İsrail işgal ordusu Arapça Sözcüsü Avichay Adraee, ziyaret için Heyet Tahrir eş-Şam örgütünün yönetimde olduğu Suriye'ye geldi.
YDH- İbranice yayın yapan Maariv'in haberine göre, İsrail işgal ordusu Arapça sözcüsü Avichay Adraee, Suriye'deki stratejik dağ Cebel eş-Şeyh'e geldi.
Suriye medyasının geniş şekilde yer verdiği haberlere göre Adraee, sıcak öpücükler ve kucaklamalarla karşılandı.
Adraee'nin ayrıca yaklaşık iki hafta önce Süveyda’da yaşanan olaylara ilişkin detaylı bilgiler aldığı aktarıldı.
Son iki yılın Arap dünyasında en tanınmış ve etkili İsrail subaylarından biri olarak gösterilen Adraee'nin ziyareti, bölgedeki siyasi atmosfer açısından da dikkat çekici bulundu.
Ziyaretin İbranice medyada “bir kral gibi karşılandı” şeklinde aktarılması, İsrail’in bölgedeki nüfuzunu göstermeyi amaçlarken, bu, işgal ordusu yetkilisinin ilk defa Suriye'de görünmesi değil.
Adraee 8 Nisan 2025 tarihinde de Güney Suriye'de bulunmuştu.
Adraee, İsrail'in tamamen silahsızlandırma sözü verdiği Güney Suriye'ye bir tur düzenleyeceğini gururla duyururken "İç çatışmaya müdahale etme niyetimiz yok, ancak İsrail'in güvenliğine yönelik hiçbir tehdide müsamaha göstermeyeceğiz." açıklamasını yapmıştı.
Aynı tarihte, İsrail işgal güçleri, onlarca askeri aracın eşliğinde, Kuneytra kırsalındaki Tel el-Seyfar bölgesine baskın düzenledi.
Daha fazlasını okuyun: Kuneytra'da işgal büyüyor; HTŞ İsrail ile pazarlık masasında
Daha fazlasını okuyun: İsrail Suriye sınırına derin nüfuz sağlarken HTŞ barış provalarında
Daha fazlasını okuyun: HTŞ, Golan'ın İsrail'e teslimini görüşüyor
HTŞ'nin izin verdiği İsrailliye Suriye halkından tepki
Suriyeliler, kamuoyunda giderek artan bir öfke dalgasıyla, "Esad sonrası Suriye'yi konu alan bir belgesel çekmek" için Şam'a giren İsrailli gazeteci İtai Anghel'in sınır dışı edilmesini talep etti.
Geçmiş haberlerinde IŞİD de dahil olmak üzere çeşitli gruplardan militanlarla yaptığı röportajlara yer veren Anghel, İsrail medya kuruluşlarıyla olan bağları ve Suriye topraklarına tartışmalı erişimi nedeniyle tepki çekti.
Bu son gelişme, söz konusu erişimin nasıl sağlandığına dair bir hükümet soruşturması başlatılması çağrılarına yol açtı.
Şam'da ABD bayrağı yeniden çekildi
ABD Özel Temsilcisi Tom Barrack, 29 Mayıs 2025 günü Şam'a geldi ve HTŞ rejimi lideri Colani tarafından Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda karşılandı.
Ziyaret sırasında Barrack, ABD büyükelçilik rezidansına Amerikan bayrağını çekti.
Yetkililer, bu hareketin, 2012'den bu yana Suriye topraklarında ilk kez ABD diplomatik varlığının sembolik olarak “yeniden tesis edilmesi” anlamına geldiğini belirtti.
Barrack, gazetecilere yaptığı açıklamada, “müdahaleden ziyade diplomasiye dayalı yeni bir Amerikan yaklaşımının” sinyalini verdi:
"Suriye ve İsrail çözülebilir bir sorun. Ancak bu diyalogla başlar. Öncelikle bir saldırmazlık anlaşması yapmalı, sınırlar hakkında konuşmalıyız."
Suriyeli muhalefet lideri: Şam'da İsrail büyükelçiliği istiyoruz
Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) eski sözcüsü ve Suriye Milli Kurtuluş Cephesi Başkanı Fahd el-Mısri, İsrail merkezli i24News’e verdiği mülakatta dikkat çeken açıklamalarda bulundu.
El-Mısri, Şam’daki İran büyükelçiliği yerine bir İsrail büyükelçiliği görmek istediklerini söyledi ve Suriye’nin yeniden inşa sürecinde İsrail’in de yer almasını arzuladıklarını ifade etti.
Daha fazlasını okuyun: Politico: Avrupa, Suriye'de tarihi bir fırsatla karşı karşıya
Daha fazlasını okuyun: Fransa, Suriye’nin kuzeydoğusunda askeri varlığını artırdı
Daha fazlasını okuyun: İspanya, Şam büyükelçiliğini 13 yıl sonra yeniden açtı
İsrailli haham Herzog, HTŞ rejimini 'kutlamak için' Şam'a gidiyor
İsrailli haham Jacob Herzog, 27 Aralık 2024 günü Şam'daki Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) rejimi yetkilileriyle görüşmek üzere Suriye'ye gideceğini açıkladı.
Jerusalem Post gazetesinin aktardığına göre Herzog, Suudi Arabistan'da, çoğunluğu Amerikalı olan küçük bir yerleşik Yahudi cemaatine öncülük ediyordu.
Şam'a gitmesinin sebebini, HTŞ'yi kutlamak olarak açıklayan Herzog, "Buradayım, 54 yıl süren baskıdan acı çekmiş bir halka kardeşlik, iş birliği ve hoşgörü elini uzatmak için," diye yazdı.
Daha fazlasını okuyun: Suriye işgalinin ardından: İsrail askerlerinin 'morali yüksek'
Daha fazlasını okuyun: ‘İsrailliler ciğerlerini bir kez daha üstünlük ve kendini beğenmişlik havasıyla dolduruyor’
İsrail Suriye’de 9 daimi üs kurdu
El-Ahbar’ın bildirdiğine göre, İsrail işgal güçleri son birkaç gün içinde Suriye topraklarında genişlemeye devam etti ve güney Kuneytra kırsalında yeni bölgelere girdi.
Bir İsrail gücü, Kudna kasabası yakınlarındaki Tel el-Ahmer el-Garbi'de konuşlandığı üsten Ebu Gara köyüne doğru ilerlerken, işgalcilerin insansız hava araçları ve savaş uçakları yoğun uçuşlar yaparak zırhlı araçlar ve iş makineleri içeren gücün yolunu güvence altına aldı.
Bir işgal gücü de Han Arnabe kasabasına bağlı Ayn el-Nuriye köyü yakınlarında önceki rejim döneminde kurulan bir Suriye askeri bölgesine girerek köyden çekilmeden önce kalan depoları imha etti.
Bir gün önce de başka bir güç tampon bölgenin dışında yer alan ve el-Kom kasabasına bakan Tel el-Şahve tepelerine girerek feshedilen Suriye ordusuna ait mühimmat depolarını imha etti.
Colani’den İsrailli ‘turistlere’ Şam’da tatil ikramı
Suriye'ye kendi inisiyatifiyle giden eski Temsilciler Meclisi üyesi Marlin Stutzman, geçtiğimiz hafta Şam'da, Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) örgütünün lideri Colani ile gerçekleştirdiği görüş alışverişinin ardından İsrail'in önde gelen haber sitelerinden Yediot Ahronot'a (Ynet) röportaj verdi.
Suriye’de pek çok kişinin beklediği “Batı’ya açıklık” işaretlerini göremediğini söyleyen ve karşılaştığı "Amerika sevgisinden" şaşkınlık duyan Stutzman, Cumhuriyetçi Kongre Üyesi Cory Mills ile birlikte, Suriye-Amerikan Barış ve Refah İttifakı grubunun eşliğinde Şam’a 48 saatlik bir yolculuk yaptı.
Stutzman Ynet’e şöyle söyledi:
‘’Colani’ye İsrail konusunu açtım. Colani’de İsrail’e karşı bir öfke ya da herhangi bir kötü duygu yoktu. Amerikan halkı için İsrail ile olan ilişkinin çok önemli olduğunu söyledim ve Suriye ile İsrail arasında nasıl bir ilişki öngördüğünü sordum; çok dürüstçe yanıt verdi.’’
Stutzman’a göre, Colani sadece sorudan kaçınmamakla kalmamış, işgal altındaki Filistin’in başkenti Kudüs'ten Şam'a turistlerin seyahat edebileceği bir geleceği tasvir etmiş.
