İsrail’in, Dürzi topluluğunu koruma gerekçesiyle Şam’daki başkanlık sarayına 400 metre mesafeye düzenlediği hava saldırısı, Suriye’nin güneyine yönelik askeri nüfuzunu artırma stratejisinin bir adımı olarak değerlendiriliyor.

YDH- İsrail işgal ordusu, uçaklarının Suriye’de faaliyet gösteren Heyet Tahrir eş-Şam örgütünün lideri Colani'nin ‘’ikamet ettiği Şam'daki başkanlık sarayının’’ yakınındaki bir bölgeyi hedef aldığını duyurdu.
El-Meyadin muhabirine göre, İsrail hava saldırısı başkent Şam’daki başkanlık sarayına 400 metre mesafede gerçekleşti.
Öte yandan yerel kaynaklar, Şam Valiliği Emniyet Müdürlüğü’nün orta ve hafif silahlarla iki farklı yönden silahlı kişilerce ateş altına alındığını bildirdi.
Süveyda ilinin batı kırsalındaki Labin, Haran, Carin ve el-Dur köyleri de saatler boyunca silahlı grupların yoğun bombardımanına maruz kaldı.
İşgal yetkililerinden tehdit
İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, Savaş Bakanı Israel Katz ile yaptığı ortak açıklamada, “Bu, Suriye rejimine açık bir mesajdır. Şam’ın güneyine Suriye güçlerinin konuşlanmasına veya Dürzi topluluğunun herhangi bir şekilde tehdit edilmesine izin vermeyeceğiz” dedi.
Katz, “Suriye hükümeti Dürzi azınlığı koruyamazsa, İsrail güçlü bir şekilde karşılık verecektir” uyarısında bulundu.
Bu açıklama, Şam yakınlarında Dürzi militanlar ile Suriye güvenlik güçleri arasında günler süren kanlı çatışmaların ardından geldi.
Katz şöyle konuştu:
“Eğer Dürzilere yönelik saldırılar tekrar başlarsa ve Suriye rejimi bunu engelleyemezse, İsrail büyük bir güçle karşılık verecektir.”
El-Meyadin’e konuşan bir yerel kaynağa göre İsrail, Şam’ın güneyindeki Sehnaya ve Eşrefiye Sehnaya kasabaları çevresindeki silahlı grupları hedef alan birkaç hava saldırısı gerçekleştirdi.
Şam’ın güneyindeki birçok bölge, rejime bağlı güçlerin silahlı unsurlarının gerçekleştirdiği saldırılara sahne oldu.
Bu saldırılar yerel militanlarca püskürtüldü. Her iki tarafta da ölü ve yaralıların olduğu bildirildi.
Tüm bu olaylar, sosyal medyada yayılan ve bir Dürzi din adamına ait olduğu iddia edilen, İslam Peygamberi Hz. Muhammed’e hakaret içerdiği iddia edilen bir ses kaydının ardından yaşandı.