Berri: İsrail'le normalleşme gündemimizde değil

img
Berri: İsrail'le normalleşme gündemimizde değil YDH

Lübnan, güneyinden İsrail'e yönelik roket saldırıları ve İsrail'in orantısız misillemeleriyle ateşkesin tehlikeye girdiği kritik saatler yaşadı. Lübnan Meclis Başkanı Nebih Berri, İsrail ile normalleşme niyetinde olmadıklarını vurgularken, ABD'nin dayattığı müzakere önerisini reddetti.




YDH - Lübnan, 27 Kasım'dan bu yana ateşkesin en ciddi şekilde ihlal edildiği olaya sahne oldu.

Güney Lübnan'dan Mettula yerleşimine düzenlenen roket saldırısını bahane eden İsrail, geniş çaplı saldırılara girişti.

Siyonist rejim, ateşkesin yürürlüğe girmesinden bu yana saldırılarını durdurmak için her türlü bahaneyi kullanacağını bir kez daha göstermiş oldu.

Birleşmiş Milletler Geçici Görev Gücü'nün (UNIFIL) de teyit ettiği üzere, ateşkes anlaşmasının yürürlüğe girmesinden bu yana direniş güçlerinden herhangi bir faaliyet kaydedilmedi.

İsrail ise güney Lübnan'da beş bölgeyi işgal altında tutmaya devam ediyor ve güneyden kuzeydeki Bekaa Vadisi'ne kadar her gün bombardımanını sürdürüyor.

Öte yandan Lübnan ordusu, Litani Nehri'nin kuzeyinde, Kefr Tebnit ve Arnun kasabaları arasında roket rampaları bulup imha ettiğini duyurdu.

Hizbullah ise "işgal altındaki Filistin topraklarına roket atılmasıyla ilgisi olmadığını" ve "ateşkes anlaşmasına bağlılığını ve bu tehlikeli Siyonist gerginliği ele alma konusunda Lübnan devletinin arkasında durduğunu" teyit etti.

Buna rağmen Lübnan hükümeti teslimiyet tekliflerine devam etti.

Başbakan Nevaf Selam, Suudi Arabistan'ın el-Arabiya kanalına verdiği demeçte, "Hizbullah'ın silahı konusu bakanlar kurulu beyanından sonra kapandı ve halk, ordu, direniş sloganı geçmişte kaldı," dedi.

Selam, "Beyanname, silahların devletin elinde toplanmasını açıkça belirtiyor ve herkes buna bağlı ve hiç kimse silahların devletin elinde toplanmasına aykırı bir yönde çalışmıyor," ifadelerini kullandı.

İsrail'in "Yedi Cepheli Savaş" konusundaki istekliliği ve herhangi bir saldırıdan Hizbullah'ı ve Lübnan devletini sorumlu tutma konusundaki ısrarı, Lübnanlı yetkilileri alarma geçirdi.

El-Ahbar'ın haberine göre Cumhurbaşkanı Jozef Aun, "işlerin kontrolden çıkmasını önlemek için Amerikalılar ve Fransızlarla temasa geçti ve olanların Lübnan devletinin sorumluluğunda olmadığını ve bu eylemi kimin yaptığını öğrenmek için soruşturmaların sürdüğünü" vurguladı.

Aun, "durumun yeniden patlak vermesini önlemek için UNIFIL aracılığıyla Birleşmiş Milletler ile temasa geçti ve Lübnan ordusunun üzerine düşeni yaptığını" belirtti.

Gazeteye konuşan hükümet kaynakları, "İsrail'in tepkisinin, Lübnan'ın düşman varlıkla bir barış anlaşmasına yol açacak müzakere sürecini kabul etmesi için maruz kaldığı dış baskılardan ayrı olmadığını" ve "düşmanca eylemlerin de Lübnan'ın Amerikan tarafının sunduklarını kabul etmesi için bir baskı bağlamında geldiğini" belirtti.

Kaynaklar, "Lübnan'ın son saatlerde Amerikalılardan, ABD'nin Orta Doğu Özel Temsilci Yardımcısı Morgan Ortagus'un bahsettiği üç komiteyi kurmanın ve bu komiteleri ateşkes anlaşmasının tek düzenleyicisi olarak kabul etmenin gerekliliği hakkında ek sözler duyduğunu" açıkladı.

'Normalleşme gündemde değil'

Ancak kaynaklara göre hükümet, "hâlâ bu öneriyi reddediyor ve ateşkes anlaşmasının dayandığı 1701 sayılı kararın uygulanması gerektiğini vurguluyor."

Meclis Başkanı Nebih Berri, Lübnan heyetinin müzakere için askeri ve diplomatik statüye sahip sivillerden oluşması gerektiği yönündeki öneriye yanıt olarak, "Böyle bir teklif tartışmaya açık değil, zira bunu kabul etmek, UNIFIL'in himayesinde ve (Beşli) Komite'nin gözetiminde uygulanması gereken ateşkes anlaşmasının bozulması anlamına gelir," dedi.

Berri, "İsrail'in bizi siyasi müzakerelere sürükleyerek iki ülke arasındaki ilişkileri normalleştirmek gibi bir niyeti var, ancak bu bizim gündemimizde değil," diye konuştu.

Berri, Şark el-Avsat'a şunları ekledi:

"Uluslararası alan ve Arap ülkelerinin desteğine ve Birleşmiş Milletler'in onayına sahip bir anlaşmamız var. Biz bunu uyguluyoruz ve harfiyen bağlıyız. İsrail ise uygulanmasını engelliyor ve bundan kaçmaya çalışıyor."

Berri, ABD'nin uygulamayı taahhüt ettiği anlaşmanın İsrail'in geri çekilmesini, ordunun konuşlandırılmasını ve elindeki Lübnanlı esirlerin serbest bırakılmasını öngördüğünü, fakat İsrail'in geri çekilmeyi reddettiğini ve saldırılarına devam ettiğini ve son olarak da son saatlerde zayıf bir bahane ile yaşananları hatırlattı.

Ortagus İsrail'de

Dün, Ortagus'un önümüzdeki saatlerde üçlü komite planının uygulanmasına yönelik bir yol haritası oluşturacak bir çalışma belgesi hazırlamak amacıyla bir dizi temas gerçekleştirmek üzere Tel Aviv'e ulaşacağı bilgisi dolaşıyordu.

El-Ahbar'a konuşan kaynaklar, Ortagus'un yakın zamanda Beyrut'u ziyaret etmesi hâlinde gündeme getirilecek bir "fikri" olduğunu ve bu fikrin "müzakere sürecinde siyasi liderlikten talimat alacak askeri-teknik bir komitenin gerekli görevi yerine getirmesi gerektiği" yönünde olduğunu dile getirdi.

Öte yandna İsrail Savaş Bakanı Yisrael Katz'ın "Mutella'ya karşılık Beyrut" denklemini kurduğu sırada, Lübnan'daki İsrail'in iç cephe desteği, güneydeki olaydan faydalanmaya ve tehdit seviyesini yükseltmeye devam etti.

Milletvekili Gassan Hasbani'nin ifadesine göre, bu durum, "Hizbullah'ın silahlarını güneyde İsrail'e devretme" başlığı altında Lübnan Kuvvetleri partisinden milletvekilleri ve şahsiyetler tarafından üstlenildi.

Lübnan Kuvvetleri'ndeki medya sorumlusu Şarl Cubur, "İsrail'in yaptıklarına bakılmaksızın, Hizbullah'ı boğacak her şeyin yanındayız," dedi.