İran’ın 12 gün süren saldırı dalgası, İsrail’in askeri üslerinden enerji santrallerine, istihbarat merkezlerinden nükleer tesislerine kadar kritik altyapıyı eşzamanlı vurarak savunma kapasitesini felce uğratmayı hedefleyen benzersiz bir operasyon ölçeği ortaya koydu; resmi kaynaklar sınırlı bilgiler paylaşırken, sansür nedeniyle gerçek tahribatın boyutu hâlâ karanlıkta kalıyor.

YDH- İran’ın 12 günlük çatışma boyunca İsrail’in kritik altyapı ve askeri hedeflerine yönelik yürüttüğü operasyonlar, stratejik üstünlüğü sarsmaya ve İsrail’in savunma kabiliyetini çökertmeye yönelik eşgüdümlü bir taarruz niteliği taşıdı.
Resmi kaynaklardan edinilen bilgiler doğrultusunda, İran’ın hedefinde kuzeydeki El-Celil Askeri Üssü, Hayfa Limanı, Hayfa Elektrik Santrali ve Hayfa Petrol Rafinerisi gibi hayati öneme sahip lojistik ve enerji tesisleri yer aldı.
Bu hedefler, İsrail’in savaş gücünün belkemiğini oluşturan kritik altyapının vurulmasına odaklanarak İsrail’in hareket kabiliyetini kısıtlamayı amaçladı.
Bununla birlikte, Tel Nof, Nevatim ve Ovda Hava Üsleri gibi ülkenin hava savunma ve saldırı kapasitesinin merkezi üsleriyle, Mossad Genel Merkezi, Kirya Üssü ve Savaş Bakanlığı Komuta ve Kontrol Merkezi gibi komuta-kontrol noktaları da operasyonun hedefi oldu.
Bu noktaların hedef alınması, İsrail’in istihbarat ve operasyonel koordinasyonunu aksatma ve savaş karargahını çökertme amacını taşıyor.
Teknolojik ve askeri üretim merkezleri de kapsamlı saldırıların odağındaydı.
Kiryat Gat Endüstri Şehri, Rafael Savunma Sistemleri ve Birim 8200 Siber Operasyonlar Merkezi gibi stratejik teknoloji ve istihbarat merkezlerinin hedeflenmesi, İsrail’in ileri savunma kabiliyetlerini felç etmeye yönelik planlı bir hamle olarak değerlendiriliyor.
Enerji altyapısına yönelik saldırılar ise İsrail’in savaş devamlılığını zorlamak üzere planlandı.
Hadar Elektrik Santrali, Ben Gurion Havalimanı, Weizmann Bilimsel Enstitüsü ve Nakab Nükleer Araştırma Merkezi gibi yerleşimci toplumuyla ilişkili ve askeri hayati tesislerin vurulması, İsrail’in iç güvenliği ve kritik kaynaklarını zayıflatma amacını taşıyor.
Bu kapsamlı hedef listesi, sadece resmî açıklamalarda bildirilenleri kapsıyor; operasyonlar sırasında daha fazla hassas noktanın da vurulduğu bilinirken, İsrail’in sıkı askeri sansürü ve kapsamlı medya karartması, saldırıya uğrayan hedeflerin tam sayısının ve tahribat boyutunun kamuoyunda net biçimde anlaşılmasını ciddi şekilde engelliyor.