaşmayı reddeden ve Cezire Kalkanı Tugaylarına atfedilen bir bildiriyle SDG'ye karşı savaşma tehdidinde bulunan, kimliği belirsiz gruplar ortaya çıkmaya başladı.

Söz konusu gruplar, SDG'nin karargahlarını, mevzilerini ve hareketlerini hedef alma, "SDG milislerinin ve PKK'nın karargahlarını ve barikatlarını güçlü bir şekilde vurma ve Suriye'nin kuzeydoğu topraklarının her zerresini geri alma" tehdidinde bulundu.

Ayrıca, "doğu vilayetlerinin halkını baskıcı bir gerçekliği dayatma ve geleceği onurlu bir şekilde yeniden şekillendirme girişimlerine karşı birleşmeye ve karşı koymaya" çağırdı.