YDH- Libya’nın Devrik Diktatörü Muammer Kaddafi’yi öldürdüğünü söyleyen Sened Sadık el-Ureybi adlı genç, Fars haber ajansına verdiği röportajda cinayetin ayrıntılarını anlattı.
YDH- Libya’nın Devrik Diktatörü Muammer Kaddafi’yi öldürdüğünü söyleyen Sened Sadık el-Ureybi adlı genç, Fars haber ajansına verdiği röportajda cinayetin ayrıntılarını anlattı.
Fars haber ajansı, Libya’nın Devrik Lideri Muammer Kaddafi’yi öldürdüğünü belirten Sened Sadık el-Ureybi adlı Libyalı ile bir röportaj yaptı. Ureybi, diğer isyancıların Kaddafi’yi Bingazi’ye götürmesine engel oldukları için öldürdüğünü söyledi.
Fars: Kendinizi tam olarak tanıtır mısınız?
Ureybi: İsmim Sened Sadık el- Ureybi, 1989’da Bingazi kentinin Hayy el-macuri mahallesinde doğdum. Halen bu kentte yaşıyorum. Ortaokul 3. Sınıfa kadar okudum. Babamın yaşlılığından ve ailemizin yoksulluğundan dolayı okulu bırakarak çalışmaya başlamak zorunda kaldım.
Fars: Devrim hareketine ne zaman katıldınız ve sizi buna katılmaya sevk eden duygu neydi?
Ureybi: Ben, Bingazi kentinde yaşıyorum, sizin de bildiğini gibi devrimin kıvılcımı önce bu kente başladı. Ben de Kaddafi ve ailesine duyduğum büyük nefretten dolayı daha ilk günlerde devrimci bir genç olarak silahı omzuma alıp Kaddafi’ye karşı mücadeleye başladım.
Fars: Kaddafi ve ailesinden nefretinizin sebebi neydi?
Ureybi: Sizin bu nefretin sebebini anlayabilmeniz için Libyalı olmanız gerekiyor. O, bu ülkeye 42 yıl hükmetti ve halka en büyük dini ve siyasi baskıyı uyguladı. Libyalılar, onun zamanında dünyanın en maskara milleti haline geldi. Çünkü o bir deliydi ve yaptığı tuhaflıklardan, söylediği ölçüsüz sözlerden dolayı milletin onurunu ayaklar altına alıyordu. O, 42 yıl boyunca tam anlamıyla diktatörlük yaptı ve kendi vatandaşlarından binlercesini katletti.
Fars: Şimdiye kadar anlattıklarınız Kaddafi’ye duyduğunuz nefretin sebepleriydi; siz onun ailesinden de nefret ettiğinizi söylediniz, peki neden?
Ureybi: Ailesi ve çocukları Kaddafi’den daha beterdi. Onlar hoşlanmadıkları herkesi öldürüyorlardı. Bu zavallı halkın milyonlarca dolarını Avrupa’daki eğlence yerlerinde harcadılar. Seyfulislam, İsviçre’de bir gecede Amerikalı bir şarkıcıya 5 milyon dolar verdi. Bu tür insanlar nefreti hak etmiyor mu?
Fars: Libyalılar sizi bir kahraman olarak görüyor neden?
Ureybi: kaddafi’yi öldürdüğüm için
Fars: Olayı bize tam olarak anlatabilir misiniz?
Ureybi: Sirte kenti düşmüştü, ben Bingazi taburunun bir üyesiydim. Birkaç arkadaşımla Sirte kentindeki evlerde Kaddafi taraftarlarını bulmak için taburdan ayrıldık. Kente bir şey bulamadık. Ben, arkadaşlarıma “el-Hadra” mahallesine gidelim dedim. Oraya gittiğimizde kaddafi’yi gördüm. Onu arkadan dağınık saçlarından tanıdım. Beraberindeki birkaç kişiyle kaçıyordu. Ben hızla ona doğru koştum ve Muammer’in yanındakiler beni ve arkadaşlarımı görünce kaçtılar ve Kaddafi’yi yalnız bıraktılar. Ben arkadan Kaddafi’nin saçlarından tuttum ve ona güçlü bir tokat attım.
Fars: O, sana ne dedi?
Ureybi: Kaddafi bana sen benim oğlumsun dedi. Ben ona bir tokat daha attım. Muammer yine “ben senin baban yerindeyim, bana neden vuruyorsun?” dedi. Ben bu inanılmaz anlardan dolayı o kadar paniklemiştim ki konuşamıyordum. Bu yüzden onu yere yatırdım ve ellerini bağlayıp arabanın içine götürdüm. Onu, Bingazi’ye götürmek istiyordum.
Fars: yani Kaddafi’yi sağ yakaladınız?
Ureybi: Evet sağdı.
Fars: Siz onu yakalamadan önce ona ateş ettiniz mi?
Ureybi: Hayır, sadece birkaç defa havaya ateş etmiştim. Daha sonra dediğim gibi arkadan saçlarından tuttum.
Fars: Onu sağ olarak arabaya götürdükten sonra neler oldu?
Ureybi:ben ve arkadaşlarım onu Bingazi’ye götürmek istiyorduk. Kaddafi, bizim arabanın kaputunun üstündeydi. Arkadaşlarım Kaddafi’yi yakaladık diye bağırmaya başladı. Herkes Kaddafi’nin bizim arabada olduğunu fark etti. Diğer taburlardaki devrimciler bizim arabayı durdurup Kaddafi’yi aşağı indirdiler ve dövdüler. O sırada herkes Kaddafi’yi kendi şehrine götürmek istiyordu. Ben, onlara onu ben yakaladım ve Bingazi’ye götüreceğim dedim. Ama diğer taburlar bunu kabul etmedi. Sonunda sayıca fazla olan Misrata taburundakiler onu Misrata’ya götürmek istediler. Ben onlara da onu ben yakaladım ve Bingazi’ye götür4eceğim dedim; ama onlar bunu kabul etmediler. Ben de kızdım ve tabancamı çıkarıp onu öldürdüm.
Fars: Onu nasıl öldürdünüz?
Ureybi: Tabancamla, biri karnına diğeri de göğsüne iki kurşun sıktım ve ya burada ölür ya da benimle Bingazi’ye gelir dedim.
Fars: Hemen öldü mü?
Ureybi: Hayır, onu ambulansa koyduk yolda öldü.
Fars: Kaddafi’nin bir menfeze saklandığı ve orada öldürüldüğü yönünde fotoğraflar gördük.
Ureybi: Hayır bu doğru değil, Kaddafi o menfezde değildi. Ama daha önce o menfezi korunmak için kullanmıştı. Ben Kaddafi’yi yakaladığım sırada oraya birkaç metre mesafedeydi; ama menfezin içinde değildi.
Fars: Kaddafi nasıl bir elbise giymişti ve üstünde hangi eşyalar vardı?
Ureybi: Onu yakaladığımda üstünde kahverengi bir askeri elbise vardı. Altın kaplama bir tabancası vardı. Daha sonra Misrata taburu bu silahı götürdü. Ayrıca üstünde hanımının isminin yazılı olduğu iki altın yüzüğü vardı. Şu an onun elbisesi ve bu yüzükler bende. İnşaallah birkaç gün sonra onları Trablus müzesine teslim edeceğim.
Fars: Kaddafi’nin bir gün senin tarafından öldürüleceğini düşünmüş müydün?
Ureybi: Ben Kaddafi’nin öldürüleceğine ve bizim kazanacağımıza inanıyordum. Ama hayır onu benim öldürebileceğimi hiç düşünmemiştim.
Fars: Kaddafi’yi öldürmek yerine yargılamak daha iyi olmaz mıydı?
Ureybi: Onun yargılanması bazı açılardan daha iyi olabilirdi. Ama ben onu bir şekilde öldürmüş oldum. Belki de bnöylesi Libya halkı için daha hayırlı.
Fars: Onun öldürülmesinin Libya halkı için neden hayırlı olduğunu düşünüyorsun?
Ureybi: Çünkü o yakalanıp hapsedilseydi, taraftarları onu kurtarmak umuduyla bizimle savaşmaya devam ederler ve ülkede güvenlik sorunları yaşanırdı. Şu an o öldürüldüğüne göre artık böyle bir umutları kalmadı.
Fars: Bazıları, onun yargılanmadan öldürülmesinin Batılıların isteği olduğunu söylüyor, bu konuda senin görüşün ne?
Ureybi: Onların bunu isteyip istemediğini bilmiyorum; ben ondan tamamen intikam aldım. Dediğim gibi onu Bingazi’ye götürmek istiyordum engellediler ben de bunun üzerine onu öldürdüm.
Fars: Kaddafi’yi yeniden bulsan onu yine öldürür müsün?
Ureybi: Kesinlikle… ama herhalde bu kez ona bir kurşun haram ederim yalnızca tek bir kurşun. Onu da kafasına…
Fars: NATO, Kaddafi’nin NATO bombardımanı ile öldürüldüğünü açıkladı, sen ne dersin?
Ureybi: Tamamen yalan.
Fars: Onu öldürdüğünde Kaddafi’nin yaptıklarıyla ilgili zihninde hangi hatıra canlandı?
Ureybi: Onun 42 yıl boyunca yaptığı zulümler zihnimde canlandı. Kaddafi benim amcalarımdan birini sebepsiz yere idam etti. Onu öldürdüğümde amcamın karşımda gülümsediğini hissettim.
Fars: Mübark’i ya da başka bir diktatörü göresn onları da öldürür müsün?
Ureybi: Hayır, çünkü tüm diktatörlerin kendi halkları tarafından öldürülmesi gerektiğini düşünüyorum. Ben, Mübarek’i Mısırlıların öldürmesini isterim. Ali Abdullah Salih’i Yemenlilerin… Benim arzum bu…
Fars: NATO’nun Kaddafi’den sonra onun yerine ülkene hakim olmasından endişe etmiyor musun?
Ureybi: Ben, Sayın Abdulcelil’in iradesine güveniyorum. Ben onun kontrol altında bir yönetimi kabul etmeyeceğine inanıyorum.
Fars: Devrimciler Libya’daki zaferi NATO’ya mı borçlu?
Ureybi: Kaddafi’ye yönelik operasyonların bir kısmı onların uhdesindeydi. Ancak Libya devrimini kendi halkına borçludur.
Fars: Bir İngiliz şirketinin Libya’da petrol çıkarılması konusunda büyük bir anlaşma imzaladığı yönünde haberler yayımlandı. Bu sizi endişelendir miyor mu?
Ureybi: Dediğim gibi ben Sayın Abdulcelil’in iradesine güveniyorum. Eminim ki o Libya’ya ihaneti kabul etmeyecektir.
Fars: Bir devrimci olarak arzun nedir?
Ureybi: Özgür ve demokrat bir ülkeye sahip olmak. Herkesin haklarına riayet edilsin, kimseye zulmedilmesin.
Fars: Sayın Abdulcelil, daha önce Ulusal Geçiş Konseyi’nin kaddafi’yi öldürene milyonlarca dolar ödül vereceğini açıklamıştı. Bu ödülü aldın mı?
Ureybi: Şimdilik hayır, eğer alırsam onu devlete geri veririm.
Çeviren: Alptekin Dursunoğlu