YDH- Haham Marc Schneier, İsrail’de yayımlanan Yediot Ahronot gazetesinde yayımlanan yazısında bütün inançlardan Amerikalıların radikal İslam oturumları karşısında Müslümanları desteklemeleri gerektiğini söylüyor.
YDH- Haham Marc Schneier*, İsrail’de yayımlanan Yediot Ahronot gazetesinde yayımlanan yazısında bütün inançlardan Amerikalıların radikal İslam oturumları karşısında Müslümanları desteklemeleri gerektiğini söylüyor.
10 Mart Perşembe günü, New York’tan Kongre üyesi Peter King, “Amerika’nın Müslüman cemaatinin radikalleşmesi” üzerine Kongre oturumları düzenledi. Kongre üyesi King’in oturumları daha büyük bir anlayışa mı yoksa daha büyük çatışmaya mı yol açacak? Tartışmalar Amerikan toplumunun mozaiğine daha fazla ışık mı yansıtacak yoksa iyi bir Amerikalıyı neyin oluşturduğuna dair tanımımızı mı daraltacak?
Eğer ABD’deki bizler en güzel geleneklerimize ve katılım ve çoğulculuk, cemiyet ve mutabakat gibi değerlerimize sadık kalmak istiyorsak, oturumların korkuyu güçlendirmeye değil farkındalık geliştirmeye hizmet etmesini garantiye almak için elimizden ne geliyorsa yapmalıyız.
Ülkemizin Müslüman cemaati, kendisini Amerikan değerlerine diğer her inanç grubu kadar, bütünüyle adamış olduğunu sürekli olarak göstermiştir. Terörü kınamaktan Kongre’de hizmet etmeye, orduda savaş vermekten sosyal adalete iştirak etmeye kadar, Amerikalı Müslümanlar vatanımızın korunması ve geliştirilmesine bütün Amerikalılar kadar adanmıştır.
11 Eylül saldırılarının ardından, İslamofobi ve Müslüman karşıtı ayrımcılığın katlanarak büyüdüğüne tanık olduk. Toplumuzdaki pek çok kişi, teröristlerin ve radikallerin İslam inancını, 1,4 milyar insanın dinini temsil ettiğine inanıyor. Bu cehalet, Müslümanların Amerikan toplumuna bir tehdit oluşturduğu yanlış algısına yol açtı. Tek bir topluluğu hedeflemek, onun yeni evine karşı tehlikeli sadakatsizliğine işaret eder ve Müslüman karşıtı önyargının söylemini ve sert eleştirisini alevlendirir.
Bir grubun geniş ve kusurlu bir karikatürle basmakalıplaştırılması Amerikan tarihinde ilk kez olan bir şey değil. Bir haham olarak, kendi cemaatime karşı önyargıyı ve onun şeytanlaştırılmasını tecrübe ettim; profesyonel hayatını etnik gruplar ve dinler arası diyaloga adamış bir lider olarak ise, anadilimize fazlasıyla sık giren nefret söyleminin tarzını çok iyi bilirim.
Etnik Anlayış Kurumu’nda partnerim Russel Simmons’la birlikte çalışmam sayesinde, nefret çirkin kafasını her kaldırdığında bütün toplulukların birbirini desteklemesinin önemine dair artık daha iyi bir kavrayış edinmiş bulunmaktayım. Russell’la ben, kendi hakları için mücadele eden bir halkın, yalnızca, bütün insanların hakları için mücadele ettiklerinde oldukları kadar onurlu oldukları ilkesini kucakladık. Bu maneviyatta, bir cemaat kendini ancak, dostları ve komşuları, farklı geçmişleri, kültürleri ve inançları olan insanlar ona katıldığında koruyabilir.
Kongre üyesi King, bu en önemli Amerikan geleneğini tanımakta başarısız olmuştur. Bunun yerine, o, Amerikalı Müslümanları kendilerini tek başlarına savunmaya itti. Amerikalılar asla tek başlarına ayağa kalkmak zorunda kalmamalılar. Bu nedenle hayatın tüm yollarından Amerikalılar, Müslüman kardeş ve bacılarının yanında şahitlikte bulunmaya hazırlanmalıdırlar.
Dr. Martin Luther King, Jr.’ın sıklıkla ifade ettiği gibi, “Herhangi bir yerde herhangi birisine yönelik bir adaletsizlik, her yerdeki herkesi ilgilendirmelidir.”
Kongre üyesi King’i, oturumları gayrimüslimlerin seslerine açmaya çağırıyorum.
Amerikalılar olarak bizim yaptığımız budur. Komşumuza elimizi uzatıp zor zamanlarında yardım ederiz. Kongre üyesi King’i, oturumların, anlayış ve ilginin ışığını parlak tutan bu Amerikan maneviyatını en iyi şekilde yansıtmasını kesinleştirmeye ısrarla teşvik ediyoruz.
* Haham Marc Schneier, Etnik Anlayış Kurumu’nun başkanı ve “Paylaşılan Düşler: Martin Luther King, Jr. ve Musevi Cemaati” kitabının yazarıdır.
Çeviren: İkbal Zeynep Dursunoğlu