Yerleşimciler maddi-manevi paramparça

img
Yerleşimciler maddi-manevi paramparça YDH

Son aylarda Hizbullah saldırılarının artmasıyla birlikte kuzeyde giderek daha fazla yerleşim yerinin ateş hattına girdiği bildirildi.




YDH- İsrail medyası ynet'te yayımlanan Yair Kraus'un fikir yazısı, Kuzey'deki yerleşimcilerin psikolojik olarak çöktüğünü ve ruhsal destek merkezlerine başvurularda önemli bir artış olduğunu yazıyor.

Ağustos ayı ortalarında İsrail Bağımlılık Merkezi, İsrail'de madde bağımlılığında ciddi bir artış gözlemlendiğini aktarmıştı. 

Bugünlerdeyse, Yair Kraus ''hayal bile edilemeyecek veriler'' var diyerek, 4 bin 400'den fazla yerleşimci-sömürgecinin bir anksiyete atağı ya da travma sonrasında tedavi gördüğünü bildiriyor.

Kraus, rejimin karar alıcılarının ''ayaklarını sürüye sürüye ilerlediğini'' öne sürüyor ve güvenliği yeniden tesis edemeyen yönetimin yerleşimcileri sürekli bir travma içine soktuğunu düşünüyor.

Son aylarda Hizbullah saldırılarının artmasıyla birlikte düzinelerce yerleşim yeri daha ateş çemberine girdi ve kuzeydeki ruh sağlığı merkezleri, tehlikeli hale gelen rutinle başa çıkmak için duygusal destek ve araçlar arayan, tahliye edilen ve edilmeyen yerleşimci-sömürgeci talepleriyle dolup taştı. 

Savaşın patlak vermesinden bu yana Mizrachi ve Batı Celile dayanıklılık merkezlerinde kurulan özel yardım hattına 8 bin 222'den fazla talep geldi ve yaklaşık 4 bin 500 yerleşimci-sömürgeci, savaş devam ederken yaşadıkları aşırı stres durumları için duygusal tedavi almak üzere başvuruda bulundu.

Doğu ve Batı Celile Ruh Sağlığı Merkezlerinin bölge müdürü Dalia Amos, son aylarda Batı Celile'den Golan'a kadar uzanan bölgede yaşayan ve ruhsal destek almak isteyen yerleşimci başvurularında artış olduğunu söylüyor. 

Batı Celile Kaynakları Ruh Sağlığı Merkezi Direktörü Adi Elmaleh, “Ağırlık merkezi şimdi tahliye edilmeyen ve savaşın hayal bile edilemeyecek gerçekliğini yaşayan yerleşimlere kayıyor” diyor. 

 Kibbutz Lahavat Hashan'da yaşayan Mizrahi Galil Ruh Sağlığı Merkezi Direktörü Liza Gunter de şunları ekliyor: 

“Sürekli çatışma altında yaşamak hayatımızın her alanını etkileyen, stres, korku ve kayıp duygularını beraberinde getiren bir zorluktur ve sürekli tehdit rutini izlenemez hale getirir. Sürekli endişe ruh sağlığına zarar veriyor ve günlük yaşamı idare etmeyi zorlaştırıyor.” 

Kuzeydeki anormal gerçeklik altında yaşamanın zor olduğu yerleşimciler tarafından teyit ediliyor ve Kraus'a göre, yerleşimciler ''ufukta olumlu herhangi bir şey göremiyor''

Meta Aşer Bölge Konseyi Başkanı ve Çatışma Hattı Forumu Başkanı Moshe Davidovitz verilere cevaben şunları söyledi:

“Mesele sadece yardım merkezlerinin çökmesi değil, hükümetin kuzeyin yok edildiğini anlamaması. Mesele sadece ailelerin parçalanmış olması değil, rejimin insanları hiçbir belirsizlik ve plan olmadan bırakmanın insanların umudunu kaybettiği anlamına geldiğini anlamamasıdır. Hiçbir yardım merkezi ya da psikolog bu durumu düzeltemez. Burada rejim ile İsrailliler arasında tam bir kopukluk var.”