İsrail, İran’ın derinlere gömülü nükleer tesislerini vurmak için ABD’den operasyonel destek ve sığınak delici mühimmat talep ediyor. Trump ise ABD’nin savaşa katılıp katılmayacağına iki hafta içinde karar verecek.
YDH- İngiliz The Times gazetesi, İsrail’in İran’a karşı yürüttüğü savaşta mevcut kapasitesinin sınırına ulaştığını ve bu nedenle Washington’a baskı yaparak doğrudan Amerikan desteğini almaya çalıştığını yazdı.
Habere göre, İsrail’in öncelikli hedefi, İran’ın derin dağlık bölgelere gizlenmiş nükleer tesislerini etkisiz hale getirmek.
Bunun için yalnızca ABD envanterinde bulunan sığınak delici bombalara ve operasyonel desteğe ihtiyaç duyuluyor.
Gazeteye konuşan üst düzey bir Batılı yetkili, Tel Aviv’in saldırı planlarına dair şu değerlendirmede bulundu:
“İsrailliler, ABD’yi operasyona katmak için ciddi bir baskı yürütüyor. İran’ın dini lideri Ali Hamenei ya da rejimin üst kademesini hedef alacak bir saldırı, ABD’nin desteği olmadan gerçekleşmeyecek.”
Konuyla ilgili değerlendirmede bulunan Cenevre merkezli Silahların Yayılmasının Önlenmesi ve Silahsızlanma Araştırmaları Merkezi'nden Farzan Sabet ise, İran’ın stratejik sabır politikası izlediğine dikkat çekti.
Sabet, “Tahran, açık ve hızlı bir zaferin hedeflenmediği bu süreçte, savaşın uzaması halinde İsrail kamuoyunun Netanyahu hükümetine duyduğu güvenin erozyona uğrayacağına güveniyor,” ifadelerini kullandı.
Haberde İran’ın, sahip olduğu geniş stratejik derinlik ve kriz anlarında esneklikle manevra yapabilme kabiliyetiyle dikkat çektiği kaydediliyor.
Trump’tan iki haftalık karar süreci
Bu gelişmeler yaşanırken, ABD’nin eski Başkanı ve Kasım seçimlerinde Cumhuriyetçi Parti'nin adayı olan Donald Trump, 19 Haziran’da yaptığı açıklamada, İsrail’in İran’a karşı başlattığı askeri harekata ABD’nin katılıp katılmayacağına önümüzdeki iki hafta içinde karar vereceğini duyurdu.
Söz konusu açıklama, Foreign Affairs dergisi tarafından kapsamlı biçimde analiz edildi.
Dergiye göre, Washington’un olası müdahalesi; hedefleri belirsiz, stratejik vizyondan yoksun ve bölgeyi yeni ve daha geniş çaplı bir savaşa sürükleyebilecek son derece riskli bir adım olarak değerlendiriliyor.
