ABD'li elçi Tom Barrack'ın Lübnan ziyaretinde Meclis Başkanı Nebih Berri ile yaptığı görüşme öne çıktı. Berri, İsrail'in saldırganlığı ve Suriye'deki durum devam ederken direnişin silahsızlanmasının tartışılamayacağını belirterek ateşkes anlaşmasının uygulanması için İsrail'in ikna edilmesi gerektiğini vurguladı.

YDH - ABD'li elçi Tom Barrack'ın Beyrut ziyaretiyle alakalı çelişkili sinyaller, kendisinin görüştüğü herkese Amerikan idaresinin sadece bir ateşkes değil, uzun vadeli yaşayabilir bir çözüm istediğini açıkça söylediği gerçeğini gizleyemedi.
Barrack, kasım ayı sonunda imzalanan ateşkes anlaşmasının masada olduğunu ve çabaların bu anlaşmanın uygulanma yollarına odaklanması gerektiğini kabul etti.
Barrack ile görüşen birden fazla şahsiyetin edindiği izlenime göre, ABD'li elçi Beyrut'a vardığı andan itibaren en önemli görüşmenin Meclis Başkanı Nebih Berri ile olacağı temelinde hareket etti.
Dün el-Cedid kanalına verdiği mülakatta Berri'yi sadece Lübnan'ın değil, bölgenin, dünyanın ve hatta ABD'nin meselelerine vakıf, tecrübeli bir siyasetçi olarak tanımlayarak bu durumu açıklamaya çalıştı.
Berri'den Barrack'a: Ateşkesi ihlal eden Lübnan değil
Meclis Başkanı Nebih Berri, ABD'li yetkiliyle yapılacak görüşmeler için ateşkes anlaşmasının aşılabilecek bir belge olmadığı fikrinden hareketle bir çerçeve oluşturdu.
Berri, Barrack'a 27 Kasım'dan bu yana yaşanan olayların gidişatını detaylı bir şekilde anlatarak o tarihten bu yana gerçekleşen İsrail ihlallerinin bir listesini ve İsrail'in Lübnan'da öldürdüğü şehitlerin sayısına ilişkin ayrıntılı rakamları sundu.
Berri, "Bu gerçekler karşısında, Lübnan'ın ateşkes anlaşmasına uymama konusunda herhangi bir sorumluluğu var mıdır?" diye sordu.
Barrack'ın ziyaretinin ilk günündeki görüşmelerinin atmosferine hâkim olan Berri, genel geçer cevaplar beklemeden ABD'li elçiye, kendisinin (Barrack'ın) artık sadece Lübnan'da değil, Suriye'de olup bitenler konusunda da bir uzman haline geldiğini söyledi.
'Suriye'deki savaş, silahsızlanma konusundaki düşünceyi değiştiriyor'
Berri, Suriye'nin güneyinde tanık olunan şiddetli savaş, katliam operasyonları ve İsrail'in Şam'a yönelik saldırılarının sıradan insanları silah meselesi hakkında farklı düşünmeye sevk ettiğini belirtti.
Berri, bu durumun devam etmesi halinde herhangi birinin silahsızlanma meselesini gündeme getirmesinin zor olacağını Barrack'a iletti.
Berri, ABD'li elçiye, İsrail'i günlük saldırıları ve suikast operasyonlarını durdurmaya ve işgal altındaki tüm bölgelerden kademeli bir program dahilinde de olsa çekilmeye ikna etmesi için çalışmasını önerdi.
Berri'ye göre bu, istikrar ortamı yaratarak direnişin silahıyla ilgili soruyu yanıtlayacak ulusal bir savunma stratejisi üzerine iç diyalog başlatılması da dahil olmak üzere diğer konuların görüşülmesine yardımcı olacak.
Meclis Başkanı ayrıca, saldırılar ve İsrail'in insanların köylerine dönmesini ve yeniden imar sürecinin başlamasını engellemesi nedeniyle on binlerce Lübnanlı yerinden edilmiş insanın durumunu da Barrack'ın dikkatine sundu.
Barrack: Hizbullah Lübnanlıların meselesi
Edinilen bilgilere göre Barrack, Berri'nin söylediklerini anlayışla karşıladı ve yeni bir anlaşma talep etmek için geldiğini yalanladı.
İsrail'in de anlaşmanın uygulanmadığını düşündüğünü belirten Barrack, "gerilimin alanını daraltacak" ve "silahın devletin münhasır kontrolünde olması hedefine ulaşmak için bir Lübnan iç planı başlatılmasına yardımcı olacak" somut adımlar atılması gerektiğini kabul etti.
