İktidardan ayrılan Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esed'in yönetiminin değişim geçirmesinin Direniş Ekseni’ne yansımalarını değerlendirdi.
YDH- El-Meyadin’in bildirdiğine göre, Eski CIA yetkilisi Paul Pillar, National Interest için ‘’Esed'in çöküşü Orta Doğu'nun yeniden düşünülmesini gerektiriyor’’ başlıklı bir makale yazdı.
ABD istihbarat camiasındaki 28 yıllık kariyerinin ardından 2005 yılında CIA'den emekli olan Pillar, makalede Beşşar Esed rejiminin düşmesinin Direniş Ekseni'ne büyük bir darbe vurmasının beklenmediğini savunuyor.
CIA'de Yakın Doğu, Fars Körfezi ve Güney Asya gibi bölgelere odaklanan analitik birimlerin şefi olarak görev yapmak da dahil olmak üzere çeşitli analitik ve yönetimsel pozisyonlarda bulunan Paul Pillar, Esed ailesinin 1970'ten beri Suriye'yi yönettiğini ve bu uzun süreli güç yapısının bozulmasının bölgeyi istikrarsızlaştırmasının beklendiğini belirtti.
Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) ile ilgili endişelerini de dile getiren Pillar, HTŞ'yi eskiden el-Kaide'ye bağlı olan ve halen ABD tarafından terör örgütü olarak listelenen “radikal cihatçı” bir grup olarak nitelendiriyor.
Her ne kadar HTŞ kendisini daha ılımlı göstermeye çalışsa da Pillar bunun gerçek bir ideolojik değişim değil stratejik bir hamle olduğuna inanıyor.
Pillar bu durumu Taliban'ın uluslararası alanda tanınmak için ılımlı bir duruş sergilemeye çalışıp sonra eski ideolojisine dönmesine benzetiyor.
Eski CIA yetkilisi şunları yazıyor:
“Suriye'deki Hıristiyanları rahatlatmaya yönelik bazı çabalara rağmen, yeni rejimin dini hoşgörü cenneti olması pek mümkün görünmüyor. Esed, Alevi azınlığı kayıran ama temelde laik olan ve dini bir misyonla hareket etmeyen bir rejimin başındaydı. Aynı şey HTŞ'yi kontrol eden Selefiler için de geçerli olmayacaktır’’
Pillar ayrıca HTŞ tarafından kontrol edilen bir rejimin Esed'in laik hükümetinden daha demokratik ya da hoşgörülü olacağı fikrini de reddederek dini ve etnik bölünmelerden kaynaklanan iç istikrarsızlığın devam ettiğinin altını çizdi.
Suriye'deki iç savaşın, tıpkı IŞİD'in savaşın ilk aşamalarını istismar ettiği gibi devam edeceğini öne sürdü.
Suriye'nin Körfez ülkeleriyle ilişkileri konusunda Pillar, Körfez'in Esed'i İran'dan uzaklaştırma çabalarının başarısız olduğunu savundu.
Suriye'de İslami bir rejimin Suudi Arabistan ve BAE gibi monarşilerin meşruiyetine meydan okuyacağı uyarısında bulundu.
Pillar, “Suudiler ve özellikle de Birleşik Arap Emirlikleri için bölgelerinde İslamcı bir rejim, monarşik yönetime alternatif olarak sunduğu meşruiyet temeli nedeniyle anatemadır” dedi ve ekledi:
“BAE, Libya'ya askeri müdahalesiyle böyle bir rejime karşı çıkmak için ne kadar ileri gidebileceğini göstermiştir.”
Direniş Ekseni ile ilgili olarak Pillar, Suriye'de İran ve Hizbullah için lojistik zorluklar olsa da rejim değişikliğinin Eksen için büyük bir gerileme olmayacağını ileri sürdü.
Esed yönetimindeki Suriye'nin İran için “bir kazançtan çok bir kayıp” olduğunu, çünkü ittifakın her zaman tek taraflı olduğunu ve yardımların İran'dan Suriye'ye aktığını açıkladı.
Pillar, “Ortadoğu'daki sorunların en önemli kaynağının İran liderliğindeki bir eksen olduğu şeklindeki Manichean fikrin yanlış olduğu için bir kenara atılması gerektiği” sonucuna vararak, bunun Suriye'nin geleceği ortaya çıktıkça daha da netleşeceğini vurguladı.