• 10/12/10 - 01:00
  • Yazar: Muhammed Hadi / Kurdpress
  • Bu sayfayı yazdır img
    YDH

    YDH- İran’ın Kürt meselesi uzmanlarından Muhammed Hadi, Kurdpress adlı internet sitesinde kaleme aldığı yazısında Washington’un Maliki ile Kürdistan İttifakı arasındaki müzakerelerin durmasını sağlayarak Sünni Arapların çıkarlarını Kürtlerin çıkarlarına tercih ettiğini öne sürüyor.




    YDH- İran’ın Kürt meselesi uzmanlarından Muhammed Hadi, Kurdpress adlı internet sitesinde kaleme aldığı yazısında Washington’un Maliki ile Kürdistan İttifakı arasındaki müzakerelerin durmasını sağlayarak Sünni Arapların çıkarlarını Kürtlerin çıkarlarına tercih ettiğini öne sürüyor.

     

    Irak’taki seçimlerin nihai sonuçlarının açıklanmasından sonra el-Irakiye İttifakı (seçimlerin galibi) ile Hukuk Devleti İttifakı ve Irak Ulusal İttifakı’nın kurduğu Ulusal Birlik Koalisyonu (mecliste çoğunluğa sahip grup) arasında yeni başbakanın belirlenmesi konusunda büyük sorunlar yaşandı.

     

    Irak Yüksek Mahkemesi, anayasanın 76 maddesine dayanarak başbakanı belirleme ve hükümeti kurma hakkının mecliste çoğunluğa sahip olan gruba ait olduğu yönünde hüküm verdi. Mevcut şartlarda hükümeti kurma yetkisinin Ulusal Birlik Koalisyonunda olduğunu ortaya koyan bu karara rağmen el-Irakiye ittifakı, mahkemenin verdiği bu resmi kararı kabule yanaşmadı ve hükümeti kurmanın kendi hakkı olduğunda ısrar etti.

     

    Öte yandan Ulusal Birlik Koalisyonu’nu oluşturan Hukuk Devleti ile Irak Ulusal İttifakı grupları arasında yaşanan ihtilaflar sebebiyle başbakan adayının belirlenmesi ve hükümetin kurulması konusunda birçok gelgitler yaşandı.

     

    Nihayet 1 Ekim’de Ulusal Birlik Koalisyonu, resmi olarak Dr. Nuri el-Maliki’yi başbakan adayı olarak belirledi. Bu açıklamadan sonra Kürdistan İttifakı, Maliki’nin başbakan adaylığını olumlu karşıladığını açıklayan Irak meclisindeki ilk grup oldu. Kürdistan İttifakı, Ulusal Birlik Koalisyonunun ve Nuri el-Maliki’nin Irak’ta kendilerine en yakın siyasi cenah olduğunu ifade etti.

     

    Ulusal Birlik Koalisyonu liderleri de Kürtlerle paralel bir şekilde olumlu bir tavır takınarak Kürdistan İttifakı ile müzakereleri hızlandırmaya çalıştı.

     

    Kürdistan İttifakı ile Ulusal Birlik Koalisyonu arasındaki müzakere sürecine ilişkin gelen son haberler, Ulusal Birlik Koalisyonunun Kürtlerin Maliki’nin başbakanlığını desteklemek ve hükümette yer almak için öne sürdüğü 19 talepten 18’ini kabul ettiğini gösteriyor.

     

    Böylece bu iki tarafın uzlaşmasıyla kurulacak hükümette yer alacak Irak nüfusunu oluşturan iki önemli kesimin (Şii Araplar ve Kürtler) mecliste güvenoyu alabilecek yeterliliğe ulaşacağı öngörüldü.

     

    Elbette Irak’ın kendisine özgü siyaset ve güvenlik şartlarından dolayı Sünni Arapların da hükümet sürecinde yer alması gerektiği gözden uzak tutulmamalıdır. Bununla birlikte Şiilerin ve Kürtlerin uzlaşmasıyla Sünnilerin de hükümette yer almasının zemini yaratılacaktır.

     

    Bu yöntem (Şiilerle Kürtlerin uzlaşarak hükümetin oluşumunu sağlaması ve Sünnilerin de buna katılması) ilk hükümette uygulanmış ve dikkate değer sonuçlar da elde edilmişti.

     

    Ancak ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı William Burns’un Bağdat’a gelerek Nuri el-Maliki ile görüşmesi ve ABD büyükelçiliğinin Ulusal Birlik Koalisyonu üzerinde baskı yapmaya başlaması, Nuri el-Maliki’yi Kürdistan İttifakı ile müzakereleri durdurmaya ve el-Irakiye ile müzakereleri gündemine almaya mecbur etti.

     

    Irak siyasi uzmanlarına göre, Nuri el-Maliki ile el-Irakiye arasındaki yeni dönem müzakereleri, Washington’un Nuri el-Maliki ile İyad Allavi’nin uzlaşmasına bir başka deyişle iktidarın Şiilerle Sünniler arasında bölüşülmesine dayalı bir hükümet planı doğrultusunda gerçekleşiyor.

     

    Bu plana göre Ulusal Birlik Koalisyonu, öncelikle el-Irakiye’nin şartlarını ve taleplerini kabul etmeli, ondan sonra Kürtlerle ve diğer siyasi gruplarla müzakerelere başlamalıdır.

     

    Bu şekilde olması durumunda da el-Irakiye İttifakı, geçmişten beri var olan Arap milliyetçiliği tutumuyla Kerkük meselesinin anayasanın 140. Maddesi doğrultusunda çözümü, petrol anlaşmaları, peşmergenin durumu, cumhurbaşkanlığının Kürtlere verilmesi ve nüfus sayımının belirlenen tarihte yapılması gibi Kürtlerin 19 talebi arasında yer alan istekleri konusunda ciddi sorunlar çıkaracak ve bunları engelleyecektir.

     

    Dolayısıyla, Washington’un Irak’ta hükümet kurulması sürecine yönelik müdahalelerinin, Maliki’ye ve Ulusal Birlik Koalisyonuna Kürtlerle müzakereleri durdurma yönündeki baskılarının, Kürtlerin hükümetin kurulması sürecindeki birinci derecedeki konumunun ikinci dereceye düşmesine neden olduğu söylenebilir.

     

    Bir başka deyişle, hükümet kurma sürecinde Ulusal Birlik Koalisyonu ile el-Irakiye İttifakı’nın uzlaştırılmasına ve Kürtlerin ve diğer siyasi grupların daha sonra bu sürece katılmasına öncelik verilmesi, Ulusal Birlik Koalisyonu’nun Kürtlerin güvenoyuna duyduğu ihtiyacı azaltacak ve el-Irakiye içerisindeki siyasi grupların mecliste Kürtlerin taleplerine karşı muhalefetini ciddi oranda etkili kılacaktır.

     

    Elbette Ulusal Birlik Koalisyonu ile el-Irakiye İttifakı arasındaki müzakere sürecinde öngörülmeyen sorunların çıkması ve Ulusal Birlik Koalisyonu’nun Kürdistan İttifakı ile yeniden müzakerelere oturmasına sebep olması muhtemeldir. Ancak burada önemli olan Amerika’nın Irak konusundaki planını ve çıkarlarını tanımak ve Washington’un Sünni Arapların çıkarlarını Kürtlerin çıkarlarına tercih ettiğinin farkına varmaktır.

     

    Çeviren: Alptekin Dursunoğlu

     

    http://www.kurdpress.com/fa/fullstory.aspx?id=496

     

    

    Makaleler

    Güncel