Amerikan politika konseyi Gatestone Enstitüsü'nde yayımlanan analizde, İran merkezli Direniş Ekseni'nin İsrail'i giderek daha fazla hedef aldığı Batı Şeria'daki tırmanan çatışmalara odaklanılıyor.
YDH- İbrani Üniversitesi'nde eğitim gören Halit Ebu Toameh'in Gatestone Enstitüsü'ndeki yazısı, İran destekli direnişçilerin Batı Şeria'daki varlıklarını güçlendirmeye aktif bir şekilde hazırlandıklarını ve İsrail için önemli bir tehdit oluşturduklarını, Mahmud Abbas liderliğindeki Filistin Yönetimi'nin ise bu artan etkiye karşı koyamadığını tartışıyor.
Halit Ebu Toameh'e göre, ''İran tarafından silahlandırılan ve finanse edilen, üyeleri Filistin İslami Cihad, Hamas ve Filistin Yönetimi (PA) Başkanı Mahmud Abbas tarafından yönetilen iktidardaki el-Fetih'e bağlı olan taburlar üç yıldan uzun bir süre önce kuzey Batı Şeria'da faaliyet göstermeye başladı.''
Toameh, o zamandan beri direniş örgütlerine mensup direnişçilerin İsrailli askerlere karşı sayısız saldırı düzenlediğini belirtiyor.
Hem Batı Şeria'da hem de işgal altındaki diğer Filistin topraklarında konuşlanmış olan bu direniş örgütlerinin son zamanlarda, İsrailli askeri araçlara el yapımı patlayıcılar yerleştirmek gibi eylemler içinde olduğu aktarıldı.
Halid Ebu Toameh, Mayıs ayında Tulkerim'deki Hamas direnişçilerinin, Batı Şeria sınırına yakın bir İsrail kasabası olan Bat Hefer'e doğru ateş ederken kendi görüntülerini kaydettiklerini ekledi.
Analizin devamında İngiliz-İsrailli analist ve gazeteci Jonathan Spyer'dan bir pasaj aktarılıyor.
Spyer'a göre, ''İran destekli İslamcı milisler şu anda iki cephede İsrail'e karşı savaşıyor.''
Savaşın ana odağının Hamas kontrolündeki Gazze Şeridi olmaya devam ettiğini belirten Spyer, Lübnan Hizbullah'ının 8 Ekim'den bu yana kurduğu Direniş Ekseni'nden destek cephesini ekliyor.
Spyer'a göre, İran, stratejik bir hedef olarak İsrail'i, İran tarafından yönetilen ve İslamcı direnişçiler tarafından desteklenen aktif cephelerden oluşan bir hilal ile kuşatmayı amaçlıyor.
Bunun bir parçası olarak İran, bu hilale Ürdün üzerinden Batı Şeria'ya uzanan bir doğu bileşeni eklemenin bir yolunu bulmaya çalışıyor.
Spyer'a göre, Tahran, İran'dan Lübnan'a getirilen askeri malzemenin Ürdün üzerinden Suriye-Lübnan sınırını geçerek Batı Şeria'ya ulaştırıldığı bir silah güzergahı oluşturmayı ve bunu sürdürmeyi başardı.
Bu güzergahın korunması İran için stratejik önem taşıyor.
İsrailli uzman, ''zaman içinde Batı Şeria'yı silahla doldurmak ve böylece bu bölgeyi İsrail'e karşı devam eden uzun savaşta üçüncü bir cephe haline getirmek'' amaçlandığını öne sürüyor.
Batı Şeria'da, özellikle Mahmud Abbas'ın Filistin Yönetimi'nin (FY) kontrolü altındaki bölgelerde, “taburlar” olarak adlandırılan silahlı kişilerin önemli bir akınına işaret eden haberler bulunuyor.
Haberlerde, Filistin Yönetimi'nin kontrolündeki bölgelerde çok sayıda silahlı kişinin direnişçilerin taburlarına katıldığı söyleniyor.
Filistin Yönetimi'nin güvenlik güçleri bu direniş akınını bastırmakta başarısız oldu.
Toameh'e göre, Filistin Yönetimi otuz yıl önceki kuruluşundan bu yana Hamas'ın Gazze Şeridi'ndeki etkisini arttırmasını ve 2007 yılında kıyı bölgesini tamamen ele geçirmesini büyük ölçüde izledi.
Filistin Yönetimi'nin direniş akınını engelleyememesi İran'ın Batı Şeria'da küçük bir askeri varlık oluşturmasına etkili bir şekilde izin verdi.
Toameh, bu direniş gücünün, ''İsrail'e karşı, 7 Ekim 2023'teki Aksa Tufanı'nı anımsatan saldırılar düzenlemesinin çok uzun sürmeyeceği endişesi yarattığını'' söylüyor.
Yazının devamında Toameh şunu vurguladı:
''İsrail'in yanı başında bir Filistin devletinin kurulmasını savunmakta ısrar edenler, bunun Batı Şeria'da ve Filistin Yönetimi'nin kontrol ettiği diğer bölgelerde İran destekli “taburların” daha da güçlenmesine yol açacağını göz önünde bulundurmalıdır.''
Filistin halkı tarafından ''kahraman'' denilerek sahiplenilen ve övülen direnişçiler karşısında, Toameh ''ne Abbas ne de yerine geçecek herhangi birinin onlarla mücadele etmeye cesaret edebileceğini'' düşünüyor.
Yazının sonlarında Toameh, İsrail'in mutlak başarısızlığını tesis eden Hamas'ın yok edilemediği gerçeği üzerine şunları yazıyor:
''Abbas, Gazze Şeridi'ne geri dönse bile, Hamas ve diğer Filistinli silahlı gruplarla orada karşı karşıya gelmesi mümkün değil. Batı Şeria'da olduğu gibi Gazze Şeridi'nde de Abbas'ın Filistin Yönetimi altında Cihad'ı sürdürerek İsrail'i ortadan kaldırmak üzere yeni “taburlar” ve milisler ortaya çıkacaktır.''
Toameh, mevcut koşullar altında ''Gazze Şeridi'nin Filistin Yönetimi'ne devredilmesinin sadece İran ve Direniş Ekseni için büyük bir ödül olarak görülmekle kalmayacağı aynı zamanda büyük olasılıkla büyük bir savaşa yol açacağını'' vurguluyor.