Trump'ın tehditleri sonuç vermedi

img
Trump'ın tehditleri sonuç vermedi YDH

Trump'ın tehditlerine rağmen, İsrail ile Filistin direnişi arasında ateşkes anlaşmasına ulaşma beklentileri giderek azalıyor. İsrail'in yeni şartlar sunması ve soykırımı sürdürme ısrarı, görüşmeleri tıkıyor. İsrailli yetkililer, Trump'ın Beyaz Saray'a geçmesiyle birlikte İsrail'in eylemlerine destek verebileceğini ima ediyor.




YDH - Başkan seçilen Donald Trump'ın, göreve resmen başlamadan önce, İsrailli esirlerin serbest bırakılması ve ateşkes anlaşması sağlanamaması durumunda tüm Orta Doğu'yu "cehenneme çevirme" tehdidine rağmen, Joe Biden yönetiminin son çabalarına karşın, ateşkes anlaşmasına ulaşma umutları her geçen gün azalıyor.

İsrail'in yeni şartlar sunması ve İsrail'in soykırımı tamamlama konusundaki ısrarı, taraflar arasındaki görüşmeleri tıkıyor.

Trump'ın tehdidini nasıl hayata geçireceği henüz netlik kazanmazken, İsrailli yetkililer, yeni başkanın "Biden yönetiminin daha önce karşı çıktığı eylemleri" destekleyebileceğini ima etti.

Bu eylemler arasında, halihazırda açlık ve insani kriz ile boğuşan Filistinlilere yönelik insani yardımların kısıtlanması da yer alıyor.

Axios sitesine konuşan, Gazze'deki ateşkes görüşmelerine katılan İsrailli ve Amerikalı yetkililer, Trump'ın göreve başlamadan önce anlaşmaya varılma ihtimalinin "som derece düşük" olduğunu belirterek, Hamas'ın askeri lideri Muhammed Sinvar'ın Trump'ın tehditlerinden "etkilenmediğini" ifade ettiler.

Eğer bu tahminler doğru çıkarsa ve görüşmeler 20 Ocak'a kadar sonuç vermezse, yeni başkanın göreve başlamasından sonraki aylarda çatışmaların devam etmesi ve Hamas'ın elinde tuttuğu rehinelerin ölümü riski artabilir.

Bu değerlendirmeler, İsrailli müzakerecilerin bu hafta başında Katar ve Mısır'ın arabuluculuğunda sekiz gün süren ancak "herhangi bir ilerleme" sağlamayan görüşmelerin ardından Doha'dan dönmesinin ardından geldi.

Geçen hafta birkaç gün boyunca Doha'da bulunan CIA Direktörü Bill Burns ve Beyaz Saray Orta Doğu Danışmanı Brett McGurk de, Trump'ın göreve başlamasından önce bir anlaşmaya varılma ihtimaline şüpheyle yaklaştı.

Öte yandan, Hamas, yaptığı kısa bir açıklamada, "İsrail'in yeni şartlarının" anlaşmaya varılmasını geciktirdiğini ve hareketin "Katar ve Mısır'ın arabuluculuğundaki görüşmelerde esneklik ve sorumluluk gösterdiğini" belirtti.

Açıklamada, "işgalci güçlerin, birliklerinin çekilmesi, ateşkes, esirler ve yerinden edilmişlerin geri dönüşüyle ilgili yeni konular ve şartlar öne sürmesinin, zaten mümkün olan anlaşmayı geciktirdiği" ifade edildi.

Bu bağlamda, gözlemciler, devam eden müzakerelerin Benjamin Netanyahu hükümetinin yeni bir "manevrası" olduğunu ve daha önce olduğu gibi, herhangi bir çözümün geciktirilmesini ve kuşatma altındaki Gazze Şeridi'ndeki katliamların tamamlanmasını hedeflediğini düşünüyor.

Hamas'ın Gazze'de halen yaklaşık 100 esiri tuttuğu, bunların arasında 7 Amerikalının da bulunduğu ve Siyonist rejimin istihbarat tahminlerine göre yaklaşık yüzde 50'sinin hala hayatta olduğu belirtilirken, Tel Aviv'de hükümeti hem ölü hem de hayatta olan esirlerin serbest bırakılması için derhal ateşkes sağlanması çağrısı yapan haftalık protestolar düzenleniyor.

Bu protestolar giderek siyasi bir boyut kazanıyor ve göstericiler, Netanyahu'yu "siyasi varlığını esirlerin hayatına tercih etmekle" suçlayarak istifasını ve yeni seçimlerin yapılmasını talep ediyor.

Üzerindeki baskıların ortasında, İsrail yetkilileri, uluslararası toplumu esirler dosyasında "şantaj" yapmaya ve esirlerin yaşadığı "zor koşulları" öne sürmeye devam ederken, Gazze'deki katliamlar da sürüyor.

Bu kapsamda İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, dün yaptığı açıklamada, Birleşmiş Milletler'in "ahlaki olarak" İsrailli esirlerin serbest bırakılmasını sağlamaya yardım etmekle yükümlü olduğunu belirterek, esirlerin "fiziksel ve psikolojik işkenceye ve dövülmeye" maruz kaldığını iddia etti.

İsrail Sağlık Bakanlığı da "önümüzdeki günlerde", "7 Ekim'den bu yana İsrailli esirlerin maruz kaldığı işkence ve vahşeti" detaylandıran bir rapor sunacak.

Rapor, Birleşmiş Milletler İsrail Misyonu'na göre, BM İşkence Özel Raportörü Alice Jill Edwards'a sunulacak.

İsrail'in BM Daimi Temsilcisi Danny Danon ise, BM ve uluslararası toplumun, "7 Ekim'de yaşanan işkence ve vahşeti unutmaya çalıştığını" söyleyerek, İsrail'in "tüm esirler geri dönene kadar durmayacağını" ekledi.