Direnişe Vefa İttifakı üyesi Milletvekili Ali Feyyad, ABD'nin Lübnan'ı sokmak istediği yolun boyun eğme ve İsrail'in şartlarına tam teslimiyet üzerine kurulu olduğunu belirtti.
YDH - Hizbullah'ın Lübnan meclisindeki grubu Direnişe Vefa İttifakı üyesi Milletvekili Ali Feyyad, ABD’nin Lübnan’ı sokmak istediği yolun belirginleştiğini söyledi.
Bu yolun, ABD ve İsrail’in şartlarına tam boyun eğme ve teslimiyet üzerine kurulu tehlikeli ve sorunlu bir yol olduğunu dile getiren Feyyad, Amerikalıların kimseye saygı göstermediğini ve kimseyi önemsemediğini ifade etti.
Milletvekil, anayasal kurumları, sorumlulukları ya da mevkileri hiçe saydıklarını, Lübnan'ın kararlarına, çıkarlarına ve yetkilerine mutlak bir tecavüzle yaklaştıklarını da ekledi.
"Proje, ülkenin bütününü hedef alıyor"
Feyyad, Mehdi Ali ez-Zeyn’in şehit edilişinin yıl dönümü münasebetiyle düzenlenen anma töreni esnasında bir konuşma yaptı.
Konuşmasında, Amerikalıların peşinde olduğu sorunlu ve tehlikeli seyrin, Lübnan’ın bütününü fırtınanın ve hedef alınmanın odağına yerleştirdiğini işaret etti.
Ayrıca bu durumun, projenin artık yalnızca direnişin silahlarını hedef almakla kalmayıp, bütün ülkeye uzandığı yönündeki uyarılarını doğruladığını belirtti.
El-Ahbar'ın haberine göre Feyyad, ulusal onura değer veren veya ulusal egemenlik ve çıkarlar kriterlerine dayanarak tavır belirleyen hiçbir Lübnanlının bu projeye icabet etmeyeceğini savundu.
"Ulusal birlik şart"
Bu hedef alınmaya karşı koymanın, siyasi ayrılıkları ortadan kaldırmayan, ancak temel ulusal sabitelerde birleşen ulusal bir duruş etrafında toplanmayı zorunlu kıldığını değerlendiren Feyyad, bu duruşun İsrail’in düşmanca eylemleriyle mücadeleyi bir öncelik olarak gördüğünü, Lübnan’ı zayıflatma siyasetini ve onur kırıcı şartların dayatılmasını reddettiğini açıkladı.
Bunun yanı sıra, ulusal egemenlik ile çelişen hiçbir şeyden vazgeçilmemesi gerektiğini sözlerine ekledi.
Feyyad, düşman İsrail’in kanlarına girmesini meşrulaştıran veya Amerikalıya Lübnan halkını yoksullaştırması ve onların geçim kaynaklarını hedef alması için yardımcı olan iç siyasetteki tavırlara şiddetli bir kaygı ve öfkeyle baktıklarını sözlerine ekledi.
Bu durumun, Taif Anlaşması’nın ve Lübnan Anayasası’nın öngördüğü ortak yaşam sözleşmesi ve iç istikrarın temel dayanaklarıyla bütünüyle çeliştiğini dile getirdi.