Hizbullah vekili Ammar: İsrail Lübnan'a yönelik savaşı genişletmek istiyor

img
Hizbullah vekili Ammar: İsrail Lübnan'a yönelik savaşı genişletmek istiyor YDH

Hizbullah'a bağlı Direnişe Vefa İttifakı üyesi Ali Ammar, İsrail'in Beyrut'un güney banliyölerine yönelik saldırısının, ülkedeki istikrarı ve ekonomik toparlanma fırsatlarını hedef alan kötü niyetini ortaya koyduğunu belirtti. Ammar, bu saldırganlığın sorumluluğunun başta ABD olmak üzere garantör devletlere ait olduğunu vurguladı.




YDH - Hizbullah'a bağlı Direnişe Vefa İttifakı üyesi Milletvekili Ali Ammar, İsrail'in Beyrut'un güney banliyölerine yönelik saldırısının, düşmanın istikrarı, iç uzlaşıyı ve ekonomik toparlanma fırsatlarını hedef alan "kötü ve gizli niyetlerini" ortaya çıkardığını açıkladı.

Ammar, bu saldırının aynı zamanda İsrail'in Lübnan'a yönelik savaşını genişletme arzusuna işaret ettiğini vurguladı.

Yaptığı yazılı açıklamada Ammar, "Bu saldırı, ateşkes anlaşmasının ve 1701 sayılı karardan doğan mekanizmanın açık bir ihlalidir," ifadelerini kullandı.

Ammar, söz konusu mekanizmanın, iddia edilen ihlallerin soruşturulması için anlaşmanın garantörü olan komite aracılığıyla kanallar kurulmasını gerektirdiğini ancak bu komitenin "fiili rolünü oynamadığını ve İsrail'in Lübnan egemenliğine yönelik tekrarlanan ihlallerinde düşmanla suç ortaklığı yaptığını" belirtti.

'Sorumluluk ABD ve garantör ülkelerde'

Ammar, "İsrail'in bu sınırsız kibrinin sorumluluğu, anlaşmanın garantörü olan devletlere ve onların başında gelen Amerika Birleşik Devletleri'ne aittir," dedi.

ABD'nin hiçbir zaman dürüst bir arabulucu olmadığını savunan Ammar, Washington'un "Lübnan topraklarına, egemenliğine ve halkına yönelik tüm İsrail saldırılarının ve suçlarının temel ortağı" olduğunu söyledi.

Ammar, ABD'nin sadece İsrail'in ölüm makinesini uluslararası alanda yasaklanmış en güçlü silahlarla finanse etmekle kalmadığını, aynı zamanda "onu yönlendirdiğini, meşrulaştırdığını, uluslararası platformlarda hesap sorulmasını engellediğini ve veto hakkını kullanarak İsrail'in saldırganlığını kınayan ve durduran her türlü uluslararası kararın önünde bir engel olarak durduğunu" ekledi.

'Saldırılar bizi daha da güçlendirir'

Bu saldırının kendilerini "daha da güçlü, kararlı ve dirençli kılacağını" vurgulayan Ammar, "İsrail düşmanının ve Amerikalı ortağının savaşta başaramadığını, saldırılar ve baskılar yoluyla da başaramayacağını" ifade etti.

Ammar, direnişin Lübnan'ı, halkını ve egemenliğini savunma konusundaki bilinen konumunda ve sabit tutumunda kalacağını yineledi.

Ammar ayrıca, saldırıyı kınayan üç cumhurbaşkanının, ordu komutanlığının ve diğer siyasi güçlerle şahsiyetlerin tutumlarını takdir ettiğini belirtti. Bu durumun, saldırganlık karşısında birleştirici bir ulusal duruşu yansıttığını söyleyen Ammar, "Bu saldırı, taşıdığı anlamlarla belirli bir bölgeyi değil, tüm Lübnan'ı hedef almaktadır," dedi.

Lübnanlı vekil, Lübnan diplomasisinin Güvenlik Konseyi'ne şikâyette bulunarak, garantör devletlerin büyükelçilerini çağırarak ve "bu vahşi düşmanı dizginlemeleri ve kontrolsüz saldırganlığına son vermeleri yönünde sürekli baskı kurarak" en üst düzeyde harekete geçirilmesi çağrısında bulundu.

Ammar, tüm Lübnanlı siyasi güçleri de kınama beyanlarını somut ve kararlı adımlara dönüştürmeye davet etti.