ABD yönetimi, kamuoyunda “Epstein dosyası” olarak bilinen ve Jeffrey Epstein ile Ghislaine Maxwell’e ilişkin yargı süreçlerine dâhil tüm kişi ve kurumları kapsayan gizli olmayan belgeleri, Kongre baskısı ve yasal zorunluluklar doğrultusunda önümüzdeki Cuma gününe kadar kamuoyuna açıklamaya hazırlanıyor.
YDH- ABD yönetimi, merhum finansçı Jeffrey Epstein ve ortağı Ghislaine Maxwell hakkında yürütülen soruşturma ve davalara ilişkin gizli olmayan tüm belgeleri içeren kapsamlı dosyayı yayımlamaya hazırlanıyor. Kamuoyunda “Epstein dosyası” olarak anılan belgelerin, önümüzdeki Cuma gününe kadar erişime açılması bekleniyor.
Aylar süren gecikmenin ardından atılan bu adım, Kongre’nin artan baskısı ve Başkan Donald Trump’ın kendi siyasi tabanından gelen ısrarlı taleplerin bir sonucu olarak değerlendiriliyor. Trump, seçim kampanyası boyunca dosyada “sansasyonel gerçeklerin” bulunduğunu savunmuş; ancak daha sonra dikkat çekici bir şekilde konunun gündemden düşürülmesi çağrısında bulunmuş ve dosyayı Demokrat rakiplerinin kurguladığı bir “aldatmaca” olarak nitelendirmişti.
Buna karşın Beyaz Saray, Kongre’nin şeffaflığı artırmayı amaçlayan yasal girişimini engelleyemedi. Başkan Trump, 19 Kasım’da söz konusu yasayı imzalamak zorunda kaldı. Yasa, federal hükümete 30 günlük bir süre tanıyor ve Adalet Bakanlığı’nın en geç 19 Aralık’a kadar gerekli işlemleri tamamlamasını zorunlu kılıyor.
Yasal düzenleme, Adalet Bakanlığı’nın elinde bulunan ve gizlilik kapsamına girmeyen tüm belgelerin kamuoyuyla paylaşılmasını şart koşuyor. Bu kapsamda yayımlanacak dosyalar; New York doğumlu Jeffrey Epstein, 20 yıl hapis cezasına çarptırılan ortağı Ghislaine Maxwell ve davalara dâhil edilen diğer tüm kişi ve kurumlara ilişkin kayıtları içeriyor.
Açıklanması beklenen belgeler arasında, Epstein’ın 2008 yılında Florida’da son derece hafif bir uzlaşma sonucunda bir yıldan biraz fazla hapis cezası aldığı yargılamaya ilişkin kayıtlar da yer alıyor. Ayrıca, 2019 yılında New York’ta çocuklara yönelik cinsel istismar ve insan ticareti suçlamalarıyla açılan federal davaya ait dosyaların da kamuoyuna sunulması öngörülüyor.
Dosyanın kapsamı bunlarla sınırlı değil. Epstein’ın faaliyetleriyle bağlantılı tüm özel ve kamu kuruluşlarına ilişkin kayıtların yanı sıra, suç unsuru içermeyen faaliyetler dâhil olmak üzere uçuş planları, yolcu listeleri ve sahip olduğu araçlara dair çeşitli belgelerin de paylaşılması bekleniyor.
Ancak bu belgelerin ne ölçüde yeni bilgiler ortaya koyacağı belirsizliğini koruyor. Zira Adalet Bakanlığı ve FBI, geçtiğimiz Temmuz ayında yayımladıkları ortak notta, 300 gigabayttan fazla verinin incelendiğini ve ek belge yayımlanmasını gerektirecek yeni bir kanıta ulaşılamadığını açıklamıştı.
Bu değerlendirme, Trump’ın destekçileri arasında ciddi tartışmalara yol açmıştı. Aynı süreçte adli makamlar, Epstein’ın cezaevinde intihar ettiğini teyit etmiş; yönettiği iddia edilen seks ticareti ağına dair bir “müşteri listesi” bulunduğuna ya da etkili kişilere yönelik sistematik şantaj yapıldığına ilişkin güvenilir kanıt elde edilmediğini duyurmuştu.
Yayımlanacak belgelerin doğrudan hukuki sonuçlar doğurup doğurmayacağı net olmasa da, iş, siyaset ve eğlence dünyasından birçok tanınmış ismi zor durumda bırakabileceği değerlendiriliyor. Bu isimler arasında, 2000’li yılların başında yolları ayrılana kadar Epstein’la yakın ilişki içinde olduğu bilinen Donald Trump da yer alıyor.
Son teslim tarihinden bir hafta önce Demokrat milletvekilleri, Epstein’ı eski Demokrat Başkan Bill Clinton, Bill Gates, Richard Branson ve yönetmen Woody Allen ile birlikte gösteren yeni bir fotoğraf dizisini kamuoyuyla paylaştı. Fotoğraflarda Trump’ın da yer aldığı, ayrıca yüzleri gizlenmiş kadınların bulunduğu görülüyor.
Beyaz Saray ise bu hamlelere sert tepki gösterdi. Sözcü tarafından yapılan açıklamada, “Trump yönetimi, binlerce sayfa belge yayımlayarak ve Epstein’ın Demokrat çevresiyle bağlantılarına ilişkin yeni soruşturmalar talep ederek, Epstein mağdurları için herhangi bir Demokrat’tan daha fazlasını yapmıştır” ifadelerine yer verildi.
Demokratlar ise dosya kamuoyuna açıklanmadan önce belgelerin tahrif edilmesi ya da bazı bilgilerin gizlenmesi ihtimalinden endişe duyuyor. Bu nedenle iki Demokrat senatör, Adalet Bakanlığı müfettiş genel müdürüne açık bir mektup göndererek, dosyada herhangi bir ‘tahrif ya da gizleme’ yapılmadığının teyit edilmesi amacıyla bir ay içinde bağımsız bir denetim gerçekleştirilmesini talep etti.