İran Meclisi Ulusal Güvenlik Komisyonu Üyesi Ebulfazl Zohrevend, İsrail ile yapılan ateşkesin İran için bir zafer olmadığını tam aksine düşmana zaman kazandıran bir hile olduğunu belirtti. Zohrevend, ABD ve İsrail'in İran içinde istihbarat ağları kurduğunu ve bazı işbirlikçiler aracılığıyla ülkeye terör teçhizatı sokulduğunu ifade etti.

YDH - İran Meclisi Ulusal Güvenlik Komisyonu Üyesi Ebulfazl Zohrevend, Tabnak haber sitesine verdiği mülakatta, İsrail ile yapılan ateşkesin İran için bir zafer olmadığını belirterek, aksine bunu düşmana zaman kazandıran İran'a yönelik bir hile olarak nitelendirdi.
Zohrevend, ABD ve İsrail'in son on yılda İran içinde istihbarat ağları ve sızma unsurları oluşturduğunu ifade etti.
'Ateşkes bizim için bir kazanım değil'
Zohrevend, ABD Başkanı Donald Trump tarafından ilan edilen ateşkesin, İran'ın hedeflediği gibi İsrail'i çaresizliğe sürüklemediğini ve gelecekte caydırıcılık sağlayacak bir durum yaratmadığını ifade etti.
Zohrevend, "Bu ateşkesin bizim için bir kazanımı yok. Biz baskı altında değildik, asıl baskı altında olan İsrail'di. Onu, İran'a yönelik saldırganlığının sorumluluğunu üstlenmeye, kınanmasını sağlamaya ve tazminat ödemeye zorlamalıydık ancak ne yazık ki bunların hepsi ortadan kalktı," dedi.
Netanyahu'nun İran'ın nükleer ve füze altyapısının yok edildiğinden emin olmak istediğini belirten Zohrevend, düşmanın oyunu İran'ın iç meselelerine müdahale şeklinde sürdürme niyetinde olduğunu vurguladı.
Zohrevend, "Kesinlikle tesislerimizi ve nükleer sahalarımızı denetlemek isteyeceklerdir ve bu bizim boyun eğeceğimiz bir şey değil. NPT (Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması) ve Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı üyeliğimizi askıya almalı ve nükleer tesislerimizi Ajans denetiminden çıkarmalıyız," diye ekledi.
'ABD ve İsrail içeride casus ağları kurdu'
Ateşkesin düşman tarafından zaman kazanmak ve toparlanmak için kullanılan bir taktik olduğuna inandığını belirten Zohrevend, şu iddialarda bulundu:
"Amerikalılar ve İsrail rejimi, son on yılda İran içinde istihbarat ağları ve sızma unsurları oluşturup yetiştirdi. Bu unsurlar, onlar tarafından jeopolitik birer sermaye olarak görülüyor ve kesinlikle İran'a karşı kullanılacaklardır. Bu, dikkat edilmesi gereken çok önemli bir noktadır."
'Bazı işbirlikçiler terör teçhizatı taşıdı'
Zohrevend, ülkedeki yabancı uyruklular ve göçmenler meselesine de değinerek, "Afganistan'dan Taliban ve Amerika tarafından organize edilen kişilerle diğerlerini ayırmalıyız," diye konuştu.
Bazı yıkıcı unsurların tespit edildiğini belirten Zohrevend, "Kürdistan sınırı üzerinden ve işbirlikçiler aracılığıyla ülkeye terör teçhizatı sokuluyor. Bu kimliksiz gençler eğitimli ve nereden geldikleri belli değil. Bu kişilerin hesabını, yıllardır İran'da yaşayan, çalışan ve İranlıların güvendiği kişilerden ayrı tutmalıyız," ifadelerini kullandı.
Zohrevend ayrıca, meclisin göçmenleri organize etmek amacıyla "Ulusal Göç Örgütü" kurulmasına yönelik bir tasarı hazırladığını ve koşulların uygun olması hâlinde tasarının gelecek hafta genel kurula gelebileceğini belirtti.
'Batı ile müzakere bir tuzaktır'
Batı ile yapılan müzakerelerin İran'a hiçbir zaman bir kazanım getirmediğini savunan Zohrevend, "Son yirmi otuz yılda reformcu arkadaşlarımız İran'ı Batı sistemine dahil etmeye çalıştı. Bu süreçte genellikle biz taviz verdik ama sorunlarımız çözülmediği gibi onlara sızma izni de verildi," dedi.
Zohrevend, geçmişteki beş tur müzakerenin sonucunun, komutanların ve nükleer bilim insanlarının hedef alındığı ortak bir darbeye yol açtığını ve bunun İran'ın ulusal güvenliğine ciddi tehditler oluşturduğunu söyledi.
Zohrevend, "Batılılarla müzakere, İran'ı tuzağa düşürmek, kontrol altında tutmak ve denetlemekten başka bir şey olmamıştır ve olmayacaktır," diye konuştu.
'Batı'nın sorunu İran'ın varlığıyla'
İran'ın hava savunma sisteminin düşmanın geniş çaplı ve son teknoloji saldırılarına karşı çok iyi bir performans sergilediğini ancak seviyenin daha da yükseltilmesi gerektiğini belirten Zohrevend, Rusya ve Çin gibi stratejik ortaklarla işbirliğinin ciddiye alınması gerektiğini vurguladı.
Zohrevend, "Ne yazık ki bazıları hâlâ yüzünü Batı'ya dönmüş durumda, oysa Batı İran'ın var olmasını istemiyor," diye ekledi.
Zohrevend, sözlerini şöyle tamamladı:
"Evet. Amerika ve İsrail rejiminin sorunu sadece siyasi sistemimizle değil, İran'ın varlığıyladır. Onlar İran ve İranlılık kavramının kendisine karşıdırlar. Bu koşullar altında, Amerika ve Batı'nın yüzündeki maske düşünce, İran milleti düşmanla olan mücadelemizin sadece siyasi değil, varoluşsal bir mücadele olduğunu anlamıştır."