İsrailli analist: Colani, İsrail’e jestler yapmaya hazır

img
İsrailli analist: Colani, İsrail’e jestler yapmaya hazır YDH

İsrail Ulusal Güvenlik Araştırmaları Enstitüsü’nden Yaron Schneider, HTŞ lideri Colani’nin İsrail’e yönelik “jestler yapmaya” hazır olduğunu ve ülkesini Batı’ya “dost bir devlet” olarak sunma çabası içinde bulunduğunu belirtti.




YDH- İsrail Ulusal Güvenlik Araştırmaları Enstitüsü’nde araştırmacı Yaron Schneider, İsrail'de yayın yapan haber sitesi Mako'da kaleme aldığı yazıda, HTŞ rejimi lideri Colani’nin İsrail’e “jestler yapmaya” hazır olduğunu ifade etti.

Schneider’e göre, “Suriye'nin yeni lideri, ülkesini Batı'ya dost bir devlet olarak pazarlamak ve İsrail ile iyi komşuluk ilişkileri kurmaya hazır olduğunu göstermek için son dönemde olağanüstü bir çaba gösteriyor.”

Schneider, bu adımların amacının, Suriye’yi “ekonomik uçurumdan kurtarmak” olduğunu iddia etti. Colani'nin, İsrail ile ilişkiler konusundaki “samimiyetinin” bazı soru işaretlerini barındırdığını söyleyen yazar, “Peki, Şam’daki yeni yönetimin çıkarları, Kudüs ile nerede örtüşüyor?” diye soruyor.

“İktidarını koruyabilmek ve ülkeye istikrar getirebilmek için uluslararası yardıma, özellikle de yaptırımların kaldırılmasına acil ihtiyaç duyduğunu fark ettiğini” ileri süren Schneider, “Bu ihtiyaç, göreve geldiği ilk haftalardan itibaren Batı'ya yönelik dostane mesajlar vermesine ve başta Dışişleri Bakanı ve sırdaşı Esad el-Şeybani olmak üzere özel elçiler göndermesine neden oldu. Amaç, Avrupa ve Amerika'dan gelen ziyaretçilere Şam kapılarını yeniden açmaktı.” dedi.

Beşşar Esed yönetiminin yıkılmasının ardından başlayan bu “diplomatik hamleler”, Colani'nin ABD Dışişleri Bakanlığı temsilcileriyle gerçekleştirdiği görüşmelere kadar uzandı. ABD ile yapılan temaslarda, Colani'nin terörist listelerinden çıkarılması, ticaret kısıtlamalarının kaldırılması ve yatırım akışının sağlanması gibi hedefler öne çıktı. Bu doğrultuda Şam’dan gelen mesajlar sadece Washington’a değil, İsrail’e de yöneltildi.

HTŞ lideri, son aylarda, İsrail’e yönelik yeni bir sayfa açma isteği dikkat çekti. Bu kapsamda, yıllar önce Suriye'den ayrılan Yahudilerin, hükümetin izniyle eski evlerini ve sinagoglarını ziyaret etmelerine izin verildi. Ayrıca, Colani, çeşitli uluslararası heyetlerle yaptığı görüşmelerde ve yabancı basına verdiği demeçlerde, “İsrail ile çatışma arayışında olmadığını, Suriye'nin 1974'te imzalanan Geri Çekilme (Disengagement) Anlaşmaları'na sadık kalacağını” dile getirdi.

Colani, Şubat 2025’te The Economist'e verdiği röportajda, İsrail ile ilişkilerin “normalleşmesi” konusundaki doğrudan soruya açık bir yanıt vermeyerek, “Herkesle barış istiyoruz, ancak bölgedeki hassasiyetler nedeniyle bu konu henüz gündemimizde değil” açıklamasını yaptı.

Öte yandan, Colani ile ABD arasında yürütülen görüşmeler ilerledikçe, Şam’dan İsrail’e yönelik “daha olumlu” mesajlar gelmeye başladı. Kongre üyeleriyle yapılan görüşmelerde Colani’nin, “doğru şartlar altında” İbrahim Anlaşmaları’na benzer bir “normalleşme” sürecine katılmaya “hazır olduğunu” ifade ettiği aktarıldı.

Schneider, geçtiğimiz hafta, Filistin İslami Cihadı’nın Suriye'deki koluna mensup iki üst düzey ismin tutuklanmasını da Colani’nin Washington'a yönelik “dostluk jestleri” kapsamında değerlendirildiğini ifade etti.

Schneider’e göre, şu anda açıkça görülüyor ki, “Colani, liderliğini yaptığı el-Kaide çizgisinden tamamen kopmamış olmasına rağmen, Suriye'yi Batı’ya ve İsrail’e daha dostane bir devlet olarak sunma çabasında. Ancak İsrail ile normalleşme girişimleri, hâlâ bir dizi şartın gerçekleşmesine bağlı.”

Schneider, özellikle ABD’nin, İsrail’in güvenlik çıkarlarını koruma önceliğiyle yeni “teşvikler” sunabileceğini, ancak son kararı Colani'nin vereceğini söyledi.

Schneider, yazısını şu hususa dikkat çekerek bitiriyor: “Net olan bir şey var: Colani’nin Suriye’de İran etkisini azaltma konusundaki kararlılığı, İsrail’in çıkarlarıyla örtüşüyor. İsrail ve Suriye’nin, İran ve müttefiklerinin yeniden Suriye’ye yerleşme çabalarına karşı –koordinasyonsuz da olsa– paralel faaliyet göstermeleri, İsrail açısından son derece olumlu bir gelişme olarak değerlendiriliyor ve Colani’nin samimiyetinin sınanabileceği bir temel oluşturuyor.”