İsrail’de savaşın sona erdiği açıklansa da, sahadaki belirsizlik ve bilgi kargaşası sürüyor. Liderlerin ve güvenlik kurumlarının farklı değerlendirmeleri, yerleşimcilerde net bir görüş oluşmasını engelliyor.

YDH- İran’la savaşın resmen sona erdiği ilan edilse de İsrail’de gerçek tablo kimse tarafından tam olarak bilinmiyor. Yerleşimciler arasında belirsizlik ve karmaşa hâkim olmaya devam ediyor.
İbranice yayın yapan Yediot Ahronot’un haberine göre, yerleşimciler, işgal başbakanı Benyamin Netanyahu, ABD Başkanı Donald Trump, CNN ve güvenlik kurumlarının sansürlü açıklamaları arasında bir tercihe zorlanıyor.
Üst düzey bir yetkili, İran’ın nükleer tesisi Fordo’ya operasyonun etkisini değerlendirirken şöyle dedi:
“Bu yankı uyandıran bir başarıydı ancak nihai hasar tespiti için gerçekten çok erken. Başbakan, alışkanlığını bozarak herkese cömertçe teşekkür edince, güvenlik ajanslarının aksi yönde konuşması fiilen imkânsız hale geldi.”
Üst düzey yetkiliye göre, Netanyahu’nun herkese teşekkür etmesi, etrafındakileri bir “kredi ağına” sarmak ve daha sonra aksi yönde konuşmalarını önlemek amacını taşıyor.
Ynet, kamuoyunda bilgiler karışık ve bulanık şekilde sunulurken İran’daki tahribat konusunda net bilginin olmadığını kaydetti.
Netanyahu tehdidin “bertaraf edildiğini” iddia ederken, Mossad Başkanı bunun sadece “önemli ölçüde bertaraf edildiğini” belirtiyor.
Trump tesislerin “tamamen imha edildiğini” söylese de İsrail güvenlik kurumlarının sessizliği ve farklı kaynaklardaki çelişkili açıklamalar kafa karışıklığını artırıyor.
Trump’ın sürpriz ateşkes ilanının ardından 12 saat boyunca Başbakanlık ve güvenlik kurumları sessiz kaldı.
Kamuoyunun beklentisi Washington’un desteğiyle krizin sona ermesi yönündeydi, ancak gelen açıklamalar belirsiz ve çelişkili oldu.
Genelkurmay Başkanı, Mossad Direktörü ve diğer askeri yetkililer İran’ın nükleer programına “önemli hasar” verildiğini söylese de operasyonun başarısı konusunda net bir görüş oluşmadı; yetkililer hâlâ kesin bilgiye sahip olmadıklarını belirtiyor.
Ulusal Güvenlik Konseyi’nde İran’la ilgili tüm dosyalardan sorumlu başkan yardımcılığı yapmış olan Rafael Meron'a göre asıl mesele, savaş öncesi durumla bugünkü tabloyu karşılaştırmak:
“Yüksek zenginleştirilmiş malzeme hâlâ kullanılabilir mi? Erişilebilir mi? Fordo’daki zenginleştirme tesisleri kısmen ya da tamamen çalışır durumda mı? İranlılar saldırı öncesinde malzemeyi tahliye etmiş olabilir mi? İsfahan’daki yeniden dönüştürme kabiliyeti yok mu edildi? Bu sorulara kesin yanıtımız yoksa, tehdidin ortadan kalktığını iddia etmek temelsizdir.”
Savaşın etkisini ölçmek için işgal ordusu sözcülüğüne iletilen sorular yanıtsız kaldı.
Savunma teşkilatı operasyonu överken, Fordo’daki hasar, kaç santrifüjün etkilendiği, malzemenin akıbeti gibi kritik detaylar kamuoyuna açıklanmadı.
Üstelik BM denetçileri de üretim sahalarına erişim sağlayamıyor.
İsrail Genelkurmay Başkanı, “Üst düzey istihbarat yetkililerinin değerlendirmesine göre İran’ın nükleer projesi ağır, kapsamlı ve derin bir darbe aldı ve yıllarca geri itildi,” dedi.
‘’Ancak bu cümle hem teknik detaylardan yoksun hem de kamuoyunun kafasındaki soruları yanıtlamaktan uzak.’’ diyen Ynet haberini şöyle sonuçlandırıyor:
‘’Savaş bitti ama asıl mücadele, gerçeğin ne olduğuna karar vermek için şimdi başlıyor.’’