ABD'li elçi, Hizbullah'ı "Lübnanlıları ilgilendiren bir sorun" olarak gördüğünü belirterek yeni bir İsrail savaşı tehdidi hakkında konuşmayı reddetti.
Berri ile bir buçuk saatten fazla süren görüşme, siyasi ve medyadaki havayı değiştirdi. Barrack'ın, "Görüşme mükemmeldi, istikrara ulaşmak için çalışıyoruz ve umutlu olmalısınız," şeklindeki açıklaması, Cumhurbaşkanı Jozef Aun ve Başbakan Nevaf Selam ile ilk günkü görüşmelerine hakim olan karamsar havayla çelişiyordu.
ABD'nin teklifi daha da kötüleşti
El-Ahbar gazetesinin kaynakları, Meclis Başkanı Danışmanı Ali Hamdan'ın dün gece Berri tarafından Baabda'ya gönderildiğini ve Cumhurbaşkanı'ndan Barrack ile görüşmesinin atmosferi hakkında bilgi aldığını ortaya çıkardı.
Kaynaklar, ABD'li elçinin, "Lübnan'ın bir şey elde etmeden istenenleri yerine getirmesinin mümkün olmadığı" konusunda Berri'den Aun'un tutumundan farklı bir şey duymadığını belirtti.
Özellikle de ABD'li elçinin ikinci ziyaretinde getirdiği belgenin ilk ziyaretindekinden çok daha kötü olduğu, silahlarla ilgili pek çok ayrıntı içerdiği, hatta silahların türlerini, isimlerini ve niteliklerini belirlediği ifade edildi.
Belgede ayrıca Lübnan'ın Suriye ile ilişkileri ve izlemesi gereken düzenlemeler üzerinde durulduğu kaydedildi.
Barrack, dün gece el-Cedid kanalına yaptığı açıklamada, "Başkan Trump'ı temsil ediyorum ve o Lübnan'a yardım etmek istiyor," dedi.
Lübnan'ın "ikinci bir İsrail savaşıyla karşı karşıya kalmayacağını" belirten Barrack, "Bir ateşkes anlaşması var ve iki taraf da bunu uygulamakta zorlanıyor. Biz barışın sağlanmasına yardımcı olmak için Lübnan'dayız. Ancak bir takvim var ve zaman aleyhimize işliyor, bu yüzden bir uzlaşıya varmak için baskı yapıyoruz," diye ekledi.
Barrack, "Silahların tekeline alınmasını talep etmiyorum, tek bir askeri kurum olduğunu söyleyen bir yasa var ve Lübnan bu yasayı nasıl uygulayacağına karar vermeli. Hafif ve ağır silahların bırakılması gerekiyor ve Lübnan hükümeti silahların nasıl tekeline alınacağına karar vermeli, bu ABD'nin sorumluluğu değil," ifadelerini kullandı.
Barrack ayrıca, "Lübnan'daki bankacılık sektörünün reforme edilmesi" gerektiğini savunarak, "Suudi Arabistan'da 2030 vizyonu var, Lübnanlılar da benzer projeleri nasıl çekebileceklerini araştırmalı," dedi.
"Suriye'deki istikrarın Lübnan'da da istikrarı sağlayacağını" ve "mevcut Suriye rejiminin iyi olduğunu ve desteklenmesi gerektiğini" belirten Barrack, Lübnan'ın Suriye'ye yardım eden çok büyük bir kaynak olduğunu söyledi.
Bu bağlamda, ABD'nin Beyrut Büyükelçisi Lisa Johnson, Barrack onuruna bir akşam yemeği düzenledi.
Yemeğe bakanlar Ahmed el-Haccar, Fadi Mekki, Kemal Şehade, Adil Nasır, Amir el-Bissat ve Co İsa el-Huri katıldı.
ABD'li ziyaretçi, bakanlardan Amerikan idaresinin Lübnan'dan talep ettiği reformlara ilişkin adımları dinledi.
Fakat görüşmeye, Suriye'deki son olaylar ve Lübnanlı yetkililerle yapılan mesaj alışverişi ışığında siyasi nitelikli tartışmalar hakim oldu.
Bakanlar, toplantıdan, yürüttüğü müzakerelere ilişkin duyduklarından rahatsız bir şekilde ayrıldı ve ondan anladıkları, İsrailliler nezdinde Amerikan yardımı karşılığında Lübnan'ın kendisine yardım etmesi gerektiğiydi.