YDH- “Adalet İsteyen Öğrenciler Hareketi”, Cumhurbaşkanlığı Bürosu Başkanı Rahim Meşşai ile olan ilişkisi ve Meclis tarafından Kehrizek cinayetinin baş sorumlusu olarak nitelenen Said Murtazavi’yi Kaçakçılıkla Mücadele Kurulu Başkanlığına ataması üzerine Cumhurbaşkanı Ahmedinejad’a hitaben sert bir bildiri yayımladı.
YDH- “Adalet İsteyen Öğrenciler Hareketi”, Cumhurbaşkanlığı Bürosu Başkanı Rahim Meşşai ile olan ilişkisi ve Meclis tarafından Kehrizek cinayetinin baş sorumlusu olarak nitelenen Said Murtazavi’yi Kaçakçılıkla Mücadele Kurulu Başkanlığına ataması üzerine Cumhurbaşkanı Ahmedinejad’a hitaben sert bir bildiri yayımladı.
İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad’ı destekleyen en önemli gençlik hareketi olan Adalet İsteyen Öğrenciler Hareketi’nin resmi internet sitesinde yer alan bildirisinin çevirisini sunuyoruz:
Allah’ın adıyla
Sayın Dr. Mahmud Ahmedinejad,
Öyle görünüyor ki Hizbullahi ve adalet isteyen hareketin, daha çok yabancıların ve iç unsurların fitneleriyle uğraştığı ve adalet isteyenlerin hükümetin davranışları karşısında sessiz kaldığı bu hassas dönemde zatıalinize uyarıda bulunmamızı gerektiren adımlar atılıyor.
Zatıalinizin İslam Devrimi’nin söylemleri doğrultusundaki çabalarınız ve “adalet”, “yolsuzlukla mücadele”, “İslam Devriminin ilkelerine dayalı aktif dış politika” gibi şiarları söz konusu etmeniz takdire şayandır. Ancak bu günlerde bu şiarlarla açık bir şekilde çelişen bazı meselelere tanık oluyoruz.
Haklarında birçok şüphe bulunan şahıslarla ilgili atamalarınız, zatıalinizin yakınlarınız için seçtiğiniz ve halen yürümekte olduğunuz yolunuz konusunda gün geçtikçe şaşkınlığın ve umutsuzluğun artmasına sebep oluyor.
Zatıaliniz adeta unutmuş gibisiniz, bu mustazaf ve onurlu millet, size ve hükümetinize yönelik tüm hakaretlere ve kötülemelere, İslam nizamına karşı düzenlenen derin komplolara rağmen tam bir basiretle İslam Devrimi’nin söylemlerinin devamı için onuncu hükümete oy verdi. Sakın ola ki bu halkın yalnızca zatıalinizin şahsına oy verdiğini düşünüyor olmayasınız?
İslam İnkılabı Rehberi’nin onuncu dönem cumhurbaşkanlığınız hakkındaki tenfiz hükmünden bir bölümü size hatırlatmamız gerekmektedir. “Bu oy, izzetli ve bereketli İslam Devrimi söylemine verilmiş bir oydur. İstikbar karşıtlığına ve uluslar arası sultacılara karşı cesurca duruşa verilmiş bir oydur. Bu oy yoksullukla, yolsuzlukla, ayrımcılıkla mücadeleye, seçkincilikle mücadeleye; sade yaşamaya, halka yakın durmaya, zayıfların ve mustazafların derdiyle dertlenmeye, durmak ve yorulmak bilmeksizin çalışmaya verilmiş oydur.”
Davranışları konusunda birçok şüpheler bulunan kişilerle ilgili atama süreçleri devam etmektedir. Herkesi şaşırtan ve bizi gün geçtikçe daha da umutsuzluğa sevk eden bir adım da Sayın Yargıç Said Murtazavi’nin Kaçakçılıkla Mücadele Kurulu’na Başkan olarak atanması oldu.
Bu şaşkınlık Dr. İlham’ın bu görevden düşündürücü bir şekilde alınmasının ardından onun bir gün içerisinde atanmasıyla ve yine onun, Meclis Araştırma Komisyonu tarafından Kehrizek olayının asli sanığı olarak tanıtılması ile daha da artmıştır. Halbuki onun Azat Üniversitesi meselesindeki tutumu hakkında da belirgin soru işaretleri bulunmaktadır ve bunlar halen cevap bulmuş değildir.
Onun yanlış davranışları nizamın düşmanlarının bundan yararlanmasına ve kutsal İslam Cumhuriyeti nizamının haysiyetinin çiğnenmesine sebep olmuşken, onun uyarılmak bir yana devletin daha üst kademelerine terfi ettirilmesi reva mıdır?
Hala üzüntü verici Kehrizek olayının sorumlularının cezalandırılmasını bekleyen halk, bu işten nasıl bir görüntü elde edecektir? Bu rapor ve geçmişteki şüpheler dikkate alındığında onun yaptıklarını yeni görevinde sürdürmesinin nasıl bir anlamı vardır?
Hükümetin kuruluşu sırasında da Sayın İsfendiyar Rahim Meşşai’nin atanması, ondan sonra yaşanan üzücü gelişmeler ve İslam İnkılabı Rehberi’nin onun atanmasının “olmamış hükmünde” kabul edilmesi yönündeki emrinin görmezden gelinmesi, Devrim’e yüreği yananlara acı vermişti.
Seçimlerde bütün gücüyle zatıalinizi savunanların bu maceradan dolayı gönüllerinin kan ağlamasını ve işittikleri kınama sözlerini unutamadan ikinci bir atamayla karşılaştık.
Sayın [Muhammed Rıza] Rahimi’nin Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı olarak atanması, yüreği yanan taraftarlarınıza vurulmuş diğer bir darbeydi. Onun atanmasından bir müddet sonra bazı milletvekillerinin –ki onlar seçimlerde sizin asli taraftarlarınızdı- çalışmalarına ve sorularına rağmen ondan herhangi bir cevap işitememeleri, onun davranışları ve geçmişi konusunda birçok soruyu ve şüpheyi de beraberinde getirdi. Onun geçmiş hükümetlerle, özellikle de inşa onarım hükümeti [Rafsancani hükümeti] ile olan ilişkisi, onunla o dönemin hükümet başkanı arasındaki geçmiş meseleler ve onun dalkavuk psikolojisine ilişkin mevcut kanıtlar, soru işaretleri taşımaktadır.
Hz. Emiru’l- Müminin, adalet isteyenlerin efendisi [Hz. Ali] Malik Eşter’e yazdığı mektubunda şöyle buyuruyor: “… Senin en seçkin vezirlerin, dilinden acı dahi olsa hak söz çıkan kişiler olmalıdır. Allah’ın, senin dostların için uygun görmediği işlerde, sözleri ve yaptıkları sana hoş gelmese de sana en az yardım edenlerdir. Doğru sözlü ve takvalı olanlarla birlikte ol. Ayrıca onlardan seni çok övmemelerini iste ve işlemediğin bir batılla seni sevindirmesinler. Zira dalkavuklukla karışık övgü, kendini beğenmişliğe sebep olur ve insanı serkeşliğe zorlar.” Nehcu’l- Belaga, İmam Ali, 53. Mektup
Bir başka defa da Merhum Kordan’ın [sahte diploma ibraz etmesinden dolayı mecliste hakkında gensoru verilen içişleri eski bakanı/YDH] gensorusu sırasında yine onun tarafından milletvekillerine beş milyonluk çek dağıtılması meselesine şahit olduk. Tüm bu konular ve milletvekillerinin onun diplomasının durumuyla ilgili sorduğu sorular, cevapsız kaldı.
Tüm bu belirsizliklere rağmen onu başyardımcılığınıza seçtiniz, işin daha da ilginç yanı, “Ekonomik Yolsuzluklarla Mücadele Kurulu” da onun başkanlığında toplanıyor.
Size şunu hatırlatırız ki İslam İnkılabı Rehberi’nin buyurduğu gibi “başkalarının kirli mendiliyle cam temizlenmez” Zatıaliniz adeta, hakkında hassasiyet ve belirsizlik bulunan kişilere ilgi duyuyor ve onları kendi yakın halkanıza alıyorsunuz. Bu atamaların sizi yüreği yandığı için eleştiren taraftarlarınıza saldırmaktan ve onları dostça eleştiriden umutsuzluğa sevk etmekten başka bir anlamı var mı? Bu adımların neresinde İslam İnkılabı Rehberi’nin yolsuzlukla mücadele konusundaki emirlerine uygunluk bulunuyor?
Sonuç olarak zatıalinizden çevrenize adam seçme sürecinizi durdurarak ve ıslah ederek, adalet isteyenlerin rahatsızlıklarını daha fazla arttırmamanızı ve düşmanın da bundan yararlanmasına zemin yaratmamanızı istiyoruz.
Muttakilerin Mevlası’nin diliyle [Hz. Ali] hatırlatıyoruz. “Kendini beğenmişlikten, Kendini beğenmişlikten, seni nefsinle böbürlenmeye sevk eden şeylere güvenmekten, aşırı övgüyü sevmekten sakın. Çünkü bunlar, ihsan sahiplerinin ihsanlarını helak etmek için şeytanın aradığı uygun fırsatlardır.” Nehcu’l- Belaga, İmam Ali, 53. Mektup.
Tüm dünyaya yayılan adaletin zuhurunun ümidiyle
Adalet İsteyen Öğrenciler Hareketi
8 Ocak 2010 Cuma
Çeviren: Alptekin Dursunoğlu
http://www.edalatkhahi.ir/006064.shtml