• 03/01/11 - 01:00
  • Yazar: Admin
  • Bu sayfayı yazdır img
    YDH

    YDH- Mısır devriminde öncü rol oynayan muhalif gruplardan el-Kifaye Hareketi, devrimden sonra yaşanan gelişmelerin Mısır’ın artık İsrail’in stratejik derinliği olmadığını gösterdiğini belirtti.




    YDH- Mısır devriminde öncü rol oynayan muhalif gruplardan el-Kifaye Hareketi, devrimden sonra yaşanan gelişmelerin Mısır’ın artık İsrail’in stratejik derinliği olmadığını gösterdiğini belirtti.

     

    El-Alem televizyonuna demeç veren el-Kifaye Hareketi eski Koordinatörü Abdulhalim Kandil, ülke yönetimini devralan Askeri Konsey’in Rafah sınır kapısını açmasının, İsrail’e doğalgaz naklini durdurmasının ve İran savaş gemilerinin Süveyş Kanalından geçmesine izin vermesinin Mısır’ın bundan sonra İsrail’in stratejik derinliği olmayacağının birer göstergesi olduğunu söyledi.

     

    Abdulhalim Kandil, Mısır diktatörü Hüsnü Mübarek’in devrilmesinden sonra ülkede yapılacak her türlü seçimin Amerikan taleplerine ve politikalarına aykırı sonuçlar doğuracağını ifade etti.

     

    Mısır diktatörü Hüsnü Mübarek’in gitmesinin Mübarek rejiminin tamamen devrilmesinin ilk adımı olduğunu belirten Kandil, “şu an bu rejimin tamamen devrilmesi ve rejimin kalıntılarının temizlenmesi yönünde çatışmalar yaşanıyor. Ancak şunu büyük bir güvenle söyleyebilirim ki Mısır artık İsrail’in Müslüman haklara açtığı bir cephe olmayacak” dedi.

     

    Devrim süreçlerinin devam ettiği bölge ülkelerindeki rejimlerle ilgili değerlendirmelerde de bulunan Kandil, “bu rejimler, Amerika’yla, emperyalistlerle ve İsrail rejimiyle olan ilişkileri sebebiyle Arap halklarının tarihi düşmanları arasında yer almaktadır” diye konuştu.

     

    Bölgedeki rejimlerin birbirine olan benzerliğiyle bu rejimlere yönelik devrimler arasındaki benzerlin dikkat çekici olduğunu belirten Abdulhalim Kandil, “bu ülkelerin her birinde bir aile hakim durumda ve milyarlarca dolarlık parayı ve serveti ellerinde bulunduran bu aileler kurdukları geniş çaplı güvenlik sistemleriyle hakimiyetlerini sürdürüyorlar. Bu ülkelerin hiçbirinin ekonomisi de üretime dayalı değil. Bu rejimlerin hiçbirinin bir toplumsal tabanı yok ve bu da onların zayıf noktalarını oluşturuyor” dedi.