Petrol ve maden açısından stratejik Hadramut’ta Suudi Arabistan ile BAE destekli vekil gruplar arasındaki güç mücadelesi tehlikeli biçimde tırmanıyor.
YDH- El-Mesire’nin aktardığına göre, Suudi–BAE işgaliyle işbirliği yapan gruplar arasında, maden ve petrol kaynakları açısından zengin Hadramut’ta şiddetli bir güç mücadelesi tırmanıyor.
Askeri hareketlilik ve değişen ilişkilerin hız kazanmasıyla birlikte gerilimin arttığı, Yemen’e yönelik saldırının başlangıcından bu yana petrol, gaz ve yerel gelirler üzerinde en yoğun nüfuz mücadelesinin yaşandığı belirtildi.
Saldırıya destek veren medya organları, Suudi Arabistan’ın Hadramut’a atadığı vali Mabhut bin Madi’yi görevden alarak yerine paralı asker Salim el-Hanbaşi’yi getirdiğini bildirdi. Gözlemciler, bu adımı Suudi Arabistan’ın kontrolü sıkılaştırma ve vekil aktörler arasında görev dağılımını yeniden düzenleme çabasının parçası olarak değerlendirdi.
Suudi–BAE vekilleri arasındaki rekabet kızışıyor
Analistler, işbirlikçi yapının bu şekilde yeniden şekillendirilmesinin, özellikle BAE destekli Güney Geçiş Konseyi (GGK) milislerinin Abu Dabi’nin yayılmacı hedefleri doğrultusunda Hadramut üzerinde tam kontrol kurma girişimlerine karşı artan kabile kabilelerin toplu seferberliği nedeniyle iç çatışmayı daha da derinleştireceğini belirtti.
Hadramut’un, Suudi–BAE işgaliyle bağlantılı silahlı gruplar arasında benzeri görülmemiş bir gerginlik yaşadığı ve her grubun vilayeti askeri, güvenlik ve ekonomik açıdan ele geçirmek için ciddi rekabet içinde olduğu ifade edildi.
Saldırı yanlısı medya, BAE destekli GGK’nın Aden’den Hadramut’a doğru yaklaşık 300 araçtan oluşan büyük bir askerî konvoy sevk ettiğini aktardı. Bu hareketin, çeşitli GGK tugaylarının yeniden konuşlandırılması ve “12. Devler Tugayı” mensuplarının acil olarak göreve çağrılmasıyla desteklendiği kaydedildi.
Kışkırtıcı açıklamalar kabileleri harekete geçirdi
El-Mesire, GGK’nın sözde Güvenlik Destek Güçleri komutanı ve “Ebu Ali el-Hadrami” olarak bilinen işbirlikçi Salih bin Şeyh Ebu Bekir’in Hadramut Kabile İttifakı’na saldırıya hazır olduklarını duyuran açıklamalarının büyük öfke yarattığını aktardı.
El-Hadrami’nin Hadramut’un “sözde Arap Güney Devleti’nin kontrolünde kalması gerektiği” yönündeki ifadeleri kabilelerde ciddi tepkiye yol açtı.
Buna karşılık, Suudi destekli Hadramut Kabile İttifakı’nın lideri Şeyh Amr bin Habriş el-Ali, tehditlerin ele alınması için acil bir kabile toplantısı çağrısı yaptı ve GGK’nın hareketlerine karşı ortak bir tavır alınmasının zorunlu olduğunu belirtti.
Doğu Yemen’de gerilimin yayılacağı uyarısı
El-Mehra Barışçıl Eylem Komitesi, Hadramut Kabile İttifakı’nın hedef alınmasını kınadı ve olası kaos ya da şiddetten BAE işgal güçleri ile yerel vekillerini sorumlu tuttu. Komite, bu tırmanmanın “özellikle el-Mehra olmak üzere doğu vilayetlerine yayılacağı” uyarısında bulundu.
GGK’nın projesinin açık biçimde ayrılık çağrılarına dayandığı, buna karşılık Hadramut Kabile İttifakı’nın özerk yönetişim talep ettiği ve “Hadramut Koruma Güçleri” adı altında silahlı yapıları kontrol ettiği aktarıldı. İttifakın son aylarda saldırı yanlısı yerel otoritelere karşı kampanyalar yürüttüğü, onları yolsuzlukla suçladığı ve petrol gelirlerinin vilayet içindeki hizmetlere ayrılmasını talep ettiği ifade edildi.
Hadramut, Suudi ve BAE vekillerinin çatışma alanı
El-Mesire’nin aktardığına göre, saldırı yılları boyunca Hadramut, Suudi ve BAE destekli vekil gruplar arasında bir çatışma sahasına dönüşmüş durumda. Riyad’ın kabile ittifakını, Abu Dabi’nin ise GGK’yı desteklediği; her iki tarafın da Yemen’in doğusundaki en stratejik ve kaynak açısından zengin bölgelerde üstünlük kurmaya çalıştığı kaydedildi.
Vilayetin ayrıca, GGK’nın dış destekçilerinin ajandasını dayatma çabalarını reddeden halk gösterilerine sahne olduğu belirtildi. Son olarak Seyun’daki etkinliklerde ilan edilen “Hadramut Ulusal Günü” sırasında “sözde Hadramut Devleti bayrağı”nın dalgalandırıldığı aktarıldı.
Gözlemcilerin değerlendirmesi
Gözlemciler, işgal güçlerinin vekil yapıları arasındaki bu hareketliliğin ve güç mücadelesinin yalnızca iç çatışmayı derinleştirdiğini belirtti.
El-Mesire’nin aktardığına göre, bu süreç, saldırgan devletlere Hadramut’un petrol zenginliğini yağmalama ve Arap Denizi üzerindeki stratejik konumda kontrolü sürdürme imkânı sağlıyor. Tüm bunların ise Yemen’in egemenliği ve yerel halkın çıkarları aleyhine gerçekleştiği ifade edildi.