ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Thomas Barrack, geçici olarak yürüttüğü Lübnan görevinde Beyrut’ta yaptığı açıklamada, Suriye’nin güneyindeki Süveyda vilayetinde Dürzi milislerle Sünni Bedevi aşiretler arasında yaşanan ve onlarca kişinin öldüğü çatışmaların ardından ateşkes sürecini değerlendirdi.

YDH- ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi ve Ankara Büyükelçisi Thomas Barrack, Associated Press’e yaptığı açıklamada, Washington’un Suriye’deki Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) örgütüne desteğini yineledi.
Barrack, “ülkeyi birleştirmek için B planı yok” diyerek başka bir alternatifin masada olmadığını belirtirken, İsrail’in son dönemdeki hava saldırılarını ise “zamansız” ve “istikrarsızlaştırıcı” olarak niteledi.
Barrack, her iki tarafın da katliamlar ve misillemelerle suçlandığını vurgulayarak, “Yeni yönetim elindeki sınırlı imkânlarla elinden geleni yapıyor. Ancak rejim güçlerinin işlediği ihlaller de cezasız kalmamalı,” dedi.
İsrail’in müdahalesine ilişkin olarak da, “ABD’den izin alınmadı, bu kararın parçası değiliz. Zamanlaması son derece kötüydü” açıklamasında bulundu.
Trump yönetimi aracılığıyla İsrail ile HTŞ arasında başlatılan güvenlik temaslarının son şiddet olaylarıyla kesildiğini söyleyen Barrack, İsrail’in, Şam’ın güneyini askeri olarak “tartışmalı bölge” olarak gördüğünü tekrar vurguladı.
Barrack, İsrail’in müdahalesine dair daha derin bir kaygısını da açıkça dile getirdi:
“Bölünmüş, parçalanmış bir Suriye, İsrail için daha az tehdit edici olabilir. Güçlü ve merkezi Arap devletleri, İsrail tarafından tehdit olarak algılanıyor.”
Ayrıca, Associated Press (AP), HTŞ’nin Alevilere yönelik katliamının ardından Süveyda’daki gelişmelerin azınlık topluluklarda mevcut rejime yönelik 'görece güveni' sarstığını ve birçok kişinin HTŞ'nin bu tür krizlerde yetersiz kaldığına inandığını bildirdi.
Bu arada HTŞ, kuzeydoğuda geniş bir bölgeyi kontrol eden ABD destekli Kürt güçler olan Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) yeni ulusal orduya entegre edilmesi yönünde müzakere yürütüyor.
Barrack, hafta sonunda SDG lideri Mazlum Abdi ile görüştüğünü belirtti ve Süveyda’daki şiddetin bu süreci sekteye uğratmayacağını, “önümüzdeki haftalarda bir ilerleme” beklediğini söyledi.
AP'ye göre, ''Türkiye’nin sınır hattındaki Kürt nüfuzunu kırmak istediği ve İsrail’le gerilimli ilişkilere sahip olduğu bir dönemde, Ankara’dan Şam’a savunma desteği önerisi geldi''.
Barrack, bu konuda ABD’nin bir pozisyonu olmadığını iddia ediyor:
“Komşu ülkelerin birbirleriyle ne yapacağı bizim işimiz değil.”
Barrack’ın Lübnan ziyareti, Hizbullah’a yönelik silahsızlanma çağrılarının arttığı bir döneme denk geldi.
Kasım ayında İsrail’le yaşanan şiddetli çatışmaların ardından, ABD arabuluculuğunda bir ateşkes sağlanmıştı.
Ancak Barrack bu anlaşmanın “işlemediğini” söyledi.
İsrail, Hizbullah’ın yeniden silahlanmasını engellemek için Lübnan’a yönelik neredeyse günlük hava saldırılarını sürdürüyor.
Hizbullah ise, İsrail saldırılarını sonlandırmadıkça silahsızlanma konusunda masaya oturmayacağını belirtiyor.
ABD’nin Hizbullah’a silah bırakma çağrısı sürse de, Barrack meseleyi “Lübnan’ın iç meselesi” olarak tanımlıyor:
“Burada kimseyi tehdit etmiyoruz, zorlama yok. Biz sadece çözüm arayışıyla buradayız,”
İsrail’e dair ise şöyle dedi:
“Ateşkes konusunda İsrail’i bir şeye zorlayamayız.”
Daha fazla okuyun: Süveyda'da neler yaşandı? Yeni güç dengesi nasıl?
Daha fazla okuyun: Müzakerelerde tıkanıklık: ABD’nin SDG’ye desteğini çekme tehdidi
Daha fazla okuyun: HTŞ-İsrail anlaşmasının anahtarı Türkiye’de
Daha fazla okuyun: Suriye'nin bölünmesi gerçekleşti mi?