Netanyahu yolsuzluk davasıyla uğraşırken meclis karıştı

img
Netanyahu yolsuzluk davasıyla uğraşırken meclis karıştı YDH

Pazartesi günü Tel Aviv Bölge Mahkemesi'nde başlayan İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu’nun yolsuzluk iddiaları ile yargılandığı mahkeme meclisteki bütçe tartışmaları ile aynı güne denk gelirken milletvekilleri ile başbakan arasında gerilim tırmandı.




YDH- İbranice yayın yapan Israel Hayom’un bildirdiğine göre, 2025 Yılı Devlet Bütçe Kanunu'nun dün ilk okumada kabul edilmesinin ardından muhalefetin başlattığı "40 İmza" görüşmeleri bugün (Pazartesi) başladı.

i24 News, Mart ayı sonuna kadar bir bütçe kabul edilmezse Knesset’in feshedilmek zorunda kalacağını hatırlattı.

İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu’nun hakkında devam eden yolsuzluk davası mecliste karışıklığa neden oldu.

Netanyahu ifadesinin 5. günü, muhalefetin ayda bir kez çağırabildiği ve başbakanın yasal olarak katılmak zorunda olduğu 40 imza tartışmasıyla çakıştı.

Bugün erken saatlerde muhalefet lideri Yair Lapid, Başbakan'ın tartışmaya katılmak için “Dava 1000”deki ifadesini kısaltma niyetinde olduğunu iddia ederek sert bir şekilde eleştirdi.

X sitesinde attığı bir post’ta Netanyahu'nun tartışma için mahkemeden erken ayrılması için bir neden olmadığını belirtti:

“Kendisine ve Knesset Başkanına beklemekle ilgili bir sorunumuz olmadığını bildirdik.”

Sonra Netanyahu, mahkemedeki ifadesinin ardından meclise yetişerek, "Yedi cephede savaş halindeyiz, sekizinci cephe ise Lahey'dir.'' dedi.

Netanyahu, muhalefet lideri Yair Lapid'in ifadesinin kısaltılmasına ilişkin açıklamasına yanıt verdi:

“Biz kısaltmadık. Saat aynı saat. Ayrıca kime savaş ilan ediyorsunuz? Kardeşlerinize mi?”

Netanyahu bu sözlerinin yanı sıra diğer İbrahim Anlaşmalarına da atıfta bulundu:

“Savaşın devam etmesinin yanı sıra barış çemberini genişletmek için de çalışıyoruz. Ilımlı Arap ülkeleri İsrail'i bölgesel bir güç ve olası bir müttefik olarak görmektedir. Bu fırsatı en iyi şekilde değerlendirmek niyetindeyim yani Amerikalı dostlarımızla birlikte İbrahim Anlaşmalarını genişletmek niyetindeyim.’’

Netanyahu çeşitli cephelerdeki güvenlik durumuna değindi:

“7 Ekim saldırısı sınırlarımızı güney, kuzey ve doğu olmak üzere her şekilde koruma ihtiyacını daha da keskinleştirdi. Hiçbir terörist oluşumun yerleşim birimlerimize dokunma mesafesinde yerleşmesine izin vermeyeceğiz. Bu hikâye sona ermiştir. Nokta.

Savaşın başlangıcındaki çukurun dibinden, zirve üstüne zirve yaparak zaferin doruklarına tırmanıyoruz. Orta Doğu'nun çehresini değiştiriyoruz.

Art arda gelen başarılarımız ve zaferlerimiz bölgemizde ve tüm dünyada büyük takdir uyandırıyor.

İsrail, İran'ın terör kollarını teker teker çökertiyor. Gözümüzü İran'dan ayırmıyoruz ve nükleer silah elde etmesini engellemeye kararlıyız.”

Milletvekilleri Meirav Ben-Ari, Yurai Lahav-Herzno ve Ayman Odeh, Netanyahu'nun konuşması sırasında protesto sloganları atmaları nedeniyle tartışmadan çıkarıldı.

Başbakan şöyle dedi:

"İç cephede ulusal yuvamızı ve birliğimizi parçalamak isteyen sesler duyuluyor. Şüphe ve güvensizlik sesleri duyuldu, savaşı durdurmamızı istiyorlardı. Liderliğini yaptığım mutlak zafer kavramıyla alay ettiler -ama gerçeklik sizin küçümsemenizden ve alaycılığınızdan daha güçlüdür.''

İsrail Knesset'inde “40 imza” tartışması, en az 40 Knesset Üyesinin yani milletvekilinin belirli bir konuda özel bir tartışma talep edebildiği bir parlamento prosedürü olarak biliniyor.

Bu mekanizma, muhalefetin normal gündemde olmasa bile önemli konuları tartışmak üzere kürsüye getirmesine olanak tanıyor.

Başbakan'ın bu tartışma sırasında gündeme getirilen konulara katılması ve cevap vermesi gerekiyor.

1000 numaralı dava, [Dava 1000] Netanyahu'nun adının karıştığı yolsuzluk davalarından biri.

Dava, Netanyahu ve eşi Sara'nın iki zengin iş adamından, İsrailli Hollywood film yapımcısı Arnon Milchan ve Avustralyalı milyarder James Packer'dan siyasi iyilikler karşılığında yüklü hediyeler aldıkları iddialarına dayanıyor.

İddialara göre hediyeler arasında şampanya ve puro gibi eşyalar vardı ve yaklaşık 700 bin şekel (yaklaşık 186 bin dolar) değerindeydi.

Soykırımcı rejimin başı, Milchan'ın ABD vizesi almasına yardımcı olarak ve Milchan da dahil olmak üzere yurtdışındaki İsraillilere fayda sağlayabilecek bir vergi muafiyeti yasasını teşvik ederek Milchan'ın çıkarlarını ilerletmekle suçlanıyor.

Netanyahu, bu davada üç yıla kadar hapis cezasıyla sonuçlanabilecek dolandırıcılık ve güveni kötüye kullanma suçlamalarıyla karşı karşıya.

İsrail Başbakanı, her türlü suçu reddetti ve rakipleri ve medya tarafından siyasi olarak organize edilen bir “cadı avının” kurbanı olduğunu iddia etti